Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2022/154 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/177 Esas – 2022/154
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/177 Esas
KARAR NO : 2022/154

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …
DAVALI :…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 25.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirkete çeşitli tarihlerde mal satmış olduğunu, ancak cari hesap bakiyesi olan 238.455,88 TL. icra takibine borçlunun yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu, alacak konusu faturaların, vergi dairesine verilmiş olan BA ve BS beyanlarında olduğu gibi ticari defter kayıtları ile de sabittir olduğunu, takip konusu alacağın faturaya dayalı olup likit olduğunu belirterek davanın asıl alacak tutarı olan 238.455,88 TL üzerinden kabulü ile itirazın iptalini ve davalı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve her türlü yargılama giderinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 17.01.2022 tarihli beyan dilekçesi ile, asıl alacak tutarı olan 238.455,88 TL üzerinden davanın kabulünü karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kanuni ikametgahının Kütahya olması cihetiyle, yetkili mahkemenin de Ankara değil, Kütahya olması gerektiğini, davacının talep ettiği tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, itirazlarının haksız ve kötü niyetli olmadığını çünkü alacağın mutabakatının yapılmadığını, uzman bir bilirkişi marifetiyle kayıtların incelenerek, faturaların ve ödemelerden nelerin mahsubunun yapıldığının bilinmesine ihtiyaç olduğunu, bu nedenle alacağın likit olmadığını, sadece faturaların düzenlenmiş olmasının, bir alacağın doğması için yeterli bir kanıt olmadığını, bu kapsamda davacının fatura konusu malları davalı uhdesine geçirmiş olduğunu da ispatlamak zorunda olduğunu belirterek, haksız yere açılan davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve her türlü yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
-Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/13159 Esas Sayılı Dosyası: Davacı/alacaklının davalı aleyhine başlattığı ilamsız takip talebi ile; 238.455,80 asıl alacak ve 62.978,49 TL İşlemiş faiz olmak üzere toplam 301.434,37 TL’nin tahsilini istediği , davacının ilamsız takip talebinde cari hesabı alacağın dayanağı olarak gösterdiği, davalı /Borçlu tarafından sunulan 04.10.2019tarihli dilekçede, alacağın tamamına ferileri ile birlikte itiraz edildiği anlaşılmıştır.
-Faturalar, sevk irsaliyeleri,
-Bilirkişi Raporu: Davalı defterleri talimat mahkemesi aracılığıyla incelenmiş olup, Bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor içeriğine göre; Davalının kendi defter ve kayıtlarına göre davacıya 288.005,70 TL borçlu bulunduğu belirtilmiştir.
-Davacı defterleri ve davalı kayıtları birlikte değerlendirilmek suretiyle alınan ve Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre, 10.000,00 TL davalı tarafça yapılan ödemenin 8.850,00 TL’sinin dava dışı başka firmanın borcunu ödemek üzere gönderildiği için davalı adına ödeme olarak değil başka firma ödemesi olarak davacı defterlerinde kaydedildiği, artan 150,00 TL’nin ise davalı adına ödeme olarak kaydedildiği, buna göre neticeten davacının takip tarihinde 238.455,70 TL davalıdan alacaklı olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ödenmeyen cari alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında ticari nitelikte alım-satım ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından cari alacaktan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan ilamsız takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağının mal bedeline ilişkin fatura olduğu, davanın bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkin olup TBK’nun 89/1.(Eski BK m.73/1)maddesindeki “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” hükmüne göre davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde icra takibi yapabileceği anlaşılmakla, davalının mahkememizin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişilerden, taraf defterleri inceletilmek suretiyle raporlar aldırılmıştır.
Bilirkişi raporları dosya kapsamına ve denetime elverişli olmakla hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ticari nitelikte satım sözleşmesi mevcut olup, akdi ilişkinin varlığını ve malın teslim edildiğini kanıtlama mükellefiyeti satıcıya aittir.
Mahkememizce davalı ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi tanzim edilen raporda da belirtildiği üzere, davacı tarafından tanzim olunan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmakla, davacının davaya ve icra takibine konu faturalarda yer alan malları davalı tarafa teslim ettiği kanaatine varılmıştır. Bu hale göre, eldeki davada ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı taraf bedelin ödendiğini ispatlamak durumundadır.
Dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınan gerek davalı ticari defterleri gerekse davacı ticari defterleri incelenmek suretiyle tanzim edilen raporlarda belirtildiği üzere; davacı tarafça davalıya düzenlenen faturalar ve davalının yapmış olduğu ödemeler hususunda taraf defterleri arasında herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 238.455,70 TL tutarında alacaklı, olduğu anlaşılmakla, davacının akti ilişkiyi ve cari alacağın ödenmediği iddiasını HMK 222 maddesi uyarınca ticari defter delili ile kanıtlamış olduğu anlaşılmakla belirlenen bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince asıl alacak tutarı üzerinden dava açıldığı anlaşılmakta ise de; dava değerinin 238.455,80 TL olup, mahkememizce 238.455,70 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, kısmen kabule esas tutar ile dava değeri arasındaki sembolik fark dikkate alınarak yargılama giderlerinde oranlama yapılmamış, davalı lehine vekalet ücretine ise hükmedilmemiştir.
Alacak likit nitelikte olmakla, hükmedilen tutar üzerinden cra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; Davalının Ankara … Müdürlüğünün 2019/13159 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 238.455,70 TL asıl alacak üzerinden devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın likit olduğu anlaşılmakla 238.455,70 TL asıl alacak tutar üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 16.288,90 TL harçtan peşin alınan 2.565,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.723,83 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 25.142,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, posta ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti 2.086,75TL olmak üzere toplam 2.141,15 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı yararına vekalet ücreti , yargılama gideri ve arabuluculuk ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince, kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır