Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/655 E. 2021/45 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/655 Esas
KARAR NO : 2021/45

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili 04.12.2019 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….’nin 03.09.2019 tarihinde davalı şirket … Petrolcülük San. ve Tic. A.Ş. aleyhine …İcra Dairesi’nde … esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, 07.10.2019 tarihinde davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, bu ilişkiye binaen davalı şirket, davacı şirketten ürün satın aldığını, ancak satın alınan ürünlerin bedeli ödenmediği için davalı şirketin, 151.659,23 TL tutarında borcu meydana geldiğini, söz konusu alacağın cari nitelikte olup, ….’nin ticari defterlerine kaydedildiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan “bayilik anlaşması”nın 24. Maddesi uyarınca; “işbu anlaşma’dan …’den defter ve kayıtlarına göre taayyün edeceğini Bu bakımdan …’nin defter, bilgisayar, otomasyon kayıtlarının HMK 193. Maddesi kapsamında kat’i delil teşkil ettiğini bayinin kabul ettiğini, HMK’nun 193. Maddesi uyarınca; delil sözleşmesi Madde 193-(1) Taraflar yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi; belirli ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler. (2) Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir. Şeklinde olduğunu beyanla …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ve icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline, asıl alacağa avans faizi işletilmesine, dava masrafları ve avukatlık ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili 02.01.2020 havale tarihli cevap dilekçesinde; Davacının taleplerine itirazlarının ve dayanaklarının bulunduğu, Yargıtay kararlarının dava dosyasına sunulduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişiden alınan rapordan özetle, davalının kullanmış olduğu, 2019 yılı yasal defterinin ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bu sebeple, davalının yasal defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceğini, davalı yasal defterlerine göre, 2019 yılı içerisinde taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu, bu şekilde; davalı taraf yevmiye defteri kayıtlarına göre; davacının davalıdan alacaklı bulunmadığı ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Davaya konu icra müdürlüğü dosyası dosyamız arasına alınıp, takip talebi ve ödeme emri incelenmiştir. Davacının davasını bakiye alacağa dayandırdığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf 21.01.20121 tarihli duruşmada BA ve BS formlarının getirtilerek inceleme yapılmasını istemiştir. Davalı taraf dava dilekçesinde bildirilmeyen delillerin davanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğunu, bu delillere muvafakatlarının olmadığını bildirmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde bildirdiklerinde ısrarcı olmuştur.
Dava dilekçesi incelenmiş, davacının BA ve BS formlarını delil olarak göstermedikleri anlaşılmıştır. Davalının da muvafakati bulunmadığından davacının BA ve BS formlarını isteme talebi reddedilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından davalının 2019 yılına ait defter ve kayıt incelemesi yapılmış, davalı lehine herhangi bir borcun bulunmadığı tespiti yapılmıştır. Davacı 2019 yılına ait alacağa ilişkin talepte bulunmuştur. Bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınabilecek niteliktedir. Bu haliyle davacı davasını ispatlayamamıştır. Davanın reddi gerekmiştir.
Dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden kötüniyet tazminatına hükdemilmemiştir.
6325 sayılı HUAK ve yönetmeliği hükümlerine göre hazineden ödenen Arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak hazineye irat kaydedilecektir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.772,37-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde*6) göre hesaplanan 18.358,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320.TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken tahsili ile hazineye irat kaydına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza