Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2022/436 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2022/436

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/06/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında alım-satım işlemlerinden kaynaklanan ticari ilişkinin bulunduğunu, davalının 01.01.2016 tarihinde başlayan ve 13.10.2016 tarihine kadar süregelen alım-satım nedeniyle oluşan cari hesap borcunu kısmen ödediğini, 2016 yılında bu nedenle oluşan 72.207,65 TL. borç bakiyesinin 2017 yılına devir ettiğini, bakiye alacağın ödenmemesi nedeniyle … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1694 sayılı dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını, davalının başlatılan takibe itirazı sonucu takibin durdurulduğunu, davalının müvekkilinden 27 adet fatura karşılığı 1.625.085,64 TL. değerinde ürün satın aldığını, yapmış olduğu ödemelerin mahsubu sonrası 71.348,56 TL. borç bakiyesinin kaldığını, takip konusu borcun likit olduğunu ve icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, davalının mal varlığına ihtiyati haciz işlemi uygulanmasını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili ile aralarında ticari alım-satımdan kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki nedeni ile bakiye borç olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, TTK’nun 89/2 maddesinin cari hesap sözleşmelerinin yazılı olmadıkça geçerli olamayacağı hususunu düzenlediğini, taraflar arasında bu çerçevede yapılmış bir sözleşmenin var olmadığını, söz konusu davanın cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacaktan değil, 01.10.2016 tarih 274942 numaralı ve 71.348,56 TL. tutarındaki faturadan kaynaklı olduğunu, dava değerinin de bu fatura miktarı kadar göründüğünü, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, 01.10.2016 tarih 274942 numaralı ve 71.348,56 TL. tutarındaki faturanın düzenlenmesine rağmen içeriği malın müvekkiline teslim edilmediğini, davalıya söz konusu malın gönderilmediğinin defalarca bildirildiğini, en son olarak davacıya faks çekilmek suretiyle malların tesliminin istenildiğini, söz konusu fatura içeriğini müvekkiline teslim etmemiş olan davacının kötü niyetli olarak yasal takip başlattığını, Kızılbey Vergi Dairesi tarafından davacı şirketin 2016-2017-2018 ve 2019 yılları için vergi incelemesi yapıldığını, inceleme neticesi davacı şirketin sahte fatura düzenleyicisi olduğunun ve incelemeye alınan yıllarda mal teslimi olmayan faturalar düzenlendiğine ilişkin tespitte bulunulduğunu, bu inceleme esnasında müvekkiline gönderilen yazı ile davacı ile aralarındaki ilişkiye dair tüm bilgi ve belgelerin müvekkili şirket kayıtlarından çıkartılmasının istenildiğini, müvekkili tarafından yazılan dilekçe ile söz konusu faturaya dair mal tesliminin gerçekleşmediği bu yüzden ödemenin yapılmadığı hususunun belirtildiğini, bu aşamada davacının 29.08.2019 tarih 2019/A-6445-7 sayılı Vergi İnceleme Raporu ile vergi mükellefiyetine res’en son verildiğinin öğrenildiğini, faaliyetine res’en son verilmiş olan davacının faturaya dayalı alacağı olduğu iddiasında bulunmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, VDK tarafından davacı şirket yetkilisi Ali Karaduman adına sahte fatura düzenleme ve kaçakçılık suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, bu sebeple … 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/18 E. Sayılı dosyasının açıldığını ve derdest olduğunu, davacı şirketin ” sahte fatura düzenleyicisi olduğunu ve 29.08.2018 tarihi itibariyle VUK 160. Maddesi gereğince vergi mükellefiyetinin res’en terk edildiğini, bu nedenle müvekkili adına düzenlenmiş olan 01.10.2016 tarih 274942 numaralı ve 71.348,56 TL. tutarındaki fatura muhteviyatının teslim edilmemesi nedeniyle ödemesinin yapılmadığından bahisle; maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız açılan davanın reddini, davacı aleyhine asıl alacağın %020’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının faturaya dayalı olarak alacağın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

… 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1694 sayılı dosyanın celbi sağlanmış olup gelen dosya, Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından “cari hesap alacağı” dayanak gösterilerek takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
… 10. Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak 2020/18 Esas sayılı dosyasının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen müzekkere cevabi dosyamız arasına alınmıştır.
Kızılbey Vergi Dairesine müzekkere yazılarak 29/08/2019 tarih 2019/A-6445-7 nolu raporun ve eklerinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen müzekkere cevabi dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak 2016 ve 2019 yılları arasına ait BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen müzekkere cevabi dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, tarafların defter ibrazına yönelik beyanda bulunduğu, görülmüştür
Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise davacı alacağının tespiti istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
15/06/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle: davacının davalı adına tanzim etmiş olduğu 2016 Yılında 20 adet KDV hariç 1.223.379,00 TL., 2017 Yılında 3 adet KDV hariç 151.929,00 TL. olarak vergi dairesine beyanda bulunduğu, davalının davacı tarafından adına tanzim edilmiş olan 10/2016 döneminde 10 adet KDV hariç 586.563,00 TL. olarak vergi dairesine beyanda bulunduğu, taraf defterlerinin incelemeye sunulmaması nedeniyle görevlendirme kapsamında tespitlerde bulunulamadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosya yeniden mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek; davacı defterleri Vergi Denetim Kurulunda, davalı defterleri … CBS Emanet Büro Memurluğunda yerinde incelenerek; Ceza ve Hukuk Mahkemeleri ile Vergi Denetim Raporu irdelenerek; takibe konu edilen alacak bedelinin Asliye Ceza Mahkemesi, Vergi Mahkemeleri ile Denetim Raporunda belirtilen faturalara ilişkin olup olmadığına yönelik, uyuşmazlık çerçevesinde ve tarafların beyan ve itirazlarını karşılar ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
18/04/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacıya ait ticari defterlerin incelenemediği, Davalı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmış olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında davacıya 71.348,56 TL.’sı borç bakiyesinin bulunduğu, davalının 01.10.2016 tarih, A Seri 274942 Sıra nolu, münderecatını teslim almadığı hususuna dair hukuki değerlendirmenin mahkemeye bırakıldığı sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. İş bu davanın süresinde açıldığı görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Davalının arabuluculuk sürecine ilişkin olarak yaptığı itirazına, dosya kapsamındaki mevcut yazılı belgeye istinaden itibar edilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari alışverişe ilişkin alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda takip dosyasında cari hesap alacağı açıklaması belirtilmiş ise de; fatura bedelinin de cari hesap alacağına ilişkin olduğu, esasında talep edilen bedele ilişkin dayanak belgenin fatura olduğu, davacıya ilişkin Vergi Denetiminin davaya ve takibe konu faturalara ilişkin olmadığı, faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, BA/BS formlarında bildiriminin yapıldığı, görüldüğünden tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu raporlar hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, faturaya konu bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1694 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1694 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına,
2-Hükmolunan 71.348,56-TL’nin %20’si olan 14.269,71-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.873,82-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.218,46-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.655,36-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 10.075,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 1.218,46-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.300,00-TL Bilirkişi ücreti, 115,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.687,86TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı Şirket Yetkilisi ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza