Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/572 E. 2021/85 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/572 Esas
KARAR NO : 2021/85

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında tarım alet ve makinelerinin alışverişine yönelik ticari iş ilişkisinin olduğunu, davalı şirkete, 13.03.218 ve 19.03.2018 tarihlerinde 2 adet 165’lik tanburlu çayır biçme makinesi, 09.05.2018 tarihinde 2 adet 6 soklu 14 inç.mek. ayarlı hel. yaylı profil pulluk, 27.06.2018 tarihinde 1 adet tanburlu şaft, 150 adet çelmak tanburlu bıçağı, 1 adet 3A mazot aktarma pompası, 7 m 3A hortum, 2 adet 2. Holder hortumu, 20 adet yaylı pim, 5 adet 25*15 çeki pimi, 2 adet 28*18 çeki pimi, 7 adet 19 mm pim, 314 kg büyük balya ipi, 6 adet 3600 m file, 06.07.2018 tarihinde 2 adet 6305 ors rulman, 1 adet uzun mil, 1 adet küçük dişli, 1 adet büyük dişli, 2 adet üst tanbur, 4 adet alt tanbur bağlantı sacı, 2 adet 165’lik poyra, 3 İt 140 no yağ, 1 adet dişli kutusu gövdesi satışının yapıldığının, satışı yapılan tarım alet ve makinelerinin sevk irsaliyeleriyle imza karşılığı davalı şirkete teslim edildiğini akabinde faturaların düzenlendiğini, sevk irsaliyeleri ile satış faturaları fotokopilerinin dava dosyasına sunulduğunu, davalı şirketin 19.03.2018 tarih ve 8.000,00.-TL bedelli faturanın 604,10.-TL’sini haricen ödediğini, takibin ödenmeyen 7.395,90.-TL üzerinden başlatıldığını, 09.08.2018 tarih ve 32.000,00.TL bedelli fatura, 27.06.2018 tarih ve 10.378,21.-TL bedelli fatura ile 06.07.2018 tarih ve 2.400,00.-TL faturaların hiçbirinin ödenmediğini, 04.04.2019 tarihinde ödenmeyen toplam fatura bedeli olan 52.174,11.-TL için davalı şirket aleyhine … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, ödeme emrinin davalı şirkete 08.04.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin ödeme emrine itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkum edilmesine verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen davanın haksız olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi taraflar arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin olduğu ve ticari ilişkinin tekil olaylar üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürümesinin gerektiğini, belli bir dönem içerisinde veya dönem sonunda alacak/verecek kalemlerinin hesaplanarak bakiye miktar üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesinin gerektiğini, belirli dönemleri kapsayan ve devam eden ticari ilişkilerde cari işlem akışının incelenmesi, alacak/borç miktarının tespit edilmesinin gerektiği, varsa bakiye miktarın tespiti yoluna gidilmesinin gerektiği, ortada bir ticari ilişkinin olduğunun net bir biçimde tespit edilebilmesi için fatura konusu malın ya da hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmesinin gerektiği, bu nedenle tüm ticari kayıtların incelenmesi ve konuya hakim taraf tanıklarının dinlenmesi yoluyla sübut bulacağı, salt fatura düzenlenmesinin malın teslim edildiği veya hizmetin yerine getirildiğini ortaya koymadığını, davacıya yapılan ödemlerinde defter ve belgeler üzerinden bilirkişi marifetiyle incelenerek ortaya koyulmasının gerektiğini, davacı tarafa borçlarının olmadığını, bir an için takibe konu alacağın varlığı kabul edilse dahi bu alacağa uygulanması talep edilen faiz ve faiz oram yönünden hukuka aykırılık bulunduğunu, davacı tarafından davalı şirketin temerrüde düşürülmediğini, davalı tarafından davacı takip alacaklısına yapılmış ödemelerin olduğu, ödemelerin davacı takip dosyasına beyan edilip edilmediği, var olduğu iddia edilen alacağın miktarının ne olduğu, yapılan ödemelerin iddia edilen alacaktan mahsubunun yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise hangi koşullarda uygulandığının belirli olmadığı, bakiye miktarın uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme sonucu açıklığa kavuşacağını, takibe konu alacağın bu haliyle yargılamayı gerektirir nitelikte ve taraflarınca net olarak bilinmesi mümkün olmayan bir diğer deyişle likit/nakit olmayan bir alacak olduğundan alacağın tamamına fer’ileri ile birlikte itiraz zorunluluğunun doğduğunu, belirlenmemiş bir borca dayanmayan ve usulüne uygun olarak hazırlanmamış icra takibi karşısında davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca faturaya dayalı bakiye alacak için yapılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının celbi sağlanmış dosya; Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine fatura dayanak gösterilerek toplam 56.352,80 TL alacak yönünden takip başlatıldığı, borçlunun 09/04/2019 tarihinde borca ve ferilerine itirazı ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Taraflara/vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketlerin defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişinin bilgilerini bildirdiği görülmüştür.

Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere varsa davacının asıl alacağının ve işlemiz faiz alacağının tespitinin istenilmesine , bilirkişiye yerinde inceleme ve gerekirse defterlerden suret alma yetkisi verilerek 10/08/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle: Davacı ve davalı şirketin ibraz ettiği 2018 ve 2019 yılı defter ve belgelerinin GIB onaylı E- defter beratları ile TTK hükümlerine göre açılış ve kapanış kayıtlarının devir rakamları birbirini tutmasada usulüne uygun olarak yaptırıldığı, açılış tasdiklerinin süresinde alındığı, Davacı ve Davalı şirketin defterlerinde 2018 yılı açılış kaydı ve bilançosundaki 2017 yılı devir rakamlarının farklı olduğu, ( Davacı 7.977.20.-TL. davalı 7,177.20.-t bu sebeple 2018 yılı kapanış kaydı ile 2019 yılı açılış ve kapanış kayıtlarının birbirini tutmadığı,19.03.2018 tarihli 604.10.-TL tutarındaki tahsilât/ödeme beyanına defter kayıtlarında rastlanmadığı, ancak 8.000,00.-TL satış/alış faturası içerisinde hesaplamaya konu edildiği, 02.12.2018 tarih ve 8074 sayılı 46439.-TL tutarındaki ödemenin de kayıtlara sehven aktarılmadığı, Bu nedenlerle davacı ve davalı şirketin 2018 ve 2019 yıllarına ait defterlerinin E- defter Beratlarının alınması ve açılış ve kapanış kayıtlarının TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak yapılmasına rağmen tarafların lehine delil olarak ileri sürülemeyeceği, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılında nakit para alışverişiyle devam ettiği, davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin Cari Hesap değil takdiri Mahkemeye ait olmak üzere açık hesap olarak değerlendirilmesinin gerektiği, davacı şirketin 02.12.2018 tarihli ödeme kaydının davalının defter kayıtlarında bulunmadığı tespit edilmiş olup davalının borç bakiyesinden düşülmesi, 19.03.2018 tarihli Tahsilât/Ödeme 8.000,00.-TL tutarlı fatura mukabili tarafların defterlerinde yer aldığından hesaplamada ayrıca dikkate alınmasına gerek kalmadığı, tarafların davaya konu mal alış/satışa konu irsaliye ve faturaların defter kayıtlan örtüştüğünden (istisna bir adet tahsilât/ödeme belgesinin davalı kayıtlarında yer almaması) takibe konu bakiyenin bunlar üzerinden hesaplanmasının gerektiği, Mahkeme tarafından; 2018 yılı içerisindeki tahsilât/ ödemeye konu 464,39.-TL tutarlı belgenin davalının yasal defterlerine aktarılmadığı kabul edildiğinde davaya konu bakiye toplamının 44.196.91.-TL olarak belirlenmesi ve takibin hesaplanan tutar üzerinden takdirinin gerektiği belirtilmiştir.
Takibe dayanak faturaları inceleyerek ve asıl alacak yönünden talebe bağlı kalınarak takdiri Mahkememize ait olmak üzere davacı vekilinin de itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilerek 30/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; tarafların davaya konu mal alış/satışına ait irsaliye ve faturaların defter kayıtlarının birbiriyle örtüştüğünü, takip talebinde bulunulan 52.174,11 TL’den 464,39 TL düşülerek kalan 51.709,72 TL üzerinden takibin devam edilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki hizmet sözleşmesine ilişkin faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak ürün ve malzemenin davalıya teslim edildiği taraf defterleri ile fatura içeriğinden görüldüğü, davalı tarafından davaya konu fatura bedellerine ilişkin bakiye borcun ödenmediği görülmüştür. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu bakiye borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi ek raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu 51.709,72 TL bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 51.709,72 TL asıl alacak yönünden devamına, davacı tarafından takipten önce usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak yasal faiz işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 51.709,72 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine,
2-Hükmolunan 51.709,72 TL’nin %20’si olan 10.341,94 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin ve davalının tazminat talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 3.532,29-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 962,37-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.569,92-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 7.522,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 962,37-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 1.006,77TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 83,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 883,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 810,71-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı …’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2021
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza