Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/531 E. 2021/987 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/531 Esas
KARAR NO : 2021/987

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara … İcra Dairesi 2017/39907 E. Sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine ticari satıştan kaynaklı alacak yönünden ilamsız icra takibi yapıldığını, taraflar arasındaki temel ilişkinin ticari satıştan kaynaklı olduğunu, satış sözleşmesine yönelik olarak, davalı tarafından kısmi ödemeler yapıldığını, temel akdi ilişkinin kabul edilmesine rağmen, bakiye alacağının ödenmediğini, davalıya, mevcut borcu içerir fatura ve satışa konu malların teslim edildiğini, davalının müteahhit olarak yaptığı inşaata müvekkilinin ürettiği kapı ve ürünleri monte ettiğini, teçhizatı kullandığını, borçlunun, yasal süresi içerisinde bakiye alacak bedelini ödememesi nedeniyle aleyhine icra takibi yapıldığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının takibe, ferilerine yapmış olduğu itirazlarının iptali, takibin devamı ile alacağın ticari faizi ile tahsiline, davalının, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı asil ile 17.12.2019 tarihli sözleşme ile borçlu olduğu miktar ve vekalet ücreti dahil toplam 65.000 TL’ye anlaştıklarını, sözleşme gereği senetlerin imzalanıp teslim edildiğini, sözleşme gereği teslim edilen senetlerden vadesi gelen 05.01.2020 tarihli 20.000 TL bedelli ve 05.02.2020 tarihli 10.000 TL bedelli senetlerin ödendiğini, iş bu sözleşme ile 17.12.2019 tarihi itibarı ile alacaklarının kalmadığını kabul eden davacı tarafın davasını yürütmesinin hukuka aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 17.12.2019 tarihli sözleşme ile alacağı kalmadığından davanın reddine; davacının icra takibi ve dava sebebiyle % 20 kötüniyet tazminatı ödemesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından sözleşmeye dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı davalı tarafça yapılan borca itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/39907 esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış takip dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Davacı alacaklı tarafından fatura dayanak gösterilerek toplam 201.082,76 TL alacak yönünden takip başlatıldığı, davalı yanın itirazı ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Taraflarca takip edilmeyen dosya 19/01/2021 tarihinde işlemden kaldırılmış, davacı vekilinin yenileme talebi ile yeniden işleme konulmuştur.
Tarafların bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak takibe ve davaya konu faturalara ilişkin BA-BS formlarının gönderilmesi istenilmiş gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı ve davalı vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketlerin ticari defterlerinin bulunduğu adresleri bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere varsa davacının alacağının tespitinin yapılması istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
03/05/2020 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacının defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava tarihi olan 10.10.2019 tarihi itibariyle davalının davacıya 151.588,08 TL borçlu olduğu, 17.12.2019 tarihinde yapıldığı iddia edilen sözleşmenin var ve geçerli olduğunun kabulü halinde (davacı tarafından bilirkişiliğimize sunulmamış, uyap kanalıyla ulaştığımız belgeler arasında da görülememiştir) davalının davacıya (02.05.2020 tarihi itibariyle ) 25.000.- TL borcu kaldığı, ((65.000.-) – (40.000.-) = 25.000.-) 17.12.2019 tarihinde yapıldığı iddia edilen sözleşmenin var olmadığı yada geçerli olmadığının kabulü halinde davalının davacıya (02.05.2020 tarihi itibariyle ) 111.588,08- TL borcu kaldığı, ((151.588,08) – (40.000.-) = 111.588,08) olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, Talimat Mahkemesince alınan rapor ve taraflar arasında akdedilen protokol incelenerek ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
24/05/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davalı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarında; davacı yana 251.081,89 TL borçlu olduğu görülmekle birlikte, 03.05.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler neticesinde; davacı yan ticari defter ve kayıtlarında yer alan ve dolayısıyla davacı yanın kabulünde olan ancak davalı yan ticari defter ve kayıtlarında yer almayan ve dekontları da incelemeye ibraz edilmeyen toplam 99.493,81 TL tutarındaki davalı yan ödemelerinin davalı yanın davacı yana olan bakiye borcundan düşülmesi halinde davalının davacıya 151.588,08 TL borçlu olduğu, taraflar arasında akdedilen 17.12.2019 tarihli sözleşmenin kabulü halinde; davalının davacıya; 65.000,00 – 40.000,00 (senet ödemeleri) = 25.000,00 TL borcu kaldığı, taraflar arasında akdedilen 17.12.2019 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığının kabulü halinde ise; davalının davacıya; 151.588,08 – 40.000,00 (senet ödemeleri) = 111.588,08 TL borcu kaldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
21/12/2021 tarihli duruşmada, Davalı vekili; ” Dava tarihinden sonra müvekkilim ile davacı taraf arasında protokol düzenlenmiştir, dava konusu bedele ilişkin tüm bedellere yönelik taraflar anlaşmıştır, protokol tarihi itibariyle bir alacağın kalmadığı ortadadır, protokol karşılıklı imza altına alınmıştır, protokolde belirtilen senet bedelleri de ödenmiştir, ödenmemiş olsa bile borç miktarında anlaşıldığı için senetler yeniden takibe konulabilir, davanın reddine karar verilsin”, davacı vekili ise söz alarak “dava tarihi itibariyle haklılığımız ortadadır, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebimiz vardır” beyanlarında bulunmuşlardır.
Borcun yenilenmesi dar anlamda borcu sona erdiren nedenlerden biri olup, bir borcun yerine yenisinin geçmesi suretiyle eski borcun sona erdirilmesi sonucunu doğurur. Borcun yenilenmesi alacaklı veya borçlu arasında yapılacak bir yenileme sözleşmesi ile gerçekleşir. Yenilemenin varlığını kabul için öncelikle eski bir borç olmalı, yeni borç onun yerine geçmeli ve taraflar yenileme iradesine sahip olmalıdır.
6098 sayılı TBK’nun 133. maddesinde borcun yenilenmesi hüküm altına alınmıştır. Buna göre “Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesiyle olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılamaz.”
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari alım satımı ilişkin sözleşmeye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür. Taraflar arasında sözleşme akdedildiğine ilişkin ihtilaf bulunmamakla birlikte, uyuşmazlık davacının sözleşme kapsamındaki bakiye bedeli ödeyip ödemediği, dava tarihinden sonra borcun güncellenip güncellenmediği hususlarından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında iş bu dava tarihinden sonra akdedilen17/12/2019 tarihli sözleşmede; mahkememiz dosyasına konu alacak/borç ilişkisi konusunda yeniden anlaşma sağlandığı, sözleşmede belirtilen senetlerin ödenmesiyle taraflar arasında hukuki alacağın kalmamış olduğu belirtilmiştir. Dava tarihinden sonra tarafların anlaşması ile yeni bir borç yapılandırması yapıldığı, bu bakımdan anılan sözleşmenin borcun yenilenmesi niteliğinde olduğu, takip ve dava konusu borç tarafların anlaşması ile borç yenileme sözleşmesi ile sona erdiğinden itirazın iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, alınan bilirkişi raporlarında, her iki tarafın birbirini teyit eden ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 111.588,08 TL alacaklı olduğu, takip dosyasına yapılan itirazın haksız olduğu olduğu ve alacağın likit olduğu anlaşıldığından davalının bu tutar üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesine göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi uyarınca dava tarihindeki tarafların haklılık durumu gözetilerek, yargılama giderleri, vekalet ücretinin ve arabuluculuk masrafının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Dava Konusuz Kaldığından Esas Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına,
2-111.588,08-TL’nin %20’si olan 22.317,62-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 2.190,41 TL harçtan mahsubu ile kalan 2.131,11- TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 14.551,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 10.621,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.600,00-TL Bilirkişi ücreti, 108,90-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.708,90-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.019,01-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
5- HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin 787,11-TL’sinin davalıdan bakiye kısmının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza