Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/249 E. 2022/420 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/249 Esas – 2022/420
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/249
KARAR NO : 2022/420
BAŞKAN …
ÜYE : ..
ÜYE ..
KATİP : ..

DAVACILAR : 1-…
DAVACI …..
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit ( Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
G.K.YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Davacılardan …arasında 18.08.2010 tarihinde “grup genel kredi sözleşmesi” ve 11.06.2012 tarihinde “limit artışı içeren ek sözleşme” yapıldığını, diğer davacıların da bu sözleşmeyi kefil olarak imzaladıklarını, grup genel kredi sözleşmesinin, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin genel çerçevesini belirlediğini, kredi kullandırımının ise genel kredi sözleşmesinin ayrılmaz bir cüz’ü kabul edilmiş olan “kredi tahsilat planı” başlıklı belge ile gerçekleştiğini, kredi tahsilat planında, kullandırılan kredinin para cinsi, miktarı, kullandırılma tarihi, faiz oranı ve taksit miktarı belirlendiğini, ayrıca davalı bankadan teminat mektuplarının temin edildiğini, alacaklı banka lehine, kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, limit artışı içeren ek sözleşmenin imzalandığını, 11.06.2012 tarihinde düzenlenmiş 9.000.000,00 TL bedelli kambiyo senedi dışında, kredi borçlusu ….’ne ait …parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde 1. dereceden 600.000,00 TL bedelli, kredi borçlusu şirketin ortakları olan ve aynı zamanda kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamış olan …..’na ait, “…parselde bulunan 18 adet bağımsız bölüm üzerinde” 1.dereceden 6.000.000,00 TL, bedelli, kefillerinden…’na ait “… numaralı bağımsız bölüm üzerinde” 1. dereceden 700.000,00 TL bedelli, kefillerinden …’na ait, “… parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde” 1. dereceden 21.000.000,00 TL bedelli ipoteklerin tesis edildiğini, davalı banka tarafından borçlular aleyhine yapılan… Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip hakkında, İİK 71. Maddesine dayalı olarak … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davada ilgili banka şubesinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, takibe konu kredi alacağı için borçlular tarafından 5.677.570,14 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, raporun takip tarihi ve dava tarihi esas alınarak yapılmış bir kısım ödemelerin bu tarihler dışında kaldığı gerekçesi ile dikkate alınmadığı, yerel mahkeme tarafından tespit edilen ödeme açısından takibin kısmen iptaline karar verilmesi gerekirken, kalan borcun tespiti yoluna gidildiğini, karara yönelik istinaf yoluna gidilmiş olmasına rağmen takibin …k Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle feragat edildiğini, bilirkişilerin kabul etmedikleri ödemeler nedeniyle ikinci kez şikayet yoluna gidildiğini, … Esas sayılı davada davalı-alacaklı vekilinin kabulü nedeni ile 717.543,12 TL ödeme açısından, İİK 71. maddesi gereğince “takibin kısmen iptaline karar vermesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına” karar verildiğini, yukarıda açıklanan dava neticelerinde, davacılar tarafından, davalı-alacaklıya kredi borcu için toplam 6.395.113,26 TL ödeme yapıldığını, depo edilmesi talep edilen tüm teminat mektuplarının iade edildiğini, davalı bankanın teminat mektubu riskinin kalmadığının tespit edildiğini, davacılar tarafından bu miktar açısından borçlu olmadıklarının tespiti için bu miktar açısından İİK 72. madde hükmü gereği menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının mevcut olduğunu, taraflar arasına derdest tek takip olan … Esas sayılı takip dosyası hakkında da İİK 71. Maddesine dayalı olarak bu miktar açısından ve bu mahkemeler tarafından dikkate alınmayan ödemeler için …Esas sayılı dava dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, davalı vekili tarafından 28.11.2019 tarihli beyan dilekçesinde, takibe konu kredi alacağı için tahsil edilen miktarın 6430.113,26 TL olduğunun ifade edildiğini belirtilerek, taraflar arasındaki 18.08.2010 tarihinde imzalanan Grup Kredi Sözleşmesi esas alınarak, davalı banka tarafından kredi ilişkisinin kat edilip kat edilmediği ve kat edilmiş ise hangi tarihin esas alınması gerektiği ve ilk takip tarihi 09.01.2015 tarihi itibari ile davalı bankanın talep edebileceği kredi alacağı miktarının tespitini, 31.12.2014 tarihinde borçlu şirketin banka hesabında bulunan 50.185,09 TL ve 01.07.2015-05.05.2017 tarihleri arasında alacaklı bankaya yapılmış 56.919,79 TL ödeme olmak üzere toplam 107.104,88 TL ödeme açısından borçlu olmadıklarının tespiti ile, … Esas sayılı takibin bankanın kredi alacağının, yargılamayı gerektiren kâr payı dışında ödenmiş olmakla takibin iptaline ve bu kredi alacağının teminatı olarak tesis edilmiş tüm ipoteklerin terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Müvekkili banka tarafından, davacılardan ….’ne, Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığını, diğer davacıların bu kredi sözleşmesinin müteselsil kefilleri olduğunu, kefillerin aynı zamanda kredi borcuna karşılık bankaya rehnedilen gayrimenkullerin de malikleri olduğunu, müvekkili banka tarafından, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilip, Noter ihtarnameleri keşide edilerek davalılara tebliğ edildiğini, davalılar tarafından, tebliğ edilen bu ihtarnamelere itiraz edilmediğinden ihtarnamede yazılı tutarların davalılar açısından kesinleştiğini, ihtarnameler ile belirlenen sürede borcun ödenmemesi üzerine, borçlular aleyhine … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ayrıca ipotekli gayrimenkullere ilişkin olarak da …Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik takip başlatıldığını, takibin İcra Hakimliğine yapılan şikayet üzerine müşterek ipoteklerin bölünemeyeceği ve ayrı takibe konu edilemeyeceği gerekçesiyle usul yönünden iptal edildiğini, bunun üzerine…Esas sayılı dosyasında 21 adet gayrimenkul için ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip başlatıldığını, bu takipte gayrimenkullerin satış aşamasına getirilmesinden sonra, borçlular tarafından borcun yapılandırılarak, taksitlendirilmesi tatebinde bulunulduğunu, müvekkili banka ile asıl borçlu şirket ve kefillerden … arasında, ödeme planına ilişkin 14 maddeden oluşan protokolün 28.04.2017 tarihinde imzalandığı, bu protokol ile taraflarca 7.500,009,00 TL toplam borcun, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte ödenmesi hususunda anlaşmaya varıldığını, davacılar vekilinin dava dilekçesinde bu protokolden bahsetmediğini, bu protokol ile davacı taraf ve müvekkili banka arasındaki tüm borç miktarı konusunda tarafları bağlayıcı ve geri dönülmez bir şekilde uzlaşmaya varıldığını ve hatta davacılara banka tarafından önemli miktarlarda indirim yapıldığını, müvekkili banka ile davacılar arasında düzenlenen 28.04.2017 tarihli protokol hiç yokmuş gibi davranılarak, taraflar arasında borç miktarının mahkeme kanalıyla tespit edilmeye çalışıldığını, protokolün taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen, tarafların hak ve borçlarının kararlaştırıldığı, tarafları tam ve kesin olarak bağlayan, hukuka uygun, davacıların talebi ile müvekkil bankanın da kabul ettiği hükümlere dayanan yazılı bir belge olduğunu, bu davada bir borç tespiti yapılmak isteniyorsa, buna esas alınacak en önemli belgenin taraflar arasındaki borç miktarını belirleyen protokol olduğunu, davanın kötüniyetle açıldığını, müvekkili bankanın protokolün kendisine yüklediği tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, protokolün 4. maddesine göre borçlularca 04.05.2017 tarihinde ödenmesi öngörülen 1.100.900,00 TL ödemeyi ve 3. Maddesine göre 04.05.2017 tarihinde ödenmesi öngörülen 25.000,00 TL vekalet ücretine ilişkin ödemenin gününde ve tam olarak yaptığından, müvekkili banka tarafından … Talimat sayılı dosyasından satışa çıkarılmış olan taşınmazlar ile… Esas sayılı dosyasındaki takipte satışa çıkarılmış olan taşınmazların satışının düşürüldüğünü, müvekkili bankanın ödemeleri protokol kapsamında kabul ettiği ve protokole uygun davrandığı halde, davacı tarafın sürekli icra mahkemelerinde şikayet yoluna gittiğini ve davalar açıldığını, davalı tarafça anılan protokole uyulmayarak, taahhüt edilen ödemelerin tam olarak gerçekleştirmemesi sebebi ile müvekkili bankanın da artık protokol ile bağlı olmadığını, protokolde yapılan indirimlerin de geçerliliğini yitirdiğini, derdest bulunan … Esas sayılı kambiyo senedine dayalı takipte hesaplama yapılarak, çıkacak bakiyenin borçlular tarafından müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini, borçlulardan protokolden sonra yapılan toplam tahsilat tutarının 6.430,113,26 TL doğru alınması gerektiğini, bu ödemenin icra dosyasına bildirildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

3. Deliller: Tarafların dayandıkları tüm deliller, icra dosyası getirtilmiş, bilirkişi heyetine dosyaya sunulan deliller ve banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır.

4.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacılarca kullanılan nakdi ve gayri nakdi krediler dolayısıyla hesap kat tarihinin ve davalı bankanın, davacılardan olan alacağının tespiti ile icra dosyasında takibe konu yapılan alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali taleplidir.

Taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı ihtilafsız olmakla birlikte, davacı taraf, davalı bankaya, kullanılan krediler dolayısıyla olan borcun ödendiği, teminat mektuplarının iade edildiği, icra takibine konu olan borçlarının kalmadığı iddiası ile takip tarihi itibari ile borç miktarının tespiti ile dava konusu icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı banka ise davacıların asıl borçlu ve kefil olduğu kredi sözleşmesi kapsamında kredi borcunun ödenmemesi sebebi ile hesabın kat edildiğini, hesap kat ihtarı ile verilen atıfet süresinde borcun ödenmemesi üzerine, borçlular aleyhine icta takibi başlatıldığını, borçluların müracaat ile banka ile aralarında borcun yapılandırılmasına ve ödemelere ilişkin protokol yapıldığını, borçluların kısmi ödemeleri üzerine icra takiplerinde ki satışların düşürüldüğünü, borçluların taahhüt ettikleri ödemeleri yapmadığını, protokolün geçerliliğini yitirdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Dosyada bulunan kayıtlara ve delillere göre; Davacı borçlular ile davalı banka arasında 18.08.2010 tarihinde 9.000.000.- TL bedelli, davacı …’nin asıl borçlu, diğer davacıların kefil olarak Grup Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, 11.06.2012 tarihli ek sözleşme ile kredi limitinin 11.000.000.- TL arttırılarak 20.000.000.