Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/623 E. 2021/707 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/623 Esas
KARAR NO : 2021/707

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili 18.11.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davalı borçlunun davacıya takibe konu olan faturalar için toplamda 9.277,44 TL borçlandığını, borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı yanca icra takibine itiraz edildiği ve faturaların kabul edilmediği ve itiraz sonucu takibin durdurulduğu, davalının irsaliyeli faturaları imzalamamış olduğu ama faturaların tamamının ticari defterlere işlendiği, beyanla, 23.07.2019 tarihinde Ankara ….İcra Müdürlüğü’ nün 2019/10372 sayılı dosyasında mevcut itirazın iptaline, takibin devamına , yersiz ve haksız itirazdan dolayı alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın usulüne uygun çıkarılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari ilişkiye dayalı fatura alacağına dayalı başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2019/10372 esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup, Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. İcra Dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … ve Tekstil Ürün Tic.Ltd Şti tarafından borçlu … aleyhine 9.277,44 TL tutarındaki asıl alacak ve 3.341,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.619,29 TL’nin tahsili amacıyla 23.07.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı ve borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Kızılbey ve Tokat Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu BA ve BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup gelen cevabı yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekilinin davalıya ait ticarethanenin merkezinin Tokat olduğuna yönelik adres bildiriminde bulunulduğu ve Tokat Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, ayrıca davalının ikamet adresi olan Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, gelen talimat cevabi yazılarının dosyamız arasına alındığı, davalı tarafın talimat duruşmasına katılmadığı ve beyanda da bulunmadığı görülmüştür.
Davacı vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür.

Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere davacı defterleri ve Vergi Dairesinden belgeler incelenmek suretiyle var ise davacı tarafın takip tarihi itibariyle alacağının tespitinin yapılması istenilmiş olup 29/04/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
29/04/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre; davacının 23.07.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.087,14 TL alacaklı olduğu, davacının söz konusu tutarı 23.07.2019 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede talepteki kanuni faiz oranları üzerinden işleyecek faiz tutarı ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu, öte yandan, davalıya ait ticari defterlerin İstanbul’da bulunması nedeniyle davalıya ait ticari defterlerin fiilen inceleme imkanının elde edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari ilişkiye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterlerinden görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, takibe dayanak bir faturaya ilişkin sevk irsaliyesi düzenlendiği, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu faturalar da dahil olmak üzere davacının davalıdan olan alacağına karşılık davalıdan alınan senet bedelinin ödenmemesi nedeniyle 13.000,00 TL tutarındaki senet bedelinin tekrar davalının cari hesabına eklenmesi sonucunda (-3.912,86 TL + 13.000,00 TL =) takibe konu faturalar karşılığında davacının davalıdan 23.07.2019 takip tarihi itibariyle 9.087,14 TL alacaklı olduğu ve 9.087,14 TL’nin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2019/10372 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin, 9.087,14 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2019/10372 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin, 9.087,14 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 9.087,14 TL’nin %20’si olan 1.817,43 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 620,74-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 152,41-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 468,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 95,34-TL Peşin/nisbi Harcı, 57,07-TL Tamamlama Harcı, olmak üzere toplam 196,81TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 900,00-TL Bilirkişi ücreti, 744,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.644,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.610,28-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza