Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2021/514 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/256 Esas
KARAR NO : 2021/514

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili 25.06.2020 h. tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacıdan 31.07.2018 tarihinde iki fatura konusu toplam 35.000 TLTik ev mobilyası satın ve teslim aldığı, Davalının … Bank 3131.08.2018 tarihli 1014030 no.lu 17.500 TLTik çek ile kısmi ödeme yapıp kalan 17.500 TL’yi ödemediği, Davalı taraftan kalan miktarın defalarca talep edildiği aksi halde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, bu uyarıdan yaklaşık 1 yıl sonra davalı tarafın ürünlerde hata olduğu ve tamir ettirdikleri gerekçesiyle tamir bedeli olan 7.500 TL’yi kabul etmeleri halinde 10.000 TL ödeyeceklerini ve buna dair bir protokolü vekilleri aracılığıyla 2019 yılı mayıs ayında davacı şirkete bildirdikleri, Ürünlerde hata olmadığı, davalı tarafından ayıp ihbarı yapılmadığı, davalı tarafından yapılan tadilatın söz konusu olmadığı ve buna ilişkin talep edilmesine rağmen fatura ibraz edilmediği, davacı tarafın 28.08.2019 tarihinde iadeli taahhütlü olarak kalan bakiyenin ödenmesi aksi halde hukuki yollara başvurulacağına ilişkin yazı gönderdiği, buna karşılık 04.09.2019 tarihinde davalı tarafından gönderilen yazıda herhangi bir borçlan olmadığını bildirdiği, Akabinde … Dairesi … E. sayılı takip başlatıldığı ve 27.09.2019 tarihinde davalı tarafa ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun borcunu ödemediği ve borca itiraz ettiği, Dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğu ancak uzlaşılamadığı, Davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu bu sebeple davanın açılma zorunluluğu doğduğu, beyanla, arz ve izah edilen sebepler gözetilerek; icra takibine yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 05.09.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen takip sebebi ‘cari hesap gereğince ödenmeyen borç’ yekunu olarak ifade edildiği, TTK m.87’ye göre taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığı için davanın reddedilmesi gerektiği, davacının icra takibinde davaya konu ettiği faturaları icra dairesine tevdi etmediği, iddiasını genişleterek itirazın iptali davasında artık bu faturalara dayanması mümkün olmadığı, davacının takip talebi ile bağlı olduğu ve TTK m.87 kapsamındaki cari hesap sözleşmesini dosyaya sunamadığma göre davanın reddedilmesi gerektiği, ÎÎK m. 5 8/3 uyarınca davaya konu edilen faturaları alacağın belgeye dayandığını ifade ederek ibraz etmediği ‘cari hesap gereğince ödenmeyen borç yekunu’ ifadesini kullanarak taraflar arasında TTK m.87’ye göre cari hesap sözleşmesi olduğunu iddia ettiği ve bu iddiasını TMK m.ö’ya göre ispat etmesi gerektiği, ödeme emri ile müvekkile tebliğ edilmeyen faturalara eldeki davada dayanılmasını kabul etmedikleri, Davacının teslim ettiği ürünlerden 2 adet berjerin defolu ve kirli çıktığı, masa üstü mermer 2 defa değiştirilmesine rağmen davacı tarafından kırık mermer gönderildiği, 2 adet sandalyenin defolu gönderildiği, davalı tarafından EK-2 olarak ibraz edilen 16.08.2018 tarihli 8 nolu 17.500 TL bedelli e-fatura oluşturularak davacıya fiyat farkı adı altında gönderildiği, bu faturada izah edilen ayıplarm hepsinin tek tek davacıya ihtar edildiği, davacının ayıpların farkında olduğu ve Ek-2 e-faturasmı ticari defterlerine alarak TTK m.21/2 maddesi kapsamında 8 gün içinde itiraz etmediği, bu şekilde anlaşmazlığın son bulduğu, davacının Ek-2 fatura üzerinden 1 yıl geçtikten sonra davalıya borç ihtarnamesi gönderdiği ve davalı tarafından bu duruma itiraz edildiği, Davacının 24.09.2018 tarih 172 nolu yeni fatura oluşturduğu ve böylelikle davalı tarafı kendi ticari defterinde sanal bir şekilde borçlandırdığı, davalının