Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/160 E. 2021/307 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/160 Esas – 2021/307
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/160 Esas
KARAR NO : 2021/307

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin 16/10/2015 tevzii tarihli dava dilekçesi ile özetle; davacı nezdinde İşyerim Paket Poliçesi ile sigortalı olan …’ e ait iş yerinde 03/06/2015 tarihinde yoğun yağmura bağlı olarak alt yapıdan çıkan suların iş yerini basması sonucu meydana gelen zararlar nedeniyle sigortalıya 10/07/2015 tarihinde 17.191,66-TL ödeme yapıldığını belirterek sigortalıya yapılan ödemenin olayın davalının sorumluluğundan kaynaklanması nedeniyle faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunduğu, duruşmalar sırasında da aynı doğrultudaki beyanlarını yenilediği görülmüştür.
SAVUNMA
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemesinin görev alanında olması nedeniyle öncelikle davanın görev yönünden reddine, usuli itirazın kabul edilmemesi halinde davacının öncelikle hasarın hangi nedenden kaynaklandığı ve olayda davalının sorumluluğu bulunmadığının ispatı gerektiği, sigortalının gerekli tedbirleri almamış olmasının zarara neden olduğu belirtilerek davanın esastan reddine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili iştemine ilişkindir.
Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. sayılı kararı ile
Davaya konu tazminata esas zararın meydana geldiği yerde kusurun mevcut olup, olmadığı hususu ile davacının sigortalıya yaptığı ödemenin hasarla uyumlu olup olmadığının tespiti için yapılan keşfe müteakip düzenlenen 18/05/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle, hasarın meydana gelmesinde davalı idarenin %100 kusurlu kabul edilmesi gerektiği, davacının sigortalıya yaptığı ödemenin hasarla uyumlu olduğu hususunun belirtildiği görülmüştür. Davacının talebinin kabulüne dair 12/07/2016 tarihinde verilen karara karşı davalı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine incelemeyi yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2019 tarihli ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmesini müteakip bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında taraf vekillerinin bozma ilamına uyulmasını talep ettikleri görülmüştür. Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememize tevzi olduğu görülmüştür.
Keşif icra edilerek temin edilen ve dosyada bulunan 18.05.2016 tarihli …. imzalı bilirkişi raporu incelenmiş, kusur tespiti yönünden yapılan değerlendirmede; kanalizasyon ana hatları eğimli yolda döşendiğinde, akış hızı artmakta, ayrıca yoldaki yağmur suyu hatları ayrı bile olsa yağışların bir kısmı rögar kapaklarının deliklerinden kanalizasyon rögarına akış yapmaktadır. Bu nedenle yukarıdan gelen suyun akış hızı fazla olduğundan rögarları hızla doldurur, rögardan sonraki hatlar çabuk deşarj olmayacağı için rögara en yakın abone bağlantısına geri tepmek suretiyle abonenin mahallini basar, abonenin deşarj borusunda çekvalf olsa bile rögarın deşarjı dipteki borudan akışı devam ettiğinden vakum yaparak klapesini açar ve rögardaki atık su ile tortusu abonenin mahallini basar. Bu nedenle kanalizasyon rögarının derinliğinin yukarıdan gelen debi ile yoldan karışan yağış sularını taşıyacak kapasitede, en dolu olduğunda rögar içindeki su üst kotunun abone boru çıkışının altında olacak şekilde derin olması gerekmektedir.
Aynı raporla zarar gören eşya ve tamir giderlerine yönelik de değerlendirme yapılmış, emtia zararı olarak 7.047,38.TL, demirbaş zararı olarak 1.140,00.TL, dekorasyon zararı olarak 9.004,28.TL olmak üzere toplam 17.191,66.TL zararın meydana geldiği tespit edilmiştir. Bu zarar sigorta tarafından dava dışı …’e ödenen sigorta tazminatıyla uyumludur.
Kusur yönünden de bilirkişi raporunun keşif icra edilmek suretiyle alınması, bilirkişilerin tespitlerinin oluşa uygun olması nedeniyle davalının %100 kusurlu olduğu mahkememizce de aynı kanaate varılmakla, bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olmakla hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 17.191,66-TL alacağın dava tarihi olan 16./10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2–Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.174,36-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 293,60-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 880,76-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 27,70-TL Başvuru Harcı, 293,60-TL Peşin/nisbi Harcı, 206,30-TL Keşif Harcı, 1.524,90-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.052,50TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021