Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2021/136 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/21 Esas
KARAR NO : 2021/136

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/01/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde: Davalı ile davacı arasında 12/04/2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında … Kimya Laboratuvar İşletme Müdürlüğü’nün “… Sosyal Tesisleri İç; …/ANKARA” adresinde bulunan tesisinde “Su-Sıvı Yakıt ve Kömür Laboratuvarı Onarım İşi” kapsamında iş yapmaya başlandığını, davalı idare yetkililerince yapılan işin ödemesinin yapılacağı söylenerek sözleşme dışı fazla işler yaptırılmaya başlandığını, idare tarafından fazladan yaptırılan işlere ilişkin … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında delil tespiti yapıldığını, bilirkişi raporunda toplam 10.639,06 TL’lik fazladan imalat yaptırıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine ticari arabuluculuk kapsamında başvuruda bulunulduğunu arabuluculuk toplantısında uzlaşmaya varılamadığını, bu kalemlerin davacı hakedişine hiç eklenmediğini, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu’nun vekaletsiz iş görmle hükümleri uyarınca davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını, tespit dosyasında yapılan masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından iş bitiminden sonra … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak tespit işleminde bulunulduğunu ve bilirkişi raporu ile firmanın idareye 10.639,0 TL değerinde fazla imalat yaptığının tespit edildiğinin iddia edilmekte olduğunu, davacının da ifade ettiği gibi açılmış olan davanın bir tespit davası olduğunu, tespit davası, bir hukuki ilişkinin veya hakkı varlığını, yokluğunu veya belgenin sahte olup olmadığı konusunun mahkeme kararıyla saptanması olduğunu, tespit davası, yalnızca hukuki ilişkinin var olup olmadığı konusunda açılabilecek bir dava olduğunu, davacı tarafından tespit davası neticesinde verilen hüküm sanki bir eda hükmü imiş gibi değerlendirmelerde bulunulması tespit davasının ruhuna aykırı olduğunu, davacı firmanın sözleşme gereği işlerin imalatı esnasında mevcut yapıya hasar verdiğini, bu sebeple işlerin artması sonucu fazla iş yaptığını, taraflar arasındaki sözleşme ve eki şartname uyarınca davacının ücret talep etme hakkının bulunmadığını, idare tarafından sözleşme imzalanmasından sonra ilave yapılan işlerle alakalı herhangi bir talepte bulunulmadığını, davacının taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava alacak davası olup, uyuşmazlığın davacının davalı idare ile 12/04/2019 tarihli “doğrudan temin sözleşmesi” sonrasında sözleşmede belirtilenler dışında sözleşme dışı işlerin davalı talebi üzerine taraflarınca yapıldığı iddiasıyla vekaletsiz işgörme uyarınca alacak ve delil tespiti dosyasında yapılan masrafların istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
… SHM’nin … D.iş sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup dosya Uyap üzerinden alınarak Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Ankara Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacının tacir olup olmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyanın konusunda uzman inşaat mühendisi, mali müşavir ve nitelikli hesap bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, dosya arasında bulunan delil tespiti dosyasını irdeler, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş olup 21/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” şeklindedir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”, aynı Kanunun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı”düzenlemesi yer almaktadır. Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca ödenmediği iddia edilen bedelin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır. Sözleşmenin tarafı olan davalı anonim şirketi olup tacir olduğu tartışmasız ise de; davacı esnaf olup tacir sıfatı taşımamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı gibi, davacı tacir olmayıp dava, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava da değildir. Bu durumda dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Görevli mahkeme Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK’nun 20. maddesi gereği, Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın kesinleştirilerek görevli mahkemeye gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza