Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/202 E. 2021/410 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/202 Esas – 2021/410
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/202 Esas
KARAR NO : 2021/410

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/05/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari mal alım satımına dair ticari ilişki olduğunu, davalıya faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini, sunulan fatura ve cari hesap örneğinden de anlaşılacağı üzere davalı borçlunun davacıya borcu bulunmakta olduğunu ancak davalının davacıya olan borcunu ödememiş olduğunu, davalı aleyhine … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, söz konusu alacağa ilişkin olarak yapılan icra takibine davalı/borçlunun kötü niyetle itiraz ettiğini, icra takibini sürüncemede bırakmayı amaçladıklarını, işbu davayı açmadan evvel dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu ancak toplantıya davalı şirket adına katılım olmadığını bu nedenle tüm arabuluculuk ve dava masraflarının davalı yana yükletilmesini bu nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 4.997,61 TL asıl alacak ve 176,22 TL işlemiş faiz (diğer faiz ve masraf hariç) tutarındaki cari hesap alacağına ilişkin olarak, genel haciz yoluyla yapılan takibe yapılan itirazın iptalini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı tarafın, davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca faturaya dayalı bakiye alacak için yapılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

… Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine takip başlatıldığı borçlunun 03/01/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu faturaların BA ve BS formların Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara/vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin davacı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişinin bilgilerini bildirdiği, davalı tarafın defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.

Davacı Şirketin Ticari Defterlerinin bulunduğu Mahal Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın taraf vekillerinin beyanlarını karşılar, Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevaplarını irdeler, Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde rapor tanzimi için mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmesi istenilmiş, 09/03/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle: 2018-2019 yıllarına ait Ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığı tarafınca tespit edildiğini, T.T.K.’nun amir hükümlerine göre, davacı şirketin Ticari Defterleri lehine delil teşkil ettiği kanaatinde olduğunu, Davacı taraf Davalının hesabını 120 Alıcılar Ana hesabının altında .120.01.001 hesap kodu ile izlenmekte olduğunun tespit edildiğini, Davacının düzenlediği faturaların sol alt kısmında her fatura da o faturadan sonraki cari hesap bakiyesinin yazılı olduğu ve bu yazılı tutarları cari hesap ekstresindeki bakiyeyi gösterdiğini (bir TL nin altında kuruş farkları ile) bu durumda davalının borç bakiyesini her faturada görme ve değerlendirme imkanı olduğunu, Davacının inceleme esnasında sunduğu evrak ve belgeler ile ticari defterlerinde davalının davacıya 4.997,25 TL borçlu olduğu tespit ve kanaatine varıldığını, davacının 26.12.2019 tarihli takibindeki Asıl alacak tutarı 4.997,61 TL olup 26.12.2019 tarih itibariyle tespit edilen davacının asıl alacağı 4.997,25 TL olduğunu, davacının inceleme esnasında sunduğu 2018-2019 yıllarına ait BS formlarının incelendiğini, Davacının davalıya düzenlediği faturaları usulüne uygun şekilde adet ve tutar olarak BS formları ile Bağlı bulunduğu Vergi Dairesine beyan etmiş olduğu tespit edilmiş olduğunu, davacı inceleme esnasında 02.09.2019 tarihli bir mutabakat mektubu incelemeye sunmuştur. Sunulan davacı tarafından düzenlenmiş olan mutabakat mektubunda “02.09.2019 tarihi itibariyle cari hesabımızda 4.986,00 TL borç bakiyesinde mutabık olduğumuzu bildiririz. … Tur Bil. Gıda Adem Bülbül (tel:0532 452 57 84 – imza” şeklindedir. Bu durumda cari hesabın 02.09.2019 tarihli bakiyesinin 4.986,29 TL olduğunun görüldüğünü, Buradan da 02.09.2019 tarihi itibariyle davacı ile davalının (0,29 kuruş fark ile) mutabık olduklarının tespit edildiği görülmüştür.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki ticari mal alım satımana ilişkin faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri, fatura içeriğinden ve vergi dairesinden gelen BS formlarıyla görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu 4.997,61 TL bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4.997,61-TL asıl alacak yönünden devamına, davacı tarafından takipten önce usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 4.997,61-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmedilen 4.997,61-TL’nin %20’si olan 999,52-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 341,39-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 62,49-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 278,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL Başvuru Harcı, 62,49-TL Peşin/nisbi Harcı, 850,00-TL Bilirkişi ücreti, 121,25-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.088,14TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı/vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2021