Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/535 E. 2021/164 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/535 Esas
KARAR NO : 2021/164

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2019
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilince Mahkemeye sunulan 08.10.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının … Çankaya Şubesinin müşterisi olduğu, 22.05.2019 tarihinde kendisini … Genel Müdürlüğünden “…” olarak tanıtan birisinin arayarak, “şubemizde bulunan mevduatınıza düşük faiz alıyorsunuz, bu hesabı kapatarak yüksek faizle yeni bir hesap açalım, bunu internet bankacılığı üzerinden yapacağız” diyerek, davacının telefonuna uzaktan bir “… Direkt” uygulaması yüklediği ve bu uygulama üzerinden bildirdiği iban numarasına üç kez 50.000,- TL ve ayrıca 90.000,- TL olmak üzere toplam 240.000,- TL para transfer etmesini sağladığı, transfer işleminin hemen ardından davalı banka ile yapılan görüşmede, banka yetkililerince durumun fark edilerek hesaba bloke konulduğu, 90.000,- TL’lık havalenin çekilmeden bloke edildiği, ancak 50.000,- TL’lık 2 adet havalenin çekildiği, 50.000,- TL’lık diğer havalenin ise 30.000,- TL’lık kısmının çekildiği, 20.000,- TL’lık kısmının çekilmeden bloke edildiğinin bildirildiği, havale yapılan hesap sahiplerinin …, … isimli şahıslar olduğu, davalı bankanın, dolandırılmakta olduğunu fark ederek hesabı bloke etmesi ile müvekkilin hileli işlem nedeniyle uğradığı zararı kısmen azaltmış ise de, hileli işlem sonucunda 130.000,-TL dolandırıldığının bir vakıa olduğu, davalı bankanın görevini tam olarak yerine getirip, gerekli dikkat ve özeni göstererek, durumu başlangıçta fark etmiş olsaydı, davacının dolandırılmasının olayın başlangıcında engellenmiş olacağı, bilgisayar korsanlığı yoluyla paranın başka hesaplara aktarılmasını önlemek için, davalı bankaca yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmadığı, hileli işleme zamanında müdahale edilerek müvekkilin dolandırılmasının engellenmediği ve bu suretle müvekkilin zarara uğramasına sebebiyet verildiği belirtilerek, davacının uğradığı zararın şimdilik 5.000,- TL’lık kısmının davalı bankadan tahsiline, bu meblağa olay tarihinden itibaren T.C.M.B. avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı banka vekili tarafından Mahkemeye sunulan 14.11.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 22.05.2019 tarihinde davacı müşteri tarafından yapılan davaya konu havale işlemlerinin, davacıya ait şifrenin doğru girilmesi üzerine aktif hale gelen … Direkt üzerinden yapıldığı, davaya konu havale işlemleri için davacıya ayrı ayrı 3d secure şifresi gönderildiği ve her bir havale işleminin işbu tek kullanımlık 3d secure şifrelerinin doğru girilmesi neticesinde gerçekleştiği, Davaya konu havale işlemlerinin … Direkt uygulaması üzerinden yapıldığı, bu uygulamaya giriş yapılabilmesi için; müşteri numarası veya TC Kimlik numarasının doğru girilmesi, sisteme giriş için müşteri tarafından belirlenmiş şifrenin doğru girilmesi, yukarıdaki bilgilerin doğru girilmesi üzerine, davalı banka tarafından giriş işlemine özel ve tek kullanımlık gönderilen şifrenin de doğru girilmesinin gerektiği, davacı müşteriye ait olan tüm bu bilgilerin doğru girildiği ve işlemlerin bunun sonucuna göre tamamlandığı dikkate alındığında, davacı müşterinin ağır kusuru ile bilgilerini üçüncü kişiler ile paylaştığı, esasen güvenlik açığının davalı müşteride olduğunun ortada bulunduğu, davaya konu para transferi işlemlerinin, davacıya gönderilen 3d secure şifrelerinin davacı tarafça 3. kişilerle paylaşılması neticesinde gerçekleştiğinin kuşkuya yer vermeyecek kadar açık olduğu, bu süreç davalı bankanın dışında cereyan ettiğinden, davacı müşteri tarafından gerçekleştirilen bilgi paylaşımından dolayı davalı bankanın herhangi bir kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği, müvekkil bankanın internet bankacılığının uluslararası alanda kabul edilen güvenlik standartlarında olduğu, tüm şifrelerin güvenliği