olsa olsa ancak bu oluşturulan fatura ile borçlu olabileceği, davacı bu faturaya ne icra takip talebinde ne de eldeki davanın dava dilekçesinde dayanmadığı için artık iddiasını genişletmesine muvafakati olmayacağı, davanın 24.09.2018 tarih 172 nolu e-faturaya gerek icra takip talebinde gerek ise dava dilekçesinde dayanılmaması ile ret edilmesini talep ettikleri, beyanla, arz ve izah edilen sebeplerle; eldeki davanın Ek:l karar uyarınca icra takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı olması, taraflar arasında TTK m.87 kapsamında cari hesap sözleşmesinin olmaması sebebi ile reddini, bu talep kabul edilmeyecek ise davacını dayandığı 31.07.2018 tarihli 151 ve 152 nolu e-faturalarına karşı davalının ayıp ihbarı içeren 16.08.2018 tarihli 8 nolu e-faturasmı TTK m.21/3 uyarınca süresi içinde itiraz etmemesi sebebi ile davanın reddini, davacının icra takibi ve dava dilekçesinde 24.09.2018 tarih 172 nolu e-faturasına dayanmadığı için bununla ilgili olarak alacaklı olup olmadığının belirlenmesinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında mümkün olmadığından davanın usulden reddini, davalı lehine %20 icra inkar tazminatının ve avukatlık ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; tacirler arasındaki danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
Taraflar arasında 35.000.TL tutarında mobilya alış-verişi yapılmış, davalı firma tarafından 17.500.TL’si ödenmiş, kalan 17.500.TL’si ödenmemiştir. Alış verişe dair davacı firma tarafından e fatura düzenlenerek davalıya gönderilmiş, davalı tarafından faturalara usulüne uygun, noter, iadeli taahhütlü mektup, ya da telgrafla herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bu haliyle fatura içerikleri kesinleşmiştir. Usulüne uygun ayıp ihbarı da yapılmamakla borç kesinleşmiştir. İcra müdürlüğü dosyasında takibe dayanak olan cari hesap da eldeki faturalardan kaynaklanmaktadır. Bu haliyle davalı, takip konusu borçtan sorumludur. Tarafların defter kayıtları da incelenmiş,
03/02/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalı adına iki adet fatura düzenlendiği ve davalı tarafından davacıya 17.500,00 TL tutarındaki çek ile ödeme yapıldığı, kalan 17.500,00 TL tutarındaki borç için herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davalı tarafından davacıya “fiyat farkı” açıklaması ile 17.500,00-TL tutarında fatura düzenlendiği ve bu şekilde borcun kapatıldığı, bu işlemler neticesinde davalıya ait ticari defter kayıtlarına göre, 23.09.2019 takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, Davacı şirket vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde müvekkili şirketin ticari defterlerinin Înegöl/Bursa’da olduğu, ticari defterlerin gönderilmesinin müvekkilinin ticari işleyişi açısından büyük zorluk doğuracağı bu nedenle ticari defterlerin yerinde incelenebilmesi amacıyla müzekkere yazılmasının talep edildiği, bu nedenle davacı şirkete ait ticari defterlerin fiilen incelenme imkanı elde edilemediği, uyuşmazlığın açıklığa kavuşturulabilmesini teminen davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinin gerektiği, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Defter incelemelerinden de davalının takip tutarı kadar borçlu olduğu teyit edilmiş, bilirkişi raporları açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
2-Takip çıkışı olan 17.525,92-TL’nin %20’si olan 3.505,18-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.197,20-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 299,30-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 897,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 299,30-TL Peşin/nisbi Harcı, 2.898,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.252,20-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR