Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/614 E. 2021/46 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/614 Esas – 2021/46
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/614 Esas
KARAR NO : 2021/46

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile Müvekkillerinin davalı T.C. … Bankası A.Ş.’nin …’a vermiş olduğu krediye kefil olduklarını, …’ın bu krediyi ödemediğini, bunun üzerine davalı banka tarafından müvekkillerine Ankara … Noterliği’nin … yevmiye no’lu 20.08.2018 tarihli İhtarname gönderdiğini, Müvekkillerinin ödenmesi gereken miktarın büyüklüğü karşısında parayı bulmakta güçlük çektiklerini, asıl borçludan tahsilatın sağlanamadığını, müvekkillerin Banka’nın Genel Müdürlüğü İle iletişime geçtiklerini, borcu ödemek istediklerini, bunu üzerine 08.07.2019 tarihinde Elazığ Harput Şube Müdürlüğü tarafından müvekkillere, Ankara … Noterliği’nin … yevmiye nolu 20.08.2018 tarihli ihtarnamesine istinaden kredi borcu kapama tutarı olarak 642.300,00.-TL ödemeleri halinde borçlarının kapanacağına dair bir yazı verildiğini, Müvekkillerinin 09.07.2019 tarihinde tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla 642.300,00.- TL’yi Davalı Banka’nın hesabına yatırdıklarını, Davalı Banka’nın müvekkillere para yattıktan hemen sonra 09.07.2019 tarihinde, asıl borçlunun üç taksit kredi borcu olan 25.020,00.-TL’nin de ödenmesini istediği bir yazı gönderdiğini, Kredi İtibarları bozulmasın, icra takibi başlamasın diye kefillerin bu parayı ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığını, daha sonraki aylarda da icra tehdidiyle asıl boçlu …’ın ödemediği söz konusu kredinin taksitlerini yasal hakları saklı kalmak kaydıyla ödediklerini, bu ödemelerle ilgili davalı bankaya karşı haksız ödenen paralann iadesi ile ilgili dava haklarını saklı tuttuklarını, davalı banka tarafından müvekkillerine hitaben 28.10.2019 tarihinde, kredi borçlusu …’a ait kredinin kefilleri olduğunu ve toplam borcun 220.510,64,-TL olduğuna dair bir yazı verildiğini, müvekkillerinin bu yazıdan sonra 11.11.2019 tarihinde bir taksit miktarı olan 8.285,00-TL’yi daha ödediğini, Kredi borçlusu …’la 23.07.2019 tarihinde, 19.04.2019 tarihli, 1095 sayılı kredi borcundan dolayı İhtarname çekildiğini, bu ihtarnamede müvekkillerinin isminin olmadığını, kendilerinin bu durumu sonradan öğrendiklerini, Müvekkillerinin başkaca bir kredi sözleşmesi imzalamadığı için müvekkillerinin isimlerinin bu ihtarnamede olmadığını, ancak söz konusu krediye de kefil oldukları söylenerek icra tehdidiyle bu kredinin borcunun da ödenmesini istediklerini, müvekkillerinin …’ın kendilerine ihtarname çekilen borcundan başka hiçbir kredisinde kefilliklerinin bulunmadığını, söz konusu borcu da ödediklerini ve gayrimenkulleri üzerindeki ipotekleri kaldırdıklarını, bankaya borçları katmış olsa idi bankanın bu ipotekleri kaldırmayacağını, müvekkillerinin hiçbir limit artırımı ya da KGF sözleşmesinde imzalarının olmadığını, imzaları olan KGF ye ait borçları da ödediklerini belirterek ihtiyati tedbir talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile … ile Müvekkil Banka arasında 01.06.2015 tarihli ve 432 sayılı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeyi …, …, …, … (…înş…Ltd. Şti) ve …’m müteselsil kefil olarak imzaladığını ve kefillerin sorumluluğunun her bir kefil için 500.000,00.-TL olarak belirlendiğini, …’a ait …inşaat Taah…Ltd. Şti. ile imzalanan 01.06.2015 tarihli ve 430 sayılı Genel Kredi Sözleşmesinin de davacılar tarafından 500.000.TL limitle müteselsil kefil olarak imzalandığını, Her bir kefilin, Müvekkil Banka tarafından 01.06.2015 tarihli kredi sözleşmelerine istinaden …’a ve …İnşaat Firmasına kullandırılan kredilerden 500.000’er.-TL ile söz konusu tutara ilaveten süreye bağlı olmaksızın akdi faizler ile Türk Borçlar Kanunu’nun kefilin sorumluluğuna ilişkin hükümlerinde yer alan hususlara ilaveten temerrüt ve gecikme faizi, komisyon, KKDF, BSMV ve diğer her türlü vergi, resim, harç ve giderleri ana para ve süreye bağlı olmaksızın akdi faizlerden sorumlu olduğunu, bu durumun 01.06.2015 tarihli GKS’nin kefalet başlıklı 9. Maddesinde belirtildiğini, ayrıca şube personeli … ile görüşülerek bilgi sahibi olduklarını, dolayısıyla davacı kefillerin her birinin kefalet tutarı olan 500.000.-TL ile faiz ve masraflarından sorumlu olduğunu, bir kefilin yaptığı ödeme ile borcun tamamen ödenmemiş olduğu durumlarda diğer kefillerin sorumluluktan kutulamadığını, dava dilekçesinde iddia edilen ödemelerin kimler tarafından ödendiği, ödemeye ilişkin belgeler ile ödemelerle birlikte ipotek kaldırılmasına ilişkin hususların bankaya müzekkere marifetiyle sorutabileceğim, belirtmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2019 tarih, 2018/883 E. Ve 2019/1891 K. Sayılı kararını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 10.05.2010 tarih, 2009/10007 E. 2010/5693 K. Sayılı kararım, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.03.1999 tarih, 1998/9887 E. 1999/1598 K. Sayılı kararlarını örnek olarak dilekçesinde sunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağın bulunmadığına dair takip öncesi menfi tespite ilişkin davadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVALARI:
Madde 72 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/43 md.)
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.

İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükümlerini haizdir.
Mali analist/bankacı bilirkişiden alınan rapordan özetle,
1-Davalı Banka ile …İnş…Ltd.Şti. arasında 01.06.2015 tarihinde 430 ve 432 sayılı, kefalet limitlerinin 500.000.-TL olduğu, 2 adet Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği,
2-Genel Kredi Sözleşmelerini, …, …., …, …, …, …, …înş..Ltd.Şti’nin 01.06.2015 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla, eşlerinin de kefil olmalarını onayladıklarına dair imzaladığı,
3-Kredi taksitlerinin aksaması sonucu, 17.08.2018 tarihinde Banka’mn borçlu ve müteselsil kefillere toplam 722.480,70.-TL tutarında hesap kat İhtarnamesi gönderdiği, ancak hesabı kat etmediği, borçlarda tahsilat sağlanamayınca yeniden 17.06.2019 tarihinde toplam 914.576,23 TL tutarlı hesap kat ihtarnamesi gönderdiği ancak hesabı kat etmediği,
4-430 Sözleşme Nolu Genel Kredi Sözleşmesine binaen kullandırılan 60548538-1092 NoTu kredinin müteselsil kefillerden sağlanan 642.300.-TL tahsilatla 09.07.2019 tarihinde kapatıldığı, bunun sonucunda teminattaki ipoteklerin fek edildiği,
5-432 Sözleşme NoTu Genel Kredi Sözleşmesi ile kullandırılan 60548538-1095 NoTu kredinin yeniden 49 ay vade İle yapılandırıldığı, taksitlerin ve gecikme faizlerinin müteselsil kefiller tarafından ödendiği, en son 14. taksitin 07….2020 tarihinde ödendiği, bu tarihe kadar söz konusu kredi için toplam 127.873,00.-TL tahsilat sağlandığı,
6- Müteselsil kefillerin 432 Sözleşme No’lu Genel Kredi Sözleşmesinin kefalet limitinin 500.000.-TL olması dolayısıyla 49 ay vade ile yeniden yapılandırılan kredinin vade sonu (gecikme faizleri hariç) toplam ödeme tutarının 330.440,90.-TL olacağı,
7-TBK. 589 Maddesi’ne göre müteselsil kefil sorumluluğunun her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktar kadar sorumlu olacağı hükmünden hareketle, kefillerin borç sorumluluk tutarlarının Genel Kredi Sözleşmesindeki 500.000,00.-TL’lik limit dahilinde olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dosyaya Genel Kredi Sözleşmeleri, ihtarnameler, hesap hareketleri, ve yazışmalar davalı banka tarafından sunulmuş olup, mahkememizce bu evraklar incelendiğinde;
02.06.2015 tarihinde 430 sözleşme no ile davalı … Bankası A.Ş. İle …İnşaat Taahhüt Mimarlık Mühendislik Nak. Tur. Eğitim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin asıl borçlu, …, …, …, …, …, ….’ın müteselsil kefil sıfatıyla aralarında 500.000.TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı,
02.06.2015 tarihinde 432 sözleşme no ile davalı … Bankası A.Ş. İle …’ın asıl borçlu, …İnşaat Taahhüt Mimarlık Mühendislik Nak. Tur. Eğitim San. Ve Tic. Ltd. Şti., …, …, …, …, ….’ müteselsil kefil sıfatıyla aralarında 500.000.TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı,

Bu sözleşmelerden 430 sayılı sözleşmeye istinaden 1092 sayılı BCH kredisi kullandırıldığı, 432 sayılı sözleşmeye istinaden 1095 sayılı Girişimciye Değer Kredisi (taksitli) kullandırıldığı anlaşılmıştır.
Kredi borçlarının süresinde ödenmemesi üzerine 17.08.2018 tarihinde tüm borçlulara Ankara … Noterliğinin …yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilmiştir. 08.07.2019 tarihinde borçlular 430 sayılı Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklanan 1092 sayılı kredi bedelini ödenmesi karşılığında kredi teminatında bulunan ipoteğin fek edilmesi şartıyla bu krediyi ödemeye teklif etmişler, davalı banka da 1092 sayılı kredi borcunun 642.300.TL ile kapatılacağını davacılara yazı ile bildirmiştir.
Davacılar bankaca bildirilen tutarı ödeyerek 1092 sayılı kredi borcunu kapatmışlardır. Teminatta bulunan ipoteği fek ettirmişlerdir.
Davalı banka daha sonra 432 sayılı sözleşmeden kaynaklanan 1095 sayılı kredi borcunun taksitlerinin de ödenmediğini davacılara bildirmiş, davacılarca bir kısım taksitleri ödenmiştir. Taksitler ödenirken davacılarca eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılmış, 1092 sayılı kredinin 09.07.2019 tarihinde kapatıldığı; fakat 430 sayılı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan 1095 sayılı kredi borcunun halen devam ettiği tespiti banka kayıtları incelenerek yapılmıştır.
430 sayılı genel kredi sözleşmesi incelenmiş, davacıların 01.06.2015 tarihinde 500.000.TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları anlaşılmıştır.
1092 sayılı kredi 17.08.2018 tarihli ihtarnamede de “TL Taksitli Krediler” başlığı altında davacılardan ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
İpoteğin fek edilmesi kefaletin sona erdiği anlamını taşımamaktadır. Uygulamada bankalar ipoteği konu taşınmazların gerçek değerlerini hesaplattırıp, bu tutarların ödenmesi karşılığında da ipotekleri fek etmektedirler. Bu nedenle ipoteğin fek edilmesi tek başına tüm borcun ödendiği anlamını taşımamaktadır. Çünkü ipotek ve kefalet iki ayrı teminat türüdür. İpotek ayni teminat türü olup, kefalet şahsi teminat türüdür. İkisi farklı müessese olup, farklı hükümlere tabidirler.
Bu haliyle davacıların 09.07.2019 tarihinde ödedikleri bedel 430 sayılı genel kredi sözleşmesinden doğan 1092 sayılı krediden kaynaklanan kredi borcu olduğu anlaşılmıştır. 432 sayılı genel kredi sözleşmesinden doğan 1095 sayılı kredi borcun halen devam etmektedir. Bu sözleşmede davacıların 500.000.TL müteselsil kefaletleri bulunduğundan sorumlulukları devam etmektedir.
Davacılar tarafından, Elazığ …. Noterliği’nin 23.09.2019 tarihli ihtarname ile … muhataplı borcun ödenmesi istemli ihtarname ile taksitli borcun sadece …’tan istendiğini, kendilerinden istenmemesi nedeniyle bu krediye kefaletlerinin bulunmadığını iddia etmişlerdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu “2. MÜTESELSİL KEFALET
Madde 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükümlerini haizdir.
Davalı bankaca, müteselsil kefaletteki borçlunun ifade gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması hükümlerini yerine getirmek maksatlı ihtarname keşide edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacıların bu kredi borcundan sorumlu olmadıkları iddiaları yerinde bulunmamıştır.
18….2020 tarihli …. imzalı bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınmıştır.
6325 sayılı HUAK ve yönetmeliği hükümlerine göre hazineden ödenen Arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak hazineye irat kaydedilecektir.
Davalının kötüniyet tazminatı talebi iddianın yargılamayı gerektirmesi, takip öncesinde davanın açılması nedenleriyle reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.564,99-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde*6) göre hesaplanan 23.306,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320.TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken tahsili ile hazineye irat kaydına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021