Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/107 E. 2021/173 K. 22.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2020/107 Esas
KARAR NO : 2021/173

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 03.08.2016 tarihinde, davacı …’in yolcu olarak bulunduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile Yarpuz Yaylası istikametinden Osmaniye istikametine seyir halindeyken, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle 19406486 nolu ZMSS Poliçesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş’nin teminatı kapsamında olduğunu, …’in dava konusu trafik kazası nedeniyle ağır şekilde yaralandığını, davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez kaldığı, dava konusu trafik kazasında davacının yaralanması ve İş göremezliğe maruz kalması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararların tazmini için gerekli bilgi ve belgelerle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını, yasal süresi içerisinde taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı taraflarınca arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu, ve sonuç alınamadığını, dava konusu trafik kazası nedeniyle Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma yapıldığını, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacı müvekkilin hiç bir kusurunun bulunmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları ve HMK m. 107/2 uyarınca başlangıçta belirttikleri taleplerinin arttınm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 03.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile müvekkiline ödenmesini, her türlü yargılama ve harç giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 06/01/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerini 45.296,10 TL ye çıkarmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından dava açılmadan önce davalı şirkete başvuru yapılmış olduğunu ancak bu başvurunun eksik olduğunu, davacı tarafından maluliyet raporu sunulmamış olup temerrüt oluştuğunun söylenmesi ve ödeme yapılmasının istenilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacının başvuru şartını yerine getirmediğini davacımn davasının başvuru şartı eksikliğinden usulden reddi gerektiğini, meydana gelen kaza kapsamında trafik tespit tutanağı tutulmamış olduğunu, davacının yaralanması ile kaza arasındaki illiyet bağının belirlenmesi gerektiğini, dosya kapsamında delillerin toplanması ve davacıların tedavisinin tamamlanmasının ardından davacıların Adli Tıp Kurumuna şevki ile maluliyet oranının erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik uyarınca belirlenmesi gerektiğini, maluliyet oranının belirlenmesi ardından konusunda uzman bir aktüerya bilirkişi vasıtası ile tazminat hesaplanmasının yapılmasını talep ettiğini, savcılık kapsamındaki ifadede sürücü ve davacı ile aynı zamanda araçta annenin bulunduğu, tarafların motosiklete 3 kişi binerek seyahat ettiği, sürücünün ehliyeti olup olmadığının belirlenmediği dikkate alındığında ve aracın yolcu taşıma kapasitesi bulunmadığı dikkate alındığında araca 3 kişi binmekle ağır müterafik kusurunun bulunduğunu, ayrıca sürücünün ehliyeti bulunmaması halinde ehliyetsiz sürücünün aracına binmekle de müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hesaplanan tazminattan müterafık kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, dava sonucunda tazminata hükmedilmesi halinde yolcu kapasitesi olmayan araçta yolcu taşıması yapan sürücü ve sigortalıya rücu haklarının doğacağını, bu sebeple davanın sigortalı … ve sürücü …’e ihbarını talep ettiklerini, davacı tarafından davalı şirkete usulüne uygun başvuru yapılmaması nedeni ile müvekkilinin temerrüde düşürüldüğünün söylenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle kaza tarihinde araç hususi olmakla avans faizi talebinin mümkün olmadığını, Geçici iş göremezlik ve aynı dönemine tabi geçici bakıcı tazminat talepleri 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışı olduğu, söz konusu Genel Şartlar’ın yürürlüğe girmesi itibariyle geçici işgöremezlik tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında olup;6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil Şirketin tedavi giderleri, geçici işgöremezlik ve geçici işgöremezlik dönemi geçici bakıcı talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlan’mn “Kapsama giren Teminat Türleri” başlıklı A.5 maddesinde açıkça belirtildiği gibi Sağlık Giderleri teminatı, üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedavi ile ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu, Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun md.98 hükmü gereğince sona erdiğini, bu nedenle müvekkil şirketten geçici iş göremezlik tazminatı geçici bakıcı gideri talep edilmesinin mümkün olmadığını, davanın başvuru şartı yerine getirilmediğinden usulen reddi ile davanın sigortalı … ve araç sürücüsü …’e ihbarını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak taraflarına açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu trafik kazasında oluşan yaralanmaya bağlı olarak kalıcı iş göremezlik nedeni ile doğan zararın ZMMS poliçesi kapsamında giderilmesidir.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanmış, bu kapsamda maluliyet raporu, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, sigortalı araca ait ruhsat örneği, mali ve sosyal durum araştırması cevabı, SGK’nın geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığına dair cevabı, dosyaya kazandırılmış ve mahkememizce atanan hesap bilirkişisinden 04/01/2021 tarihli rapor alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet vermesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı yasanın 88. Maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı kanunun 90. Maddesine göre maddi tazminatın biçim ve kapsam ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Mali Sorumluluk Sigortası, KTK gereğince yaptırılması zorunlu bir sigorta olup, sigorta ettiren poliçe ile işletenin hukuki sorumluluğunu belirli limitler içerisinde üstlenmektedir.

Dava konusu kaza; 03/08/2016 tarihli Jandarma Personelince düzenlenen tutanağa göre; sürücü …’in kullandığı motosiklete annesi … ve babası … ile binmeleri neticesinde gerçekleşmiş, motosiklet ve yaralılar olay yerinde bulunmadığı için kazaya dair bir iz veya emare tespit edilememiştir. Davacı ve sürücü ile diğer yolcunun hazırlık beyanları dikkate alındığında sürücü …’in babası ve annesi ile birlikte motosiklete binerek seyahat ettikleri ve aniden yoldan çıkmaları neticesinde kazanın meydana geldiği ve davacının bu şekilde yaralandığı anlaşılmıştır.
Kaza tek taraflı olduğundan ve davacı araçta yolcu olarak bulunduğundan davacıya yüklenebilecek kusur bulunmadığı tüm kusurun sigortalı işletenin sorumluluğunda olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Kaza yapan araç motosiklet olup araç ruhsatı incelendiğinde sadece sürücü için koltuk bulunduğu ve yolcu taşıma yeri olmadığı anlaşıldığından, sürücü dahil 3 kişinin söz konusu motosiklete binmesi kazanın başkaca bir nedenle gerçekleştiğine dair iddia ve tespit olmaması, hazırlık beyanları gözetildiğinde aniden yoldan çıkmış olmaları hep birlikte değerlendirildiğinde sürücünün, tek kişilik motosiklette 3 kişinin bulunmasına dayalı olarak kontrolünü kaybettiği mahkememizce kabul edilmiş ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/11/2017 tarihli 2017/3946 esas 2017/10827 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere müterafik kusurlu bulunan davacı için hesaplanan tazminattan takdiren %20 oranında indirime gidilmiştir. İndirim takdiren yapıldığı için reddedilen kısım yönünden yargılama gideri ve arabuluculuk masrafı paylaştırılmadığı gibi davalı yararına vekalet ücretine de hükmedilmemiştir.
Davalı taraf sürücü …’in ehliyetsiz olmasına dayalı olarak ayrıca müterafik kusur savunmasında bulunulmuş ise de dosyada bulunan sürücüye ait ehliyet fotokobisi ve Jandarma tarafından tutulan tutanakta “sürücünün motosikleti sürmeye yetkili olduğu ve motosikletin tüm evraklarının tam ve eksiksiz olduğu görülmüştür.” tespiti gözetildiğinde bu savunmaya itibar edilmemiştir.
T.C Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığınca hazırlanan rapora göre davacının vücut çalışma gücünden %33 nispetinde kaybettiği belirtilmiştir.
Davacı vekili 16/11/2020 tarihli celse beyanında maluliyet tespit işlemleri yönetmelik hükümlerine göre yeniden rapor alınmasını istemediğini bildirdiğinden ve davalı taraf da Erişkinler için Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre rapor alınmasını talep ettiğinden Anayasa Mahkemesinin genel şartlara atıfta bulunan kanun hükmünün iptaline rağmen mevcut maluliyet raporu ile yetinilmiştir.
Davacının asgari gelir düzeyi üzerinde kazancı olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığından davacının yasal asgari ücret elde edeceği kabul edilmiş, davacı emekli olduğundan AGİ mahsup edilmiş, net asgari ücret hesaba esas alınmıştır.
PMF 1930 yaşam tablosu ve Progresif rant tekniği kullanılarak tazminat hesabı yaptırılmış olup mahkememizin belirlediği esaslara göre düzenlenmiş, dosya içeriği ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporuyla neticede davacının sürekli iş göremezlik tazminat tutarı 45.296,10 TL olarak belirlenmekle birlikte yukarıda izahı yapıldığı üzere davacının %20 müterafik kusurlu olduğu kabulünden hareketle yapılan indirim neticesinde belirlenen 36.236,88 TL üzerinden davanın kabulüne, davadan önce sigorta şirketine 03/01/2020 tarihinde müracaat edildiğinden 8 iş günü eklenmek suretiyle temerrütün 16/01/2020 tarihinde oluştuğu ve sigortalı araç hususi nitelikte motosiklet olduğundan faiz türünün yasal olması gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE,
36.236,88 TL kalıcı maluliyete dayalı tazminatın 16/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
FAzlaya ilişkin istemin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.475,34 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin ve talep artırım ile alınan harcın mahsubu ile kalan 2.300,39 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 237,15 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 143,45 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.000,00 TL ATK ücreti olmak üzere toplam 1.893,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 5.435,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yukarıda açıklanan gerekçe ile reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6235 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 13. Maddesi gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin yukarıda açıklanan gerekçe ile davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.