Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/30 E. 2021/808 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/30 Esas – 2021/808
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/30 Esas
KARAR NO : 2021/808

BAŞKAN :….
KATİP :….
DAVACI : …..

DAVALI : ….

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkili ile davalı arasında 30.08.2016 tarihli “Teknik Mühendislik ve İş Geliştirme Danışmanlık Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkil şirketin, Cezayir/Fas pazarına yönelik olarak |danışmanlık hizmeti vermeyi kabul ettiğini ve sözleşme gereği beş adet proje tespit ederek, davalı şirkete bildirdiğini, davalının bu projelere katılı sağlayacağını bildirdiğini, davalı şirketin bütün uyarılara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmede öngörülen yükümlülükleri yerine getirememiş olmaktan dolayı kusurlu olduğunu, sözleşmenin, 3.5 ve 3.6. Maddelerinde cezai şartın düzenlendiğini, buna göre davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde müvekkiline her proje için 200.000.- Euro Tazminat ödeyeceğinin belirtildiğini, 5 adet otel inşaatı ihalesine girmesi yönünde davalı şirkete teklifte bulunulmasına, davalının da teklifi kabul etmesine rağmen, zamanında evraklarını tam hazırlayıp girememesinden dolayı müvekkili şirketin itibar kaybına uğradığını, sözleşmeye göre cezai şartın, her bir proje başına 200.000 Euro olup, beş proje için 1.000.000.- Euro olduğunu, davalının söz konusu tazminatı ödememesi üzerine, noter marifetiyle 18.01.2918 tarihinde ihtarname çekildiğini ve 1.500.000.- Euro tazminatı ödemesi talep edildiğini, ihtarnamenin davalı şirkete 18/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının cevabi ihtarname ile taleplerini kabul etmediğini bildirdiğini belirterek, 1.000.000.- Euro tazminatın 18.01.2018 temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca döviz tevdiat hesaplarına uygulanacağı bildirilen ve Merkez Bankasınca ilan edilen azami faiz oranı üzerinden hesaplanacak Euro faizi üzerinden hesaplanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 30.08.2016 tarihli, “Teknik Mühendislik ve İş Geliştirme Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin tanınmış bir şirket olduğunu, bankalardan değişik projeler için teminat mektubu alabilmesine rağmen, 15 Temmuz darbe girişiminin neden olduğu belirsizlik ortamında, bankaların teminat mektubu verme konusunda çekinceli davranması nedeniyle, teminat mektuplarının zamanında verilemediğini, bu durumun davacı şirkete bildirildiğini, teminat mektubu sunulamamasında müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sorunun tamamıyla, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik nedenlerden kaynaklandığını, davacının kötüniyetli olarak 5 proje sunumu yapmışçasına bu davayı açtığını, müvekkilinin kusur olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacının talep ettiği cezai şartın çok ağır olduğunu, ödenmesine karar verilmesinin şirketin mahvına sebep olabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, cezai şartta indirim yapılmasının usul ve yasa gereği zorunlu olduğunu belirterek, davanın reddini aksi halde cezai şart miktarının indirilmesini istemiştir.

3.Deliller: Tarafların dayandığı deliller getirtilmiş, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

4.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen cezai şart bedelinin tahsili taleplidir.

Davacı, taraflar arasında imzalanan 30.08.2016 tarihli “Teknik Mühendislik ve İş Geliştirme Danışmanlık Sözleşmesi” kapsamında beş adet projeyi tespit ederek, davalı şirkete bildirdiğini, bu projelere katılı sağlayacağını bildiren davalı şirketin, bütün uyarılara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiası ile sözleşmenin, 3.5 ve 3.6. maddelerinde düzenlenen cezai şart bedelinin tahsilini talep etmekte olup, davalı şirket ise akdi ilişkiyi kabul ederek, darbe girişimi sebebi ile piyasalardaki belirsizlikten dolayı bankaların teminat mektubu vermediğini, bu durumu davacıya bildirdiğini, kusursuz olduklarını, davacının kötüniyetli davrandığını, cezai şart bedelinin, davalının ekonomik mahfına sebep olacağını savunmuştur.

Taraflar arasında 30.08.2016 tarihli “Teknik Mühendislik ve İş Geliştirme Danışmanlık Sözleşmesi” kapsamında akdi ilişkinin varlığı, sözleşmeye göre davacının danışman, davalının ise danışmanlık hizmetlerinden faydalanan olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Tarafların akdi ilişkiden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşmenin 3.5. Maddesine dayalı olarak davalıdan cezai şarta bağlı olarak alacağının olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf olduğu anlaşılmıştır.

Taraflar arasında imzalanan 30.08.2016 tarihli sözleşme incelendiğinde; davalı şirketin çıkarları doğrultusunda, Cezayir ve Fas ülkelerinde iş kazanımı ve pazara girmesi için ihtiyaç duyduğu yardımı, destek ve rehberlik almak için davacı danışman şirketin görevlendirildiği, sözleşmenin konusunun (3.1.) maddesine göre; “sözleşmenin danışmanın asıl sunacağı hizmeti ilgili bölgede Şirketin ihtisası içindeki işleri tespit etmek, bu hususta iş geliştirmek, söz konusu işleri Şirket’in kazanması için tecrübe ve ihtisası ile yöntemlerini kendi belirleyeceği şekilde Şirket lehine çalışmaktır.” olarak belirlenmiş, cezai şarta yönelik sözleşmenin (3.5). maddesinde; “Danışman, çalışması sonucu tespit ettiği işleri Şirket’e yazı(e mail) ile bildirir. Şirket ilgilendiğini belirtirse, bu iş Sözleşmenin kapsamındaki bir Proje olarak Madde 4’ün hükümlerine tabi olacak ve söz konusu Proje kapsamında Şirket, Danışman ile münhasıran işbirliği yapacaklardır. Eğer Şirket, bu kapsamdaki Proje ile ilgili teminat verememesi veya Projeye girmekten vazgeçmesi halinde danışmana ceza olarak 200.000 Euro ödeyecektir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Dosyaya sunulan ve davalının itiraz etmediği delillere göre; davacı şirketin Cezayir’de yer alan 5 adet otel ihalesini tespit edip, davalı şirkete mail ile bildirdiği, davalı şirketin 06/09/2016 tarihli yazı ile 2 adet, 09/02/2017 tarihli cevabi yazı ile 3 adet olmak üzere toplam 5 adet projeye dahil olacaklarını kabul ettikleri, davalı şirketin 31/03/2017 tarihli mail ile bu projeler için gerekli olan teminatları sunamayacaklarını davacıya bildirdiği, davacı şirketin 16/08/2018 tarihinde noterden gönderdiği ihtarname ile sözleşmenin (3.5) ve (3.6.) maddeleri uyarınca 5 proje için toplam 1.500.000 Euro cezai şart bedelini, tebliğden itibaren 3 gün içinde bildirilen banka hesabına yatırılmasını talep ettiği, ihtarnamenin 19/08/2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği görülmüştür.

Buna göre davacı şirketin sunduğu 5 projeye dahil olacağını bildirmesine rağmen, gerekli teminatları sunamayan davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebi ile, sözleşmenin (3.5). Maddesindeki “proje ile ilgili teminat verememesi veya projeye girmekten vazgeçmesi halinde danışmana ceza olarak 200.000 Euro ödeyecektir” hükmü uyarınca davacının 5 proje için toplam 1.000.000 Euro cezai şart alacağı olduğu anlaşılmıştır.

Taraflar tacir olup, TTK.’nun 22. maddesi gereğince cezai şartın fahiş olduğundan bahisle TBK.’nun 182/3. Maddesi uyarınca indirim yapılamayacak ise de, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca kararlaştırılan cezai şartın, karşı tarafın ekonomik mahfına sebebiyet verecek derecede fahiş olması halinde, cezai şartın indirilmesine karar verilebilecektir. Bu kapsamda bilirkişi marifeti ile tespit edilen davalının cirosu, öz kaynakları, finansman oranı, satış hacmi, tüm mal varlığı değerleri, ekonomik büyüklüğü ve işlemlerin bütünlüğü göz önüne alındığında, cezai şart bedelinin takdiren %50 oranında indirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Cezai şart bedelinin ödenmesine ilişkin ihtarnamenin 19/08/2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, verilen 3 günlük süre gözetildiğinde, davalının 23/08/2019 tarihinde temerrüte düştüğü görülmüştür. Buna göre dava kısmen kabul edilerek, cezai şart bedeli olan 500.000 Euro’nun, temerrüt tarihi olan 23.08.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro cinsi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
500.000 Euro’nun temerrüt tarihi olan 23.08.2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro cinsi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 383.765.58 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 111.516,08 TL harcın mahsubu ile kalan 272.249,50 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL başvuru harcı ve 111.516,08-TL peşin harç olmak üzere toplam 111.575,38 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 446,25 TL tebligat ve posta gideri, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.946,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.674,43 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 144.805,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7- Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 144.805,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
8-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan….
E imzalıdır
Katip ….
E imzalıdır