Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/541 E. 2021/555 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/541 Esas
KARAR NO : 2021/555

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :16/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … Genel Müdürlüğünün 233 sayılı KHK hükümlerine tabi olarak kurulmuş Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu, hizmet binası ile işletmekte olduğu havalimanlarındaki temizlik hizmetlerinin piyasaya yaptırıldığını, bu bağlamda Trabzon Havalimanı Temizlik Hizmeti alımı işinin davalı şirkete 01.01.2015-30.06.2015 tarihleri arasında ihale edildiğini, davalı şirketin istihdam ettiği dava dışı işçilerin bir kısmının kıdem tazminatlarım talep etmeleri üzerine davacı kurum tarafından kıdem tazminatlarının ödendiği, yapılan ödemelerin ve dava dışı işçilerin Havalimanında çalıştığı dönem itibariyle davalı şirketin sorumlu olduğu miktarın hesaplanarak gösterildiğini, Yargıtay’ın istikrar kazanan kararlarında, aralarındaki sözleşmesel ilişki nedeniyle hizmet alımı ihalelerinden kaynaklı olarak asıl işveren sıfatındaki idarelerin işçilere ödemek durumunda kaldıkları işçilik alacaklarından asıl sorumluluğun yüklenici şirketlere ait olduğunu ve her bir yüklenicinin kendi çalışma süresine isabet eden işçilik alacağı ödemelerinden idareye karşı sorumlu olduklarının ortaya konulduğunu, konu hakkında davalı şirketle davacı idare arasında dava şartı arabuluculuk süreci takip edilmiş ise de yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığıni, davalı şirketin Havalimanında çalıştığı dönemi itibariyle sorumlu olduğu kıdem tazminatı ödemelerinin toplamı fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla 10.706,02-TL olarak hesaplandığı, bu meblağdan davalı şirketin davacı kurum nezdinde bulunan 2.401,60-TL nakit teminatının mahsup edilerek tahsil edildiği, davacı kurumun bu ödemeler nedeniyle davalı şirketten bakiye 8.304,42-TL alacağı kaldığının hesaplandığı, bu itibarla davalı şirket ile idare arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümleri ve Yargıtay kararları gereğince, dava dışı işçilere ödenmek durumunda kalman toplam kıdem tazminatından Havalimanında çalıştığı dönem itibariyle davalı şirketin sorumluluğunun bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.304,42-TL’nin ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı kurumun iddialarını kabul etmiş olmamakla birlikte talep ettiği dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesi eklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, davacı kurum ile imzalanan 01.01.2015-30.03.2015 ile 01.04.2015-30.06.2015 dönemlerini kapsayan hizmet alım sözleşmelerinde kıdem tazminatına ilişkin hiçbir düzenlemeye yer verilmediğini, bu nedenle davalı şirketin sorumluluğunun olmadığını, 6552 sayılı Kanunu ile 4857 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ile kıdem tazminatının kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödeneceği hususunun düzenlendiğini, ayrıca, 22.02.2019 tarih ve 30694 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7166 sayılı Kanunla 4857 sayılı Kanunun 112. maddesine eklenen fıkra ve geçici 9. madde ile 11.09.2014 tarihinden sonra imzalanan sözleşmelerde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık hükme yer verilmemişse alt işverene rücu edilmez düzenlemesine yer verildiğini, sözleşmenin 11.09.2014 tarihinden sonra imzalandığıni, Kamu İhale Genel Tebliğinde 2014 yılında yapılan değişiklik ile ihbar tazminatı ve kıdem tazminatının sözleşme giderleri ve genel giderler arasında sayılmadığını, dava dışı işçilerin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadıklarının tespitinin gerektiğini, davacı tarafın faiz talebiyle işlenmiş faiz talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı asıl işveren tarafından dava dışı işçilere için ödenen işçilik alacağının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı alt işverenden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava dışı … ve …’nun 2008 ila 2016 yıllarına ilişkin SGK Hizmet Döküm Belgesinin Uyap üzerinden alınarak dosya arasına alınmıştır.
Dosyanın konusunda uzman iş ve sosyal güvenlik uzmanı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere varsa davacı alacağının tespitinin yapılması istenilmiş, 13/07/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı Genel Müdürlük tarafından 2.401,60-TL nakit teminat mektubundan mahsup edilerek tahsil edildiğinden, davacı Genel Müdürlüğün talep edebileceği miktarın (10.789,75-2.401,60=8.388,15) 8.388,15-TL, davadaki talebin ise 8.304,42-TL olduğu, davalı şirketin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belgenin dosyada mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 28/07/2020 tarihli ıslah dilekçesinde, ıslah yoluyla dava değerinin 83,73.TL daha arttırılarak 8.388,15.TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın davalı itirazlarını karşılar ve yeniden kazandırılan belgeler doğrultusunda ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, 08/12/2020 tarihli ek rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; Davacı Genel Müdürlük tarafından 2.401,60-TL nakit teminat mektubundan mahsup edilerek tahsil edildiğinden, davacı Genel Müdürlüğün talep edebileceği miktarın ( 10.789,75-2.401,60=8.388,15) 8.388,15-TL, davadaki talebin ise 8.304,42-TL olduğu, davalı şirketin dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belgesinin dosyada mevcut olmadığı yönündeki görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 6552 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde; “…4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme eki idari şartnamede ve sözleşmenin 22. ve 36.2 maddelerinde sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğuna ilişkin açık hüküm bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan dava açılmış bulunduğundan, TBK’ nın 146. Maddesi uyarınca davalının zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
18/02/2020 tarihli celsede davalı tarafın görev ve yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının temizlik hizmetleri işi için davalı ile sözleşme imzaladığı, dava dışı işçilerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında hizmet alımına ilişkin davalı şirket nezdinde belirli dönemler içinde çalıştığı görülmüştür. Alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporu denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, sözleşme ekinde işçilik ödemesi bakımından alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, akdedilen sözleşme nedeniyle o döneme denk gelen işçilik alacağı ödemesinden davalının sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, asıl alacağa ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜNE, 8.388,15-TL’nin ;
2.419,05-TL’sine 11/05/2018 tarihinden,
1.209,75-TL’sine 04/09/2015 tarihinden,
1.209,75-TL’sine 03/08/2018 tarihinden,
1.083,75-TL’sine 11/05/2017 tarihinden,
1.083,75-TL’sine 06/10/2017 tarihinden,
992,50-TL’sine 26/07/2016 tarihinden,
389,15-TL’sine 14/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 572,99-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 143,32-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 429,67-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 141,82-TL Peşin/nisbi Harcı, 1,50-TL Islah Harcı, 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 88,20-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.075,92TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı/vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza