Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/552 E. 2021/508 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/552
KARAR NO : 2021/508

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 24/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin, 11.000/50.000 paya sahip ortağı olduğu davalı şirketin 12.09.2019 tarihli olağan genel kurulunda, müvekkilinin ve diğer azlık pay sahibinin olumsuz oyuna rağmen çoğunluk oyuyla sermaye arttırımı karan alındığını, davalı şirketin 12.09.2019 tarihinde şirket merkezinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 5.000.000,00.TL. olan sermayenin 23.000.000,00.TL’ye artırılmasına ilişkin 6 numaralı gündem maddesinin görüşüldüğünü, müvekkilinin ve …’in sermaye artırımına ilişkin karara olumsuz oy vererek muhalefetlerini tutanağa geçirttiklerini, çoğunluk pay sahibi …’nun olumlu oyuyla sermaye artırım kararının kabul edildiğini, söz konusu sermaye artırım kararı ile müvekkili ve diğer azlık pay sahibi …’in azlık pay sahipliği haklarının ellerinden alınmasının amaçlandığını, dürüstlük kuralına aykırı olarak alındığını, davalı şirketin sermayesinin 23.000.000,00.TL’ye çıkarılması halinde müvekkilinin ve diğer pay sahibi …’in sermaye artışına katılamamasıyla birlikte %22 oranındaki paylarının % 4,78’e ineceğini, müvekkili ve diğer pay sahibinin hiçbir azlık hakkını tek başına kullanamayacağı gibi bir araya gelseler dahi payları toplamı %9,56 olacağından ve %10 olmadığından birlikte de azlık haklarını kullanamayacaklarını, müvekkili ve diğer pay sahibinin azlık hakkı sahipleriyken dahi azlık haklarını kullandırmama yönünde birçok tutum ve davranış sergilediğini, kayıtların inceletmediğini, ihtarnameye rağmen şirket merkezinde yönetim kurulu toplantısı yapılmadığını, ancak Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açılmasından sonra dava korkusuyla müvekkilinin talep ettiği bazı belgeleri inceleyebildiğini, 12.09.2019 tarihli genel kurulda müvekkili ve diğer pay sahibi …’in özel denetçi atanması talebinin yönetim kurulu üyesi ve toplantı başkanı …’ın gündeme dahi almayarak genel kurulda oylanmasını engellediğini, dolayısıyla sermayenin 23.000.000,00 TL’ye çıkarılmasına ilişkin genel kurul karan ile çoğunluğun azınlık üzerindeki tahakkümünü güçlendirmek, müvekkilinin azlık haklarını elinden almak, küçülmüş payların düşük bedelle devretmelerini sağlamak gibi dürüstlük kuralına aykın amaçlar taşıdığını, müvekkilinin şirketin 2.000.000,00.-TL. değerindeki atıl durumdaki arsası satılarak ve iç kaynaklardan kullanılarak da sermaye artımına gidilmesini teklif ettiğini, ancak çoğunluk pay sahibi …’nun sermaye taahhüdü yoluyla sermaye artınını yolunu seçtiğini, şirketin AR-Ge çalışması yürüten ve ilaç üretimi yapan bir şirket olup, halihazırda faaliyetlerin yürütülebilmesi için 23.000.000,00.-TL.lık bir sermayeye ihtiyacı bulunmadığını belirterek, davanın kabulü ile 12.09.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı sermaye artımı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Zamanaşımı defi ve itirazında bulunduklarını, esas sözleşmede taahhüt edilmiş olan rakamın iç ve dış kaynaklarla yükseltilmesinin sermaye artırımı olarak nitelendirildiğini, her pay sahibinin TTK.’nun 461. maddesinde açıkça hükme bağladığı şekilde rüçhan hakkına sahip olduğunu, sermaye artınını halinde yeni çıkanlan paylar üzerinde her pay sahibinin mevcut payları oranına göre pay alma hakkı bulunduğunu, davacının bu hakkının müvekkili şirket tarafından hiçbir şekilde kısıtlanmadığı veya bu hakkın kullanılması engellenmeye çalışılmadığı halde kanuni haklarını kullanmayıp huzurdaki davanın açılmış olmasının davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, genel kurula davet ve gündem metnini 16.08.2019 tarih ve 9889 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 777 ve 778 sayfalarında ilan edildiğini, toplantının ilan edilen günde yapıldığını, sermaye artırımına ilişkin kararın tamamen hukuka uygun bir şekilde alındığını, ayrıca 16.04.2018 tarihinde şirketin %56’lık hissesini alan …’nun 2018 yılı bilanço ve defteri incelendiğinde hissedar olduğu tarihten 31.12.2018 bilanço gününe kadar şirkete 3.416.861.TL. borç vererek finanse ettiğini, bu borç verme işleminin 2019 yılında da devam ettiğini, 2018 yılı bilançosu incelendiğinde şirketin kısa ve uzun vadeli borçlar toplamının 11.071.516.TL. olduğunun görüleceğini, ortaklara olan borçların bu rakama oranlandığında %44 gibi yüksek bir oranla karşılaşılacağının görüleceğini, …’nun 2018 yılında şirkete verdiği borcun aylık ortalamasının 379.651.Tl. olduğunu, bu rakamın da şirketin ancak sabit maliyetlerini karşıladığını, şirketin üretim ve ar-ge şirketi olduğu düşünüldüğünde ana faaliyetini sürdürme ve borçlarını ödemede sıkıntı yaşadığını, …’nun mevcut ortakların sermaye artırımına iştirak etmemeleri durumunda 18.000.000.TL. gibi bir sermaye koymak zorunda olacak olmasının paranın fırsat maliyeti açısından rasyonel bir ekonomik yaklaşım olmadığını, sermaye artırımının azlık pay sahipliği haklarını ellerinden almak olmadığını, talep edilen belgelerin gösterilmediği hususunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının azlık haklarını kaybedeceği iddiası ile müvekkili şirketin sermaye artırımına engel olmaya çalıştığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
3.Deliller: Tarafların dayandığı deliller, dava konusu genel kurul kayıtları, ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dosya ve şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