- TL’ye yükseltildiği, bu sözleşmelere dayalı olarak asıl borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, kullandırılan taksitli ticari kredilere ait taksitlerin ödeme planında belirtenen vadelerde ödenmemesi üzerine, davalı bankaca asıl borçlu şirket ve kefillere gönderilen 19.09.2014 tarihli ihtaname ile tüm borçların muaccel hale geldiği belirtilerek, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 2 gün içerişinde borçların ödenmesi ve mer-i olan gayri nakdi kredi tutarı ile çek tutarının bloke edilmesinin, aksi halde fesih sebebi ile yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarname ekinde yer alan hesap özeti tablosunda; 6.380.985,80 TL nakdi kredi, 135.323,36 TL Teminat Mektubu komisyonu, sigorta prim borcu masraf vb. olmak üzere toplam 6.516.309,16 TL nakdi alacak, ve 42.400,00 TL çek tazmin bedeli ve 4.763,400,00 TL mer-i teminat mektubu tutarı olmak üzere toplam 4.805.800,00 TL gayri nakdi alacağın depo edilmesinin talep edildiği, 08.10.2014 tarihinde, borçlu ve kefillere ikinci bir düzeltme ihtarnamesi gönderilerek 789,96 TL noter masrafı ilave edilerek sair nakit alacaklar tutarı 136.113,32 TL olarak, çek tazmin bedeli 43.445,00 TL ve mer’i teminat mektuplarından 5.578.774,53 TL’nin depo edilmesinin talep edildiği, ihtardan sonra kredi ilişkisinin devam ettiği, 02.12.2014 tarihinde borçlu firmaya 941.500,00 TL tutarında 12 ay taksitli yeni bir kredinin kullandırıldığı ve mevcut kredilere ait gecikmeli taksitlerin bu kredi tutarı ile tahsil edildiği, bu tarihten sonra kredilere ait taksitlerin yeniden gecikmeli duruma düşmesi üzerine 25.12.2014 tarihinde borçlu ve kefillere yeni bir ihtarname gönderilerek güncel borç tutarları bildirildiği ve nakdi borçların 2 gün içinde ödenmesi gayri nakdi kredi tutarının ise depo edilmesinin talep edildiği, bu ihtardan sonra kredi borcunun ödenmemesi ve kredi ilişkisinin durması nedeniyle 25,12.2014 tarihli ihtarname ile hesabın kat edildiği anlaşılmıştır.

Davalı Banka ile davalı/ borçlulardan… arasında yapılan 28.04.2017 tarihinde “Borç Ödeme Protokolü”nün düzenlendiği, protokolün ilgili maddelerinde;
“1-Borçlular 28.04.2017 imza tarihi itibariyle Bankaya, borçlulardan ….’ne kullandırılan kredilerden dolayı 8.462.518,95 TL nakdi, 3.152.520,00 TL gayri nakdi borçları/riskleri bulunduğunu peşinen kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.
2- Borçlular, işbu protokolün 1. Maddesinde belirtilen nakdi borçlarını indirimli olarak Ek.1’deki Ödeme Planından belirtilen taksit ve vadelerde toplam 7.500.000,00 TL olarak müştereken ve müteselsilen ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.
3- Borçlular, işbu protokolde belirtilen ödemelerinden ayrı olarak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aleyhlerine başlatılan icra takipleri nedeniyle tahakkuk etmiş olan toplam 140.000,00 TL tutarındaki yasal vekalet ücretini de yine indirimli olarak; 04.05.2017 tarihinde 25.000,00 TL, 30.05.2017 tarihinde 25.000,00 TE, 30.06.2017 tarihinde 25.000,00 TL, 30.07.2017 tarihinde 25.000,00 TL ve 30.08.2017 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere 125.000,00 TL olarak ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.
7- Borçlular, işbu protokolde öngörülen ödemelerinden ve taahhütlerinden herhangi birisini gününde ve tam olarak yerine getirmediği taktirde Bankanın, başkaca herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın ve yapılan indirimler dikkate alınmaksızın tüm alacağından dolayı, yukarıda numarası yazılı olan/olmayan dosyalar üzerinden başlatmış olduğu takip işlemlerine kaldığı yerden devam edebileceğini, ayrıca tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla söz konusu takiplere konu edilmemiş alacak miktarı dahil sair tüm yasal haklarımı aynı anda kullanabileceğini kabul ve beyan etmişlerdir.
8- İşbu protokolün akdedilmesi ile işbu protokol çerçevesinde yapılacak işlemlerin tamamen borçluların mevcut borçlarının taksitlendirilmesi amacıyla yapıldığını dolayısı ile borçluların borçlarının yenilendiği ya da ertelendiği temdidi, tecdidi anlamına gelmediğini, bankanın mevcut kefalet, diğer teminat ve taahhütlerden, yasa, sözleşme ve var ise borçluların daha evvel vermiş oldukları evraklardan (kambiyo evrakları ve sair) vazgeçilmesi/değiştirilmesi anlamına gelmediğini, bankanın tüm bunlardan dolayı doğmuş ve doğacak bilcümle haklarının saklı olduğunu, bu işlemdeki amacın mevcut borcun ödenmesi konusunda taksitlendirme yapılarak, borçlulara kolaylık sağlanması olduğu hususunda taraflar mutabık kalmışlardır. ” düzenlenmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda; “09.01.2015 Tarihi itibariyle nakdi kredilerden kaynaklanan davacıların borcunun 5.929,134,10 TL olduğu,… E. sayılı dosyasında; takip tarihi olan 09.01.2015 itibariyle davacıların davalı bankadan kullanmış oldukları nakdi krediler ve teminatların toplamının 6.044.836,03 TL olduğu, takip tarihi itibariyle toplam asıl alacak tutarının 6.044.836,03 TL, Kar Payı Toplamı 60,774,19 TL, BSMV 2.369,25 TL olmak üzere toplam nakdi borçtan 6.107.979,47 TL, Çek Tazmin Bedelinden 42,400,00 TL, Mer’i Mektup Bedelinden 5.125.145,00 TL olmak üzere toplam gayri nakdi borcun, 5.167.545 TL olduğu, davacıların hesap kat tarihinden sonra ödemeler yaptığı, 28/04/2017 tarihinde yapılan protokolle borç bakiyesinin 7.500.000 TL üzerinden yapılandırıldığı ve kâr payları dahil borçluların 28.04.2017 protokol tarihinde borç toplamının 8.281.545,22 TL olarak tespit edildiği ve 16 ay vade ile borçlular lehine yapılandırıldığı, protokolden sonra davacıların kısmi ödemeler yaptığı, davacıların iddiaları arasında yer alan 29.04.2015 tarihli 1.300.000,00 TL’lik ödemenin ise, davacıların dışarıdan getirerek ödedikleri bir tutar olmadığı, davalı banka nezdinde yeni bir kredi kullanarak mevcut kredi taksitlerinin ödendiği ve yasal takibe geçilmesi süreçinin uzatıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede temerrüt durumunda kredilere uygulanan kâr payı oranından mahrum kalınan kâr payı hesabı yapılacağı hüküm altına alındığı, %13,96 üzerinden kar payı talep edildiği, kredilere uygulanan kâr payı ortalaması alındığında %13,96 mahrum kalınan kar payı oranı tespit edildiği ve kalan anapara üzerimden tahsilat tarihleri itibariyle bu oran üzerinden mahrum kalınan kâr payı hesabı yapıldığı, 19.06.2020 dava tarihi itibariyle davacıların davalı bankaya olan borç durumunun; 1.194.857,50 TL asıl alacak, 402.217,14 TL mahrum kalınan kâr payı ve 123,973,38 TL BSMV olmak üzere toplam 1.621.048,02 TL nakdi ve çek sorumluluk bedeli olarak 21.585,00 TL gayri nakdi borcu bulunduğu” hesaplanmıştır.

Somut olayda tüm deliller değerlendirildiğinde; Davacılar, davalı bankaya, kullanılan krediler dolayısıyla olan borcun ödendiğini, teminat mektuplarının iade edildiği, icra takibine konu olan borçlarının kalmadığı iddia etmişlerse de, dosya kapsamına uygun, denetlenebilir bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, yapılan hesaplamaya göre dava tarihi itibariyle davacıların davalı bankaya 1.194.857,50 TL asıl alacak, 402.217,14 TL mahrum kalınan kâr payı ve 123,973,38 TL BSMV olmak üzere toplam 1.621.048,02 TL nakdi ve çek sorumluluk bedeli olarak 21.585,00 TL gayri nakdi borcu bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında alınan 1.829,09 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 1.748,39 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 14.124,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)