Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2021/322 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/217 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kaldırımda yürüyen davacıya çarptığını ve davacının bu kaza neticesinde ağır yaralandığını, davacının Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesine kaldırıldığını, trafik tespit tutanağına göre davalının tam kusurlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL daimi iş gücü kaybı, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 300,00 TL tazminatın avans faizi ile birlikte … Sigorta A.Ş’den, 15.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’tan alınarak davacıya ödetilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın konusunun manevi tazminat olduğunu, davacının taleplerinin bölünebilir olduğunu ve hangi talebin hangi taraftan istendiğinin açıkca belirtildiğini, trafik kazasının ticari bir olay olmadığını bu nedenle davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiğini, esas açısından ise müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, bu durumun ceza yargılaması sonucu anlaşılacağını ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Başlangıçta dava sigorta şirketi ve sürücü …’a birlikte yöneltilmiş, maddi tazminatlar sadece sigorta şirketinden, manevi tazminat ise sadece davalı …’tan talep edildiğinden birbirinden bağımsız davalar olduğu, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi müteselsil sorumluluğa da dayanılmadığından davalı … yönünden açılan davanın tefrikine karar verilmiş, tefrik sonrası da Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkememizce görevsizlik kararı verilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesinin karşı görevsizlik kararı sonrasında Ankara BAM 13. Hukuk Dairesi 31/03/2020 tarihli kararı ile mahkememizi yargı yeri olarak belirlemiştir.
Davanın konusu; Trafik kazasına dayalı olarak davalı işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlidir.
Yargılama sürecinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, maluliyet raporu ve kusur raporu alınmıştır.
Hacettepe Üniversitesince düzenlenen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulları Hakkındaki yönetmeliğe göre davacının %9 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğu, iyileşme süresinin 12 ay olduğu belirlenmiştir. Yine Hacettepe Üniversitesince Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğine göre düzenlenen rapora göre davacının %15 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğu, iyileşme süresinin 12 ay olduğu tespiti yapılmıştır. Kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulları Hakkındaki yönetmelik” olup mahkememizce bu yönetmeliğe göre belirlenen maluliyet oranı gözetilmiştir.
Tefrik öncesi 2018/514 esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu ile davalının tam kusurlu olduğu, davacıya kusur izafe edilemeyeceği kanaati bildirilmiştir. Kaza tespit tutanağı incelendiğinde; olayın yerleşim yeri içerisinde gündüz meydana geldiği, aracın yaya kaldırımına çıktığı ve yaya yolu üzerinde 14,40 metre ilerledikten sonra yayaya çarptığı, çarpmadan sonra 6,60 metre fren izi bıraktığı ve tekrar yola dönüp 17,10 metre mesafede durduğu belirlenmiş, söz konusu tespit gözetildiğinde davalının yerleşim yerinde aşırı hızda araç kullandığı, direksiyon hakimiyetini kaybettiği, ifadesinde belirttiği şekilde, yani davacının taşıt yoluna girmeye teşebbüsünden dolayı refleks neticesinde kontrolünü kaybetmiş olsa dahi dikkatsiz, tedbirsiz ve özensiz araç kullanımından dolayı gerekli tedbirleri zamanında alamadığı sonucuna varılacağı gibi olayın oluş şekli, davalının yayaya çarptıktan sonra dahi 17,10 metre ilerlediği gözetildiğinde bu yöndeki beyanın oluşa uygun düşmediği ve davalının tam kusurlu olduğu sonucuna mahkememizce varılmıştır.
TBK 56. Madde uyarınca bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde bulundurularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davacının kusursuz, davalının tam kusurlu olması , kazanın yaya kaldırımına çıkılmak suretiyle gerçekleşmiş olması, davacının asgari %9 oranında kalıcı maluliyetine sebebiyet verilmiş olması yine iyileşme süresinin 12 ay sürmesi, davacının kaza tarihinde 23 yaşında öğrenci olması ve davalının dar gelirli oluşu da gözetilerek talep edilen 15.000,00 TL tazminatın üzerine çıkılamayacağı da gözetilerek 15.000,00 TL nin manevi tazminat olarak davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KABULÜNE,
15.000,00 TL manevi tazminatın 21/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan harcın mahsubu ile kalan 972,30 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 93,36 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 51,50 TL dosya masrafı, tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, (maddi tazminat yönünden dava mahkememizin 2019/208 esas sayılı dosyasında görüldüğünden bilirkişi raporu giderleri bu dosyada değerlendirilmemiştir.)
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.