uluslararası kabul görmüş bir program vasıtası ile kriptolanarak saklandığı, … İnternet Bankacılığı sitesinin ateş duvarı (Firewall) şeklinde bir program ile korunduğu, bu güvenlik önlemleri sayesinde müşteri bilgilerinin müvekkil banka sisteminden ele geçirilmesinin mümkün olmadığı, huzurdaki davada da müvekkil banka sisteminde herhangi bir zafiyetin gerçekleşmediği, işlemlerin davacının gizlemekle yükümlü olduğu şifrelerin doğru girilmesi suretiyle gerçekleştiği, bu itibarla, şifre girilerek gerçekleştirilen dava konusu işlemler nedeniyle müvekkil bankanın hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı, belirtilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Bankalar, bir güven kurumları olup, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıklan mevduatı sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar, diğer alanlarda olduğu gibi, internet ortamında yapılacak işlemlerde de sistem güvenliğini sağlama yükümlülüğü altındadırlar. Bu çerçevede, banka, mevduat sahiplerinin güvenli bir şekilde işlem yapabilmesi için gerekli güvenlik altyapısını hazırlamak zorundadır. Bu kapsamda bankanın, interaktif bankacılık işlemleri sırasında şifre bilgilerinin üçüncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek bir güvenlik mekanizması oluşturması gereklidir. Bunlara örnek belirli bir limitin üstündeki işlemlere ikinci onay şifresi gönderilmesi, ya da uzun süredir işlem yapmayan müşterinin alışılmışın dışında işlemler yapmaya başlaması halinde telefonla teyit edilmesi gibi gelişmiş güvenlik önlemlerini alması, davalı banka bütün bu önlemleri etkin şekilde almayarak mahkememizce ağır kusurlu sayılmıştır. Bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu tutmak gerekmiştir.
Bankacı ve Bilgisayar Mühendisi bilirkişiden alınan rapordan özetle, “Davacı müştekinin yaşanan dolandırıcılık olayında herhangi bir iş birlikteliğinin olmadığı, dava konusu olayda müştekinin hafif kusurlu olduğu, davalı bankanın, mevcut donanım, teknik eleman ve teknolojisiyle müşteriye nazaran çok daha avantajlı olması, dolayısıyla bu tür profesyonel dolandırıcılıklarda önlem almada daha öncelikli durumda olduğu ve ancak somut olayda tek kullanımlık doğrulama şifresi gönderimi gibi temel güvenlik tedbirlerindeki eksikliklerinden dolayı objektif özen borcunu yerine getirmeyip ağır kusurlu olduğu, dava konusu olayda banka tarafından, müşteri rızası dışında hesabından çekilen ve hesaba geri döndürülemeyen 130.000,00 TL ve diğer bankacılık işlem masraflarının, paranın çekildiği tarihten itibaren işleyecek Merkez Bankası avans faiziyle birlikte davalı banka tarafından davacı müştekiye Hakimliğinizce takdir edilecek oranda iade edilmesi gerektiği, ancak talebin 5.000,-TL olduğu dikkate alınarak, taleple bağlılık ilkesi uyarınca bu miktar üzerinden işlem yapılmasının uygun olacağı, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
30.10.2020 tarihli dilekçe ile davacı davasını 95.000.TL daha arttırmak suretiyle ıslah etmiştir. Olay tarihi 22.05.2019 tarihidir. Bu haliyle olay tarihinden itibaren faiz işletmek gerekmiştir.
12.05.2020 tarihli …. imzalı bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6325 sayılı HUAK ve yönetmeliği hükümlerine göre hazineden ödenen Arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak hazineye irat kaydedilecektir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 100.000,00-TL alacağın 22/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 6.831,00-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.707,39-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 5.123,61-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 13.450,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 85,39-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.622,00-TL Islah Harcı, 1.074,10-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.825,89TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320.TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza