Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/668 E. 2021/63 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/668 Esas
KARAR NO : 2021/63

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının oto yedek parça satışı- tamir ve bakımı işleri ile uğraşan bir firma olduğunu, davalıya uzun zamandan beri hizmet verdiğini, davacı firmanın satış, tamir, bakım, onarım hizmetlerini faturalandırdığı ve davalı tarafa tebliğ ettiğini, dönem dönem taraflar arasında hesap mutabakatı yapıldığı ve kayıtların birbirini tuttuğunun tespit edildiğini, davalı firmanın, uzun zamandan beri ödeme yapmadığını bu sebeple … müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davayı asıl alacak miktarı olan 86.606,15 TL üzerinden açtığını, takip öncesi döneme ait işlemiş faiz ve fazlaya dair haklan saklı tutuklarını beyanla davalının ….İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak miktarı olan 86.606,15 TL üzerinden iptalini, icra takibinin devamını, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere davalı tarafa inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada davalı şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda, davacı ve müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin tekil ilişkiler üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, bir diğer deyişle belli bir dönem içerisinde kısım kısım mal alımı ve aynı şekilde kısım kısım ödemeler yapılacak ise dönem sonunda alacak/verecek kalemleri hesaplanacağı ve bu doğrultuda bakiye kısım üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesi gerekeceğini, yani davacımn yaptığı gibi belirli faturaların ya da alacakların toplam alacak kalemleri içerisinden çekilerek takibe konu edilmesinin mevcut ticari ilişkinin olağan akışına aykırı olduğunu, çünkü burada yapılması gereken dönem sonunda tüm alacak/borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra kalan bakiye miktar üzerinden hareket etmek olduğunu, ortada bir ticari ilişkinin var olabilmesi için mal veya hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, bu durumun ise tüm ticari kayıtların ayrıntılı olarak incelenmesi ve bu konuya hakim taraf tanıklarının dinlenmesi yoluyla sübut bulacağını, davacının takip alacaklısı tarafından faturaya yansıtılan mal veya hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılamadığını, anlaşma neticesinde işin eksiksiz bir biçimde ve usulüne uygun olarak yerine getirildiğini yazılı delillerle ispatlaması gerektiğini, salt fatura tanziminin malın teslim edildiğini veya hizmetin yerine getirildiğini ortaya koymayacağını bununla birlikte, davalı şirket tarafından davacıya çeşitli ödemeler yapıldığını, bu ödemelere ait bütün kayıtların defterlerde de bulunduğunu, ticari defter ve kayıtların bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde bu hususların ortaya konulacağını, bu nedenle, anılan ödemelerin cari hesaptan düşülüp düşülmediğini, faturaların hangi tarihte ve kim imzasına teslim edildiğini, faturaların içeriği ve fatura karşılığı yapıldığı iddia edilen mal veya hizmet tespitine ilişkin bilgi bulunmadığı ve bu doğrultuda net bir cari hesap bakiyesi ortaya konulamadığından takibe konu borca itiraz zaruretinin hasıl olduğunu, bir an için takibe konu edilen alacağın varlığı kabul edilse dahi bu alacağa uygulanması talep edilen faiz oranı yönünden açıkça hukuka aykırılık bulunduğunu beyanla davacı tarafından faturaya dayandırılan mal ve hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanmasının ardından bilirkişi incelemesi ile varsa borç bakiyesinin belirlenmesini, belirlenebilir bir borca dayanmayan ve usulüne uygun olarak hazırlanmamış icra takibi karşısında davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili 25/01/2021 tarihli duruşmada; HMK 123. Madde gereği davayı geri aldıklarını beyan etmiş, davalı vekili de talebe muvafakat ettiklerini bildirip karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Davacı taraf davasını geri aldığından ve davalı tarafta rıza gösterdiğinden dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden yapılan yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın geri alınması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 973,97 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karşılıklı olarak vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6235 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 13. Maddesi gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı yasa hükümlerine göre Elektronik olarak imzalanmıştır.