Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/703 E. 2021/743 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/703 Esas
KARAR NO : 2021/743

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu 26.12.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile Davalı arasındaki ticari ilişki sonucu 30.11.2010 tarih, … No.lu faturanın, 30.11.2010 tarih, … No.lu sevk irsaliyesinin, 29.11.2010 tarih,…. No.lu faturanın, 27.11.2010 tarih, …. No.lu sevk irsaliyesinin düzenlendiğini, bu faturaların bedellerinin ödenmediğini, alacaklarının tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün 2010/15352 sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itiraz sonucu takibin durduğundan bahisle; davanın kabulü ile borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu 27.01.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu faturaya bağlı alacağın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle itirazda bulunduklarını, davacının söz konusu davayı İİK 67 md. Gereği 1 sene içerisinde açmasının gerektiğini, takip konusu icra dosyasının takip edilmemesi nedeniyle takipsizlikten işlemden kaldırıldığını, müvekkilenin eşi … ile davacıların 55 adet teleskopik inşaat kalıp direği alımında anlaştıklarını, söz konusu direklerin ücretinin …’a elden ödendiğini, müvekkilince 55 adet teleskopik direk dışında hiçbir malın teslim alınmadığını, diğer sevk irsaliyesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edilmesini, … isimli şahsın “tamam borcunuz yok takibi iptal edeceğiz” şeklinde sözleri üzerine şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmadığını belirterek davanın reddini, asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına çarptırılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından fatura dayanak gösterilerek başlatılan takipte davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğüne müzekkere yazılarak 2010/15352 Esas sayılı takip dosyasının celbi sağlanmış olup, gönderilen İcra dosyası Mahkememiz dosyası arasına fiziken alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Metal Nak. İnş. İm. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti., borçlusunun … olduğu, 20.12.2010 tarihinde 17.818,00 TL asıl alacak, asıl alacağa işlemiş 132,87 TL faiz olmakla toplam 17.950,87 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek 416 oranında faiz olmak üzere tahsili için yasal takip başlatıldığı, takibe dayanak olarak 30.11.2010 tarih, … No.lu faturanın, 30.11.2010 tarih, … No.lu sevk irsaliyesinin gösterildiği, borçlu davalı vekili tarafından 25.05.2011 tarihinde takip konusu borca, itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak davaya konu faturalara ilişkin davacı Şirket yetkilisi hakkında herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığına yönelik Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş, 28/06/2021 tarihli müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalının tacir olup olmadığına yönelik belgelerin celbi için ilgili yerlere müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabında davalının tacir olduğu görülmüştür.
Davalı tanığı …’in 20/10/2020 tarihli celsede beyanı alınmıştır.
Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu faturaların BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, gelen müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, davacı vekili tarafından defterlerin bulunduğu yeri bildiren dilekçe sunduğu, davalının defter ibrazında bulunduğu görülmüştür.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş olup, 18/01/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacının ticari defterlerinin TTK hükümleri gereği usulüne uygun şekilde tutulmamış olduğu, davalının işletme esasına göre defter tutmakta olduğu söz konusu defterin kapanış tasdikinin bulunmadığı, davacı tarafından sunulan faturaların ticari defterinde kayıt altına alındığı, davalı defterlerinde kayıtlanmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 31.12.2010 tarihi itibariyle 17.818,00-TL alacaklı olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. Takip dosyasında itiraz dilekçesinin davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği ve bir yıllık sürenin başlamadığı görüldüğünden davalının davanın süresinde açılmadığına yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Davalı vekilinin zamanaşımı itirazı TBK’nın 146. maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki ticari mal alım satımına ilişkin faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri, fatura ve irsaliye içeriğinden, davalı tanığı ve davalının teslime dair ikrar beyanından anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Davalı taraf her ne kadar faturalar altındaki imzanın zorla attırıldığını, davacı tarafından dolandırıldığını iddia etmiş ise de; tek başına tanık ifadesi ile iddianın ispat edilemeyeceği, Cumhuriyet Başsavcılığından gelen yazı cevabında da dava ve takip konusu faturalara ilişkin herhangi bir soruşturma bulunmadığı görüldüğünden davalı tarafın itirazlarına itibar edilmemiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu asıl alacağın davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile davalın Ankara … Müdürlüğü’nün 2010/15352 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 17.818 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 17.818-TL’nin %20’si olan 3,563,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.217,15-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 292,00-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 925,15-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 292,00-TL Peşin/nisbi Harcı, 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 55,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.191,90TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza