Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/106 E. 2022/925 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/106 Esas
KARAR NO : 2022/925

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ….
DAVALILAR : 1- … – …
2- … –
…, ….
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 02/12/2010 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye uygun olarak ifa ettiğini ve etmekte iken davalı tarafın sözleşmeyi yersiz ve keyfi bir şekilde fesih ettiğini ve müvekkilin sözleşmenin teminatı olarak vermiş bulunduğu “Kambiyo Senedi, Bono” haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tedavüle çıkarıldığını, söz konusu kambiyo senedi Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğünü 2013/3230 Esas sayılı dosyasından verildiği 3. Kişi tarafından işleme konularak müvekkilinden tahsil edildiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki 02/12/2010 tarihli Taşeron sözleşmesinin teminatı olarak vermiş bulunduğu Kambiyo senedini haksız-hukuksuz ve mesnetsiz olarak tedavüle çıkarıp piyasaya sürmesi neticesinde mevzu bahis bu kabiyo senedinin de Şanlıurfa 1.İcra müdürlüğünün dosyasından işleme konulması neticesinde bu dosyadan haksız olarak yapılan tahsilat kadar davalılar tarafından zarar ziyana uğratıldığını ve bu zararın davalılar tarafından giderilmesi gerektiğini, davalı tarafa ihtar edildiğini, zararlarının giderilmesinin istendiğini, ihtarlarının karşılıksız ve neticesiz kaldığını, müvekkilinin 02/12/2010 tarihli taşeron sözleşmesinin teminatı olarak vermiş bulunduğu kambiyo senedini haksız, hukuksuz ve mesnetsiz olarak tedavüle çıkarıp piyasaya sürmesi neticesinde kambiyo senedinin de Şanlıurfa 1.İcra müdürlüğü dosyasından işleme konulması neticesinde bu dosyadan haksız olarak yapılan tahsilat kadar oluşan zarar ziyanın mukabili olarak şimdilik 100,00-TL’nin müvekkilinden yapılan haksız tahsilat tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalının cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; davacı tarafından haksız olarak ödendiği iddia edilen bedelin davalı yandan istirdatı talebidir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
İstanbul … ATM’de dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Mahkememize tevzi edilerek yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Menfi tesbit ve istirdat davaları:
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” hükümlerini haizdir.
Dosyamız arasına Şanlıurfa 1. İcra Dairesi’nin 2013/3230 E. Sayılı dosyası, …5. ATM’nin 2011/165 E. Sayılı dosyası, Şanlıurfa 1. İcra Dairesi’nin 2013/460 E. Sayılı dosyası ve …2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/483 E. Sayılı dosyası, sözleşme ve dava konusu bono alınıp, incelenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesinin 7. Maddesinde, taşeron, işverene 20.000.TL nakit/çek/senet/devlet tahvili/banka teminat mektubu olarak kati teminat verecektir. Bu teminat işverenin idareye karşı yapılan işlerden sorumlu olduğu tarihe kadar işverende saklı kalacak işveren ve sözleşme kapsamı dışında başka bir amaçla kullanılmayacaktır. Sözleşme tarihi 02.12.2010’dur.
Dava konusu bono Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3230 E. Sayılı dosyasından 29.05.2013 tarihinde takibe konulmuş, bono incelendiğinde bononun keşideci borçlusunun davacı …, lehdarının …, alacaklısının Yeşil Sulama Sistemleri Ltd. ŞTi. olduğu görülmüştür. Bu haliyle bononun sözleşme kapsamında tanzim edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay kararlarında sözleşmede bonoya açıkça atıf bulunması nedeniyle teminat senedi olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Sözleşme maddesinde sözleşme tarafları haricinde icra takibine konu edilemeyeceği açıkça kararlaştırılmıştır. Davalı tarafından dava konusu bonoda temel ilişkiye girilmemesi için 3. Şahıs vasıtasıyla bonunun takibe konu ettirildiği anlaşılmıştır. Konu hakkında bilirkişiden de rapor alınmış, raporda,
20/07/2022 tarihli bilirkişi raporundan özetle, taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde dava konusu edilen senedin, davalılar nezdinde tutulması gerektiği, davalıların senedi 3. Şahıslara vermesinin sözleşmeye aykırılık teşkil etti, davacının davalılardan alacaklı olduğu, bunun da hüküm altına alındığı, davacının borçlu olmadığı ve sözleşmenin davalılarca haksız fesh edildiği kabul edildiğinden Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3230 sayılı dosyasına yapmış olduğu, 49.258,55 TL ödemenin iadesini talep edebileceği, ancak dava dilekçesinde 100,00 TL talep edilmiş olmakla, taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde bu miktarı talep edebileceği, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmediği, davacının tarafların tacir olması sebebi ile 3095 Sayılı Kanunun 2/2. Maddesi gereğince avans faizi talep edebileceği, tespit ve hesaplanmış olup, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Davacı vekilinin bilahare sunduğu ıslah dilekçesi ile fazlaya dair haklarının saklı tutularak davamızı; 100,00TL’den 49.258,55TL’ye ıslah ediyoruz. (Islahta H.E.M = 49.258,55TL -100,00TL = 49.158,55TL) davanın ıslahımız doğrultusunda kabulü ile hüküm altına alınan meblağın müvekkilden haksız olarak yapılan tahsilat tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bononun sözleşme kapsamında düzenlenmiş olması, bono bedelinin icra baskısı altında icra müdürlüğüne ödenmiş bulunması, davacı tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın ikame edilmiş bulunması, temel ilişkide davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının …5. ATM dosyasıyla tespit edilmiş bulunması, icra takibinde ödenen tutarın bilirkişi marifetiyle tespit edilmiş bulunması, takibin temel ilişki definden kaçınmak maksadıyla 3. Kişi marifetiyle yaptırıldığının anlaşılmış bulunması nedenleriyle açık ve ayrıntılı bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 49.158,55-TL’nin 29/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 3.358,02-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 883,90-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.474,12-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 44,40-TL Peşin/nisbi Harcı, 839,50-TL Islah Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 408,35-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.336,65TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR