Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/525 E. 2021/193 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/525 Esas – 2021/193
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/525 Esas
KARAR NO : 2021/193
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Cari Hesap Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2019
KARAR TARİHİ : 26/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Cari hesap Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin 08.10.2019 tarihli dava dilekçesinde, özetle; “Müvekkilinin, et ve et ürünleri ticareti yapmakta olduğunu, 2019 yılında davalı ile bu amaçla ticaret yapıldığını ve davalıya çeşitli et ürünlerinin satışının yapıldığını, bu alışverişten kaynaklı davacının bakiye 31.149,79 TL alacağının ödenmemesi üzerine … Müdürlüğünün ….E. Sayılı icra dosyası üzerinden İlamsız İcra takibi yaptıklarını, davalı şirket yetkilisinin 06.09.2019 tarihinde borca itiraz ettiğini, vaki itiraz üzerine İcra Müdürlüğü’nün aynı günlü kararıyla İcra Takibinin durdurulduğunu, davalının yapmış olduğu itirazda haksız ve kötü niyetli olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi tarafından inceleme yapıldığında ve ilgili vergi dairelerinden BA, BS Formları celp edildiğinde alacağın varlığının kanıtlanacağını, Davanın KABULÜNE, davalının, … Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyası yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, TAKİBİN DEVAMINA, Haksız ve Kötü niyetli İtiraz Nedeniyle Davalı Borçlunun Asıl Alacağın %20 Oranında İcra İnkar Tazminatına Sorumlu Tutularak Davacı Alacaklıya Ödenmesine, Yargılama Giderleriyle Ücreti
SAVUNMA
Davalı vekilinin 12.02.2020 tarihli davaya cevap dilekçesinde, özetle; “Davalı şirket tarafından kendilerine yeni bilgi verildiğini, bu bilgi doğrultusunda; müvekkili şirketin davacı şirketten et ürünü aldığını, ancak icra takibinin borcun muacceliyetinden önce başlatıldığının bildirildiğini, taraflar arasında yapılan görüşmede ödeme günü hakkında mutabakata varıldığını ve müvekkiline takipten en az bir ay sonrasına ödeme hakkında talimat verildiğini ve bu hususta anlaşmaya varılmasına rağmen müvekkili hakkında ilamsız icra takibinin başlatıldığını, müvekkilinin borca karşı çıkmadığını, borcun vadesinden önce takip başlatılmasına karşı çıktığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müvekkiline yükletilmemesi şartıyla müvekkili adına sulh olmayı kabul ettiklerini, dava boç muaccel olmadan açıldığından bu sebeple reddine, davacı vekilinin ödeme günü ve marsaflar ile sulh olma hakkında süre verilmesine, karar verilmesini, ”arz ve talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
08/12/2020 tarihli Mali Müşavir bilirkişiden alınan rapordan özetle, ” davacı yana ait incelenen 2019 yılı ticari defterleri ile davalının bağlı olduğu Vergi Dairesinden dosyaya celp edilen Bildirime Konu Alışlar ve dosya üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı yana ait 2019 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden; defterlerin süresinde; açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, kural ve standartlara uygun tutulduğu, görüldüğünden, ilgili yıl defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu sonucuna varıldığını, davacı yanın davalıdan takip tarihi itibariyle; 31.149,79 TL alacaklı olduğu, bu alacağının davacı yan tarafından düzenlenen faturalardan, davalı kısmi ödemelerinin mahsubu sonucu kalan bakiye olduğu, ” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalının borcu kabul ettiği, fakat vadesinin henüz gelmediği yönünde itirazı bulunmaktadır. Davalı vadeye dair herhangi bir yazılı delil ortaya koyamamıştır. Bu nedenle bu yöndeki itirazının reddi gerekmiştir. Bilirkişi raporu ile davacınını dava değeri kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın kabulü ile alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
6325 sayılı HUAK ve yönetmeliği hükümlerine göre hazineden ödenen Arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayıldığından yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak hazineye irat kaydedilecektir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 31.149,79-TL asıl alacak, asıl alacağa işleyecek %9 yasal faizi ile birlikte devamına,
Alacağın %20’si olan 6.229,95-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.127,84-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 376,22-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.751,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 4.672,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4–Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 376,22-TL Peşin/nisbi Harcı, 749,20-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.169,82TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320.TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2021