Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/669 E. 2021/476 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/669 Esas
KARAR NO : 2021/476

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: “Müvekkili şirketin, kendisine ait …Yazılımının satışını, kurulumunu yapan bir şirket olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında 15.02.2013 tarihli “Sözleşmenin konusu, tüm fikri mülkiyet hakları Yapıtaşı’na ait olan …. ….Yazılımının bir kopyasının işbu sözleşme ile belirtilen Uyarlama, Kurulum ve Danışmanlık işi ile birlikte Visör’ e satışıdır.” konulu satış ve proje sözleşmesi akdedildiğini,
İşbu sözleşmenin “Sözleşme Hizmet Bedeli” başlıklı 5. Maddesinde düzenlenen ödeme planının

Ödeme: 15 Şubat 2013- 8.500 Euro+KDV,
Ödeme: 01 Nisan 2013- 8.000 Euro+KDV,
Ödeme 15 Mayıs 2013- 8.000 Euro+KDV,
Ödeme 01 Temmuz 2013- 8.000 Euro+KDV, şeklinde belirlendiğini,

Akdedilen işbu sözleşme kapsamında müvekkilinin satış ve kurulumunu yaptığı … yazılım ve yönetim sistemini sözleşmedeki yükümlülüklerine uygun şekilde davalı firmaya kurduğunu ve çalışır vaziyette teslim ettiğini, işbu yazılım sisteminin satış ve kurulumunun yapılmasından sonra da sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerin müvekkili tarafından akde uygun şekilde ifa edildiğini, ancak davalının sözleşmenin 5. Maddesi ile düzenlenen sözleşme hizmet bedelini gereği gibi ifa etmediğini,

İşbu sözleşmedeki ödeme planına uygun olarak müvekkili tarafından davalıya üç adet fatura kesildiğini, davalının işbu ödeme planında belirtilen bedellere ilişkin kesilen ilk iki faturayı ödediğini ancak “3.ödeme 15 mayıs 2013 8.000 Euro+ KDV” bedeline ilişkin kesilen faturayı ödemediğini, bu ödemeye ilişkin müvekkili tarafından kesilen 24.10.2013 tarihli ve toplam 25.678,69 TL bedelli faturaya davalı firma tarafından herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun borcun faiz ve ferileri ile birlikte tamamına yönelik itirazının iptaline, takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu yapılan alacağın eser sözleşmesine dayalı olduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, işbu suretle dava hakkında zamanaşımı defi’ inde bulunduklarını, davacının sözleşme konusu edimini süresinde ve gereği gibi ifa etmediğini, müvekkili şirketin yazılım hizmetini de alamadığını ve sözleşmenin 8. Maddesi gereği kendiliğinden fesh olduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, temerrüt gerçekleşmediği için alacaklının talep etmiş olduğu işlemiş faiz tutarının iptaline karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini, vekalet ücreti ile yargılama harç ve giderlerinin davacı tarafa yüklenmesine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Konusu; Taraflar arasında imzalandığı, tartışma konusu olmayan 15/07/2013 tarihli “yazılım satışı, kurulumu, uyarlanması ve danışmanlık ” konulu sözleşmeden kaynaklanan bedel alacağı için yapılan takibe itirazın iptali koşullarının ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığıdır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış 15/02/2013 tarihli sözleşme ve icra dosyası celp edilmiş her iki tarafın defterleri incelenerek bilirkişi raporları alınmıştır.
Her şeyden önce davacının zamanaşımı itirazının değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir. Sözleşmenin konusunun, davacının fikri mülkiyet hakkına sahip olduğu yazılımın bir kopyasının davalıya uyarlanması, kurulması ve belirli bir süre danışmanlık hizmeti verilmesi olduğu gözetildiğinde taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 4/2 maddesi gözetildiğinde davacı tarafın 20/02/2014 tarihine kadar düzenli destek hizmeti sağlayacağı ve bakım hizmeti vereceği, sözleşmenin 6. Maddesine göre 20/02/2014 tarihine kadar sözleşmenin ayakta bulunduğu bu durumda davacının danışmanlık eğitim hizmetinin sona erdiği 20/02/2014 tarihinde tüm alacağının muaccel olacağı, her ne kadar sözleşme 5. Maddede ödemenin 4 eşit taksitte yapılacağı son taksidin 01/07/2013 tarihinde ödenmesi gerektiği düzenlenmesi var ise de taraf defterleri incelendiğinde sözleşmede kararlaştırılan ödeme planına sadık kalınmadığı davacı tarafından düzenlenen ve dava konusu yapılan son faturanın 31/12/2013 tarihli olduğu gözetildiğinde sözleşmede belirtilen son taksit tarihi itibariyle alacağın muaccel hale geldiği ve 5 yıllık zamanaşımı süresinin en erken 31/12/2013 tarihinde başlayacağı, takip tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin tamamlanmadığı, değerlendirilerek zamanaşımı itirazı Mahkememizce reddedilmiştir.
Takip konusu faturanın hem davacı hem de davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ve davalı defterlerine göre takip tarihi itibariyle 25.678,69-TL davacının alacaklı olduğunun belirlendiği, davalının defterlerine kaydettiği faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığı, cevap dilekçesinde sözleşme kapsamında işin gereği gibi yapılmadığı iddiası var ise de davalı tarafça davacıya herhangi bir ihtar gönderilmediği, iade faturası düzenlenmediği, sözleşme bedelinin 47.792,96-TL’lik kısmının ödendiği, yapılmayan işin kısmende olsa bedelinin ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gözetilerek davalının işin gereği gibi ve süresinde yapılmadığı yönündeki iddiasına itibar edilmemiştir.
Davacı taraf takipte işlemiş faizde talep etmekte olup davacı vekiline 02/03/2020 tarihli celse 5 nolu ara kararı uyarınca temerrüt olgusunu dayandırdığı ihtarname var ise sunması için süre verilmiş ancak takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir ihtarname sunulmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesinde taksitlerin ödeneceği tarihler belirlenmiştir. Bu durumda TBK 117/2. Maddesi gereği belirlenmiş vade bulunduğundan ayrıca ihtara gerek olup olmadığını tartışılması gerekmektedir. Her iki taraf defterleri birbirlerini doğrulamakta olup dava konusu tutar öncesi taksitler davalı tarafça ödenmiştir. Ödeme tarihlerine bakıldığında sözleşmede kararlaştırılan vadeler ile uyumlu olmadığı ortadadır. Dava konusu yapılan taksit ödemesi 15/05/2013 tarihli, davacı tarafından tanzim edilen fatura 24/10/2013 tarihlidir. Ayrıca takipte faiz başlangıç tarihi 31/12/2013 olarak gösterilmiştir. Bu durumda her ne kadar sözleşmede taksit ödemeleri için belirli vade kararlaştırılmış ise de tarafların sözleşmeye uygun hareket etmedikleri ödemelerin sözleşmede belirlenen tarihlere sadık kalınmaksızın gerçekleştirildiği davacının da vadeleri gözetmeksizin fatura düzenlediği ve sözleşmenin bu hükmünün tarafların ortak iradesi ile tadil edildiği ve belirle vade unsurunun ortadan kalktığı, takip öncesi davalının temerrüde düşürülmediği değerlendirilerek davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde yukarıda açıklandığı üzere davacının 23.874,64-TL asıl alacağının bulunduğu, asıl alacağa yapılan itirazın iptalinin gerektiği, alacak faturaya dayalı olup her iki taraf defterinde de kayıtlı olduğundan likit niteliği gereği icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğu, işlemiş faiz talep edilemeyeceği, dava kısmen kabul edilmekle birlikte reddedilen kısım yönünden davacının kötüniyetli olduğu söylenemeyeceğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddinin gerektiği kabul edilerek aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1- Davanın KISMEN KABULÜNE,
… Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
-23.874,64 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacağa takipten itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine,
-23.874,64 TL nin %20 si olan 4.774,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının tazminat istemi ile davacı tarafın fazlaya dair isteminin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.639,88- TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 632,57-TL harcın mahsubu ile kalan 1.007,31-TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 683,37-TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 112,00 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.862,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 1.200,14-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
6-6235 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 13. Maddesi gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 850,75-TL sinin davacıdan, 469,25-TL sinin ise davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.