Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2021/589 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/261 Esas – 2021/589
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2021/589

HAKİM :…
KATİP ….

DAVACI : ….
….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI ….
….
VEKİLLERİ : Av…..
Av. ….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “UPS” logosu ile yurt içi ve yurt dışı paket ve kargo taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini, taraflar arasında 27/12/2018 tanzim tarihli Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşmeye istinaden müvekkili UPS tarafından davalı borçlu firmanın gönderileri taşınarak faturaların kendilerine iletildiği, bu sebeple de sözleşme hükümlerine göre, müvekkili şirket tarafından keşide olunan faturanın davalı/borçlu şirkete tevdi olunduğu ancak bazı faturaların bedelinin tahsil edilemediği, davalının gönderilerinin büyük olduğu ve limit aşımı olacağı hususunun davalının bilgisi dahilinde olduğu, davalının gönderilere ilişkin fiyatlandırmayla ilgili olarak bilgilendirildiği, fiyatlandırmaya ilişkin olarak bilgi sahibi olmasına rağmen müvekkiline ödeme yapmadığı, davalı şirkete ödenmemiş cari borçla ilgili ödeme yapılmaması halinde yasal işlem başlatılacağı hakkında 08/11/2019 tarihli uyarı yazısının gönderildiği, ancak herhangi bir yanıt alınamadığı, bu sebeple de 70.185,84 TL tutarındaki taşıma ücretinin tahsili amacı ile davalı/borçlu şirket aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2019/16984 Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, davalı/borçlu şirket vekilinin icra dosyasına verdiği dilekçe ile itirazda bulunduğu ve tüm borca ve ferilerine itiraz edildiği, davalı şirketin borca ve ferilerine itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ve zaman kazanmak için kötü niyetle yapılmış bir itiraz olduğu, taşıma işlemlerinin, imzalanan sözleşmeye istinaden belirlenen ücretler üzerinden faturalandırıldığını, davalı/borçlu şirketin icra takibine yönelik itirazının haksız ve usulsüz olduğu, şeklinde hususlara yer verilerek, davalı/borçlu şirketin icra takibine yönelik itirazının iptaline, icra takibinin devamına ve haksız yere icra takibine itiraz eden davalı/borçlu şirketin % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirketin kargo işlemlerinin yapılması için anlaştığını, müvekkili şirketin kargo ile göndermek istediği ürünleri davacı şirkete bildirdiğini, davacı şirket tarafından kargolanacak ürünlerin teslim alındığının ve hangi ücret ile kargo gönderiminin sağlanacağı bilgisinin e-mail ile müvekkili şirkete bildirildiğini, müvekkili şirketin ise gönderilen kargoların bedellerini 1 yıl içinde ödemek üzere anlaştıklarını, ancak davacı şirket tarafından kendilerine bildirilen kargo ücret ve ebatlarına uygun olmayan şekilde faturalandırma yapıldığını, haksız olarak kesilen fatura bedeli ile birlikte müvekkilinin ödeme gereken bakiye borcun tamamının icra takibine konu edildiğini beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından taşıma sözleşmesine istinaden düzenlenen fatura dayanak gösterilerek davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara 29. İcra Dairesi’nin 2019/16984 takip sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine takipte başlatıldığı, borçlunun 02/01/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak 2019 yılına ait BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, 02/12/2020 tarihli cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara HMK’nın 222. Maddesi uyarınca müvekkileri şirketin ticari defterinin sunulması için süre verilmiş, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerin bulunduğu adresi bildirdiği, davalı vekilinin ise ilgili belgeleri fiziken dosyaya ibraz ettiği görülmüştür.
İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacı ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde var ise davacı alacağının tespitine yönelik rapor tanzim edilmesi istenilmiş, gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacının ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğunu, sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, davalının dosyaya sunulu yevmiye defterinin tek başına sahibi lehine delil keyfiyeti olmadığı, davacının ticari defterlerine göre 24.12.2019 takip tarihi itibariyle davacının 70.185,84TL davalıdan alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan borç/alacağı olmadığı, ancak davalının defterlerinde bazı faturaların cari hesaba işlenmiş olmasına karşın bazılarının nakit olarak kapatıldığı, nakit ödemelere ilişkin belge sunulmadığından davalının ibraz olunan yevmiye defterinde yer alan kayıtlara borç/alacak miktarının net olarak tespiti için itibar edilemeyeceği, davacının takibe dayanak faturalarından 14.06.2019 tarihli A-193690 seri-sıra numaralı 55.649,41TL tutarlı faturasının miktar yönünden de kabulü halinde davacının 24.12.2019 takip tarihi itibariyle davacının 70.185,84TL davalıdan alacaklı olabileceği Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 24.12.2019 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %13,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır
Dosyanın taşıma konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile iddia ve savunmaları karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise takip tarihi itibariyle davacı alacağının tespitinin yapılması istenmiş, 28/06/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Taraflar arasında akdedilmiş 27.12.2018 tarihli taşıma ve cari hesap sözleşmesinin genel nitelikli ve çerçeve sözleşmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasında elektronik posta yazışmalarında, davacı tarafından cari hesap sözleşmesi ekinde yer alan tarifeden farklı bir fiyat teklifinin sunulduğu, bu önerinin de davalı tarafından kabul edildiği, dolayısıyla Türk Borçlar Kanununun 1. ve 4. maddeleri uyarınca yeni bir sözleşmenin kurulmuş olduğu, sözleşmenin standart tarife üzerinden kurulduğu ve sözleşme içeriğinde limit aşımına ilişkin bir teklif sunulmadığı da göz önüne alındığında, davalı tarafa sonradan limit aşımı nedeniyle kesilen 55.949,41 TL tutarındaki faturanın sözleşmeye aykırı ve haksız olduğu, yapılan hesaplama sonucu davalının eski bakiyeyle birlikte toplam 24.133,03 TL tutarında borç bakiyesinin kaldığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki taşıma sözleşmesine dayalı bakiye alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasında 27/12/2018 tarihli sözleşme akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın taraflar arasında elektronik posta yoluyla yeni bir sözleşme kurulup kurulmadığı, fiyatlandırmanın bu yolla belirlenip belirlenmediği hususundan kaynaklanmaktadır.
6098 TBK’nın 1.maddesinde “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir” 2.maddesinde “Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır.”
Taşıma sözleşmesi şekle tabi olmadığından bu husus geçerlilik koşulu olmayıp ancak ispat aracıdır. İcap ve kabulle dahi taşıma sözleşmesi kurulabilir. (Y.11.H.D.13/02/2017 tarih 2015/12657E-2017/750K.)
Somut olayımızda gelen müzekkere cevapları, tarafların ticari defterleri ve bilirkişi raporlarında davacı tarafından sözleşmeye istinaden edimin yerine getirildiğinin görüldüğü, taraflar arasında yazılı sözleşme akdedildikten sonra, faturaya konu ürün ve malzemeye yönelik fiyatlandırmaya ilişkin e-mail yazışmaları ile teklif istenilip kabul edildiği, sözleşmenin bu haliyle yenilendiği, yer alan kayıtlardan taşıma belgesi ve fatura içeriğine göre ifa edilen hizmete ilişkin bedel olan 55.949,41 TL davalının borç bakiyesinden düşürülüp, 10.666,14 TL’lik faturaya ilişkin bakiye 9.896,60 TL eklendiğinde davacının davalıdan 24.133,03 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı bakiye bedelin ödendiğine yönelik herhangi bir belge sunmamıştır. Hal böyle olunca; davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16984 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 24.133,03-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16984 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 24.133,03-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 24.133,03-TL’nin %20’si olan 4.826,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 1.648,53-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 847,67-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 800,86-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 6.787,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 847,67-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 902,07TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 1.900,00-TL Bilirkişi ücreti, 200,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.100,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 722,25-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2021

Katip ….
e-imza

Hakim …
e-imza