3.1.Bilirkişi heyetinin 22/03/2021 tarihli heyet raporunda özetle; dava konusu genel kurula çağrının usulüne uygun yapıldığını, davacının genel kurula bizzat katıldığı, dava konusu karar red oyu verdiğini, muhalefet şerhine rastlanmadığını, dava konusu genel kurul kararının ticaret sicilde tescil edildiğine dair ticaret sicil gazetesi ilanına rastlanmadığı, bu sebeple dava konusu genel kurul kararının geçersiz hale geldiği, sermaye arttırımı şirket için gerekli olsa da, sermaye arttırımının öncelikle iç kaynaklardan karşılanabileceği, sermayenin artışının miktar itibari ile azınlık haklarının kaybolmasına yol açabileceği,sonraki genel kurulda yapılan sermaye artışının çoğunluk hisse sahibi ortak tarafından ödenmediği, sermaye artışında amacın dışına çıkıldığı belirtilmiştir.

4.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava anonim şirket genel kurulu kararının iptali davasıdır.

Davacı, ortağı olduğu 12/09/2019 tarihli genel kurulda alınan şirket sermayesinin arttırımına ilişkin genel kurulun 6 numaralı kararının, alınan kararın azınlık hisse sahiplerinin yasal haklarının kısıtlanması amacıyla kötü niyetle alındığını belirterek, iptalini istemiştir.

Bilirkişi raporunda da belirtildiği, tarafların da kabulünde olduğu üzere, dava konusu 12/09/2019 tarihli genel kurulda alınan kararlar ticaret sicile tescil edilmemiş, Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmamıştır. TTK 456/3. maddesine göre; ” sermaye artırımı, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde, genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hâle gelir.” Buna göre dava konusu 12/09/2019 tarihli genel kurul kararı ticaret sicile tescil edilmediğinden, 12/12/2019 tarihi itibari ile (dava açıldıktan sonra) geçersiz hale gelmiştir. Buna göre açılan dava yargılama sırasında konusuz hale geldiğinden, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik dava tarihi itibari ile haklılık durumu değerlendirildiğinde; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere esas itibari ile sermaye arttırımı şirket için gerekli olsa da, sermaye arttırımının öncelikle iç kaynaklardan karşılanabileceği, sermayenin 5.000.000 TL’den 23.000.000 TL’ye yükseltilmesinin azınlık haklarının kaybolmasına yol açabileceği, dava konusu yapılmayan sonraki 19/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurulda yapılan sermaye artışının çoğunluk hisse sahibi ortak tarafından ödenen 1/4’lük kısmının, 3 gün sonra bu ortağa iade edildiği, kalan 3/4’lük kısmın hiç ödenmediği, böylelikle sermaye artışında amacın dışına çıkıldığı anlaşılmakla, dava tarihi itibari ile davacının dava açmakta haklı olduğu kanaatine varılmış, HMK’nun 331/1. maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 86,40 TL tebligat ve posta gideri, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 3.086,40 TL yargılama giderleri ile 88,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)