Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/520 E. 2021/829 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/520 Esas
KARAR NO : 2021/829

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -… …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilini dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkil şirket arasında var olan 04.04.2018 tarihli sözleşme neticesinde davalı şirketin müvekkil şirketten almış olduğu hizmet karşılığında müvekkiline borçlandığını, davacının davalı şirkete faturaları düzenleyip gönderdiğini, ödemelerini yapan davalı şirketin son üç faturayı ödemediğini, borç ödenmeyince davalı şirket hakkında Ankara… Müdürlüğünün 2019/9407 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının borca itirazı ile takibin durdurulduğunu, ayrıntılı cari hesap dökümü ve ticari defter ve kayıtların incelenmesi neticesinde davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcunu ödemediği, müvekkil şirkete takipte belirtilen 14.193.18 TL borcu açık ve net olara ortaya çıkaracağını, davalı şirket açıkça kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, beyanla, haklı davanın kabulüne, davalı şirket tarafından dosyaya yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderlerin ve avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında konkordato kararı verildiğini, müvekkili şirketin konkordato talebi neticesinde, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. sayılı dosyası üzerinden 03.10.2019 tarihinde müvekkil şirket hakkında konkordato kararı verdiğini, geçici mühlet kararının İİK’nun 288/1 maddesi gereğince, 294. Maddesindeki şekli ile alacaklılar bakımından, İİK’nun 296. Maddesindeki şekli ile sözleşmeler bakımından, İKK’ nun 297. Maddesindeki şekli ile borçlu bakımından sonuç doğurmasına karar verildiğini, davacı taraf icra takibinde müvekkil şirketten 3 ayrı faturaya ilişkin olarak takip öncesi faiz dahil olmak üzere toplamda 14.869,18 TL talep etmiş ise de; taraf ticari defterlerinin incelenmesi ile görüleceği üzere müvekkil şirketin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkil şirket ile davacı arasında yapılan sözleşme uyarınca davacı taraf sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, yapılacak yargılama neticesinde iş bu hususun sübuta ereceğini, yargılama safhasında toplanacak deliller neticesinde davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında ticari ilişki olduğu iddiasıyla, davacı tarafından davalı aleyhine faturaya dayalı alacak için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Ankara Vergi Dairesi ile İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Taraf vekillerine Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, taraf vekillerinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür.
Davaya konu Ankara …. İcra Müdürlüğü’ nün 2019/9407 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu aleyhine toplap 14.869,18 TL alacak yönünden takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilerek rapor tanzimi istenilmiş olup rapor dosyamız arasına alınmıştır.
03/11/2020 tarihli bilirkişi raporundan özetle, davacının davalıya kesmiş olduğu faturalar doğrultusunda , yapılan ödemeler de dikkate alınarak 14.143,00TL değerindeki bakiyenin ödenmediği , davalının bu borcu ödediğine ilişkin bir delil sunmadığı, bu kapsamda davalının alacak takibine yaptığı itirazında haksız olduğu, takibin 14.143,00TL üzerinden takibin devamının gerektiği belirtilmiştir.
08/03/2021 tarihli bilirkişiden alınan ek rapordan özetle, dosyaya sunulan davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ve yapılan hesaplamalar sonucunda ; Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları incelenip değerlendirildiğinde, 2018 hesap döneminde davacı tarafından düzenlenip ticari defterlerine kayıt edilen ve davalı tarafından kabul edilip ticari defterlerinde kayıt altına alınan faturalar 2018 BA – BS Formalarının beyan sınırına ulaşmadığı için BA – BS Formlarında beyan edilmediğini, 2019 Hesap döneminde davacının davalıya 1 adet belge karşılığı KDV hariç 9.739,00 TL fatura düzenlediği , davalının da faturayı ticari defterlerinde kayıt altına alıp Vergi Dairesine beyan ettiği tespit edildiğini, her iki taraf ticari defterlerinin de HMK 222/2 Maddesine göre delil teşkil ettiği, tarafların ticari defter ve kayıtlarında tek düzen hesap planına göre Davacı SATICILAR (320 ) ,Davalı ALICILAR (120 ) şeklinde akdi ilişkileri bulunduğu, tarafların Yardımcı (Muavin) defterlerinde yapılan incelemeler neticesinde Davacının 2019 Hesap Dönemi Sonu 320.B222 nolu hesap bakiyesi 14.143,00-TL Alacak olarak tespit edilirken , Davalının 2019 Hesap Dönemi Sonu 120.6G.001 nolu hesap bakiyesinin ‘de 14.143,00,- TL Borç olarak BAKIYE verdiği,14.143,00,-TL değerindeki bakiyenin davalı tarafından ödenmediği , davalının bu borcu ödediğine ilişkin bir delil sunmadığı, bu kapsamda davalının alacak takibine yaptığı itirazında haksız olduğu, takibin 14.143,00TL üzerinden devamının gerektiği belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği taraf defterleri, fatura içeriğinden ve vergi dairesinden gelen BA/BS formlarıyla görüldüğünden tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu bakiye borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Taraf defterlerinde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14.143,00 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu 14.143,00 TL bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/9407 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların kısmen iptali ile takibin 14.143,00-TL asıl alacak yönünden devamına, davacı her işlemiş faiz talep etmiş ise de; usulüne uygun temerrüt bulunmadığından hükmedilen tutara takip tarihinden avans faiz işletileceğinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2019/9407 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların kısmen iptali ile takibin 14.143,00-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 14.143,00-TL’nin %20’si olan 2.829-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
4-Davalının tazminat talebinin reddine,
5-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 966,11-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 224,34-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 741,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 3.337,28-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 224,34-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 268,74TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
9-Davacı tarafından yapılan; 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 64,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 864,70-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 699,61-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00- TL’nin kabul oranına göre 1.008,53-TL’sinin davalıdan, 311,47-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza