Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/211 E. 2021/69 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/211 Esas
KARAR NO : 2021/69

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/05/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle: Davacı Banka ile dava dışı … … Gıda San. Ve Tic. A.Ş. arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davalı …’ün kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunu, kredi sözleşmelerine dayanılarak kredi müşterisi firmaya kredi kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından genel haciz yoluya takibe geçildiğini, ancak borçulun anılan dosyadan ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra kötüniyetli olarak alacağa ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, arabuluculuk müessesesine başvuru yapılmasına karşın anlaşmaya varılamadığını, davalı borçlunun itirazlarının kötü niyetli, haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından 14.11.2018 tarihli ara karar ile asıl borçlu … … Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yönünden 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verildiğini, anılan Mahkemenin 14.02.2019 tarihli ara kararı ile geçici sürenin 2 ay uzatılmasına ve 11.04.2019 tarihli kararı ile de 1 yıl kesin süre verilmesine karar alındığını, 10.10.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 162 Karar Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararına istinaden KGF teminatlı kredi için yapılandırma teklifinde bulunması gerekmesine karşın, davacı Bankanın yeniden yapılandırma işlemi tesis etmeksizin ihtar göndermesinin ve akabinde icra takibine girişmesinin hatalı olduğunu, İ.İ.K. m. 294. uyarınca mühlet içerisindeki borçlu aleyhine icra takibi yapılamayacağını, ancak buna rağmen takip başlatıldığını, TBK. m. 590/2 hükmü gereğince konkordato kararı verilinceye kadar müvekkili … hakkında takip başlatılamayacağını, müvekkilinin konkordato kararı verilinceye kadar takibin durdurulmasını talep hakkı bulunduğunu, itirazın bir nedeninin de bu hususa dayandığını, banka tarafından başlatılan icra takibindeki borç miktarının da gerçeği yansıtmadığını, konkordato davasında verilen kesin mühletin sona ermesinin ardından alacaklılar tarafından yapılacak oylamada şirket tarafından sunulan konkordato ön projesinin tasdik edilmesi halinde projeye gör değişmek üzere davacı bankanın alacak miktarında tenzilat gerçekleşebileceği veya alacaklı bankanın borcunu daha uzun bir vadede tahsil etmesi yönünde bağlayıcı bir karar alınabileceğini, böyle bir durumda da alacaklı bankanın işbu dava konusu icra takibindeki kadar bir borcunun olmayacağını veya borcun vadesi gelmemiş olacağını, özetle muaccel olmayan borç için konkordato sürecindeki asıl borçluya gidilemediği gibi alacak muaccel olmadığından kefile de gidilemeyeceğini, bu nedenle takibe yapılan itirazın haklı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini kötü niyetle takip başlatılması nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlığın, dava dışı borçlu ile akdedilen kredi sözleşmesinde davalının kefil olarak sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, asıl borçlu hakkında konkordato kararı verilmesi durumunda kefile karşı takip başlatılıp başlatılamayacağı, borçlunun itirazının yerinde olup olmadığı, davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
… A.Ş. … Şubesinden … Müdürlüğünün … Esas sayılı dava dosyasına konu kredi sözleşmesi ve eklerinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş 23/09/2020 tarihli cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
… Müdürlüğünün … İcra takip dosyasının fiziken gönderilmesi istenilmiş , İcra Dairesinden gelen cevabi yazıda dosyanın Uyap sistemi üzerinden gönderildiği bildirilmiştir.
Dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise takdiri mahkememize ait olmak üzere davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş, 21/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Davalı vekilinin; Dava dışı asıl borçlu şirket hakkında verilmiş olan konkordato kararı nedeniyle, Yanı sıra, T. Borçlar Kanunu’nun 590/2. Maddesine aykırılık dolayısıyla, Davalı kefil hakkında takip başlatılmayacağına yönelik, hukuki nitelik arz eden ve uzmanlık alanım dışında kalan beyanlarının takdir ve değerlemesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;. Davacının takip tarihi itibariyle alacak tutarı; Çek Kredisi İçin:1.600,00 TL Asıl Alacak 353,69 TL işlemiş Faiz 17,68 TL BSMV 1.971,37 TL toplam şeklinde olmak üzere 1.971,37 TL olarak, Ticari Kredi Kartı İçin:399,11 TL Asıl Alacak 43,12 TL İşlemiş Faiz 2,16 TL BSMV 444,39 TL Toplam şeklinde, 444,39 TL olarak tespit edilmiş olup, Davacının takip tarihinden itibaren çek kredisi borcundan kaynaklı asıl alacağa % 58,80, ticari kredi kartı borcundan kaynaklı asıl alacağa % 31,80 oranlarından işlemiş faiz talep edebileceği, Mahkemece yapılacak hukuki değerlendirmede; Kefil davalının kredi kartı üyelik sözleşmesine olan kefaletinin geçerli kabul edilmesi halinde adı geçen kefilin kredi kartı borcundan sorumlu olacağı, Kredi kartı üyelik sözleşmesine olan kefaletin geçersiz addedilmesine, Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi kapsamında verilmiş olan geçerli kefaletin ise diğer sözleşmelerden kaynaklı borçları kapsamayacağına karar verilmesi halinde, kredi kartı borcundan davalı kefilin sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 583. Maddesi; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ve kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” şeklindedir.
TBK MADDE 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.”
Davacı Banka tarafından dava dışı asıl borçlu şirket ile birlikte davalı kefile keşide edilen 04.01.2019 tarihli ihtarnamede, kredi hesaplarının 03.01.2019 itibariyle kat edildiği belirtilerek, işbu davaya konu edilmemiş olan taksitli ticari krediden 303.223,83 TL ve davaya konu ticari kredi kartından 400,64 TL ve gayrinakdi çek kredisinden 400,64 toplamından oluşan 305.338,72 TL alacağın, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesi talep edilmiştir.Tebliğ şerhine göre, ihtarname dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı kefile 08.01.2019 tarihinde tebliğ
edilmiş, ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin hitama ermesini müteakip davalının temerrüdü 16.01.2019 tarihinde oluşmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı, dava dışı …. A.Ş. ile kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalının söz konusu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödemediğini, alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibine davalının haksız itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Asıl borçlu yönünden konkordato kararının verilmiş olması müteselsil kefil olan borçluya müracaat hakkını ortadan kaldırmayacağı, davacının takipte talep ettiği faiz oranının taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olduğu, taraflar arasında akdedilen ticari kredi kartı sözleşmesinde kefalet tarihi davalı kefilin el yazısı ile yazılmadığı, kefilin bu sözleşmeden dolayı sorumluluğunun bulunamayacağı, kefilin yalnızca kefaletinin bulunduğu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumlu tutulabileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.600 TL asıl alacak, 353,69 TL işlemiş faiz ve 17,68 TL BSMV olmak üzere toplam 1.971,37 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %58,80 oranında temerrüt faizi ve %5’i oranında BSMV uygulanmasına, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likit olduğu anlaşılarak tazminat talebinin de yerinde olduğu görülerek toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KISMEN KABULÜNE
1-Davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.600 TL asıl alacak, 353,69 TL işlemiş faiz ve 17,68 TL BSMV olmak üzere toplam 1.971,37 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %58,80 oranında temerrüt faizi ve %5’i oranında BSMV uygulanmasına,
2-Hükmolunan 1.971,37 TL’nin %20’si olan 394,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin ve davalının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 134,66-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 54,40-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 80,26-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 1.971,37-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 54,40-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 108,80TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 71,75-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 871,75-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 691,53-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 513,76-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre 272,89-TL’sinin davacıdan, bakiye 1.047,10- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda dava konusu miktarı itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 26/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza