Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/510 E. 2022/258 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/510 Esas – 2022/258
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/510 Esas
KARAR NO : 2022/258

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI ….
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketle davalı arasında cari hesap ilişkisine dayanan ticari ilişki olduğunu, bu kapsamda davalının 2.831,15 TL- 2.338,25 TL borcu olduğunu, ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/1494 Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazıyla takibin durduğunu iddia ederek, davalının icra takibine yaptığı itirazının iptaline takibin devamına, takip alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin davacıdan herhangi bir mal veya hizmet almadığını, düzenlenen faturalarda müvekkili şirketin imzasının olmadığını, müvekkili şirket defterleri incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, dosyaya sunulan belgelerin ispat kabiliyetinin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının cari hesap alacağına dayalı olarak alacağın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

05/01/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Süresi içinde ıslah edilen ve harçlandırılan ıslah dilekçesinin kabulünü; Davalının Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/1494 Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile takibin; 2.831,15 EURO bakımından 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca Devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile, 2.338,25 TL bakımından avans faizi ile birlikte her iki alacak kalemi yönünden takip tarihinden itibaren faiz işletilmek üzere devamına, her bir alacak kalemi yönünden ayrı ayrı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Ankara … Müdürlüğü’ nün 2019/1494 Esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine takip başlatıldığı, boçlunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerine müzekkere yazılarak davaya ve takibe konu BA-BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür
İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacının ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzimi istenilmesine,
10/12/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacının 2018 yılı ticari defterlerinin e- defter olduğu, davacının 26/05/2018 tarihindeki tescil ve ilanı ile tür değişikliği yaptığı, tür değişikliği ile Limited Şirketten Anonim Şirketi’ne dönüştürüldüğü, davacının ticari defterlerinin açılış tasdikinin TTK 64/3 maddesine göre kanuni süresi içinde yaptırıldığı, ilgili yıllar ticari defterlerinin sahibi lehine delil teşkil edebileceği, takdirin Mahkemeye ait olduğu, taraflar arasında akdedilmiş sözleşme, cari hesap sözleşmesi veya cari hesap mutabakatına dosya münderecatında rastlanmadığı, davalı onaylı olmayan tekliflerin bulunduğu, teklifler ile davalı adına tanzim edilen fatura içeriklerinin aynı olduğu, tekliflerde ödemelerin ne şekilde yapılacağına yer verildiği, taraflar arasında 2018 yılında faturalara dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, işbu faturalar için dâvalı ödemelerinin bulunduğu, işbu fatura ve ödemelerin davacı ticari defterlerine kaydedildiği, davacı ticari defterlerinde davalının davacıya TL faturalardan kaynaklı 2.338,25 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davacının dövizli fatura alacağını döviz cinsinden takip ettiği, 14.750,00 Euro bedelli fatura için 11.918,85 Euro toplam tahsilat yaptığı (bu tahsilatlarda kur değerlemeleri yaptığı), 06/12/2018 tarihinde yaptığı değerleme ile davalıdan 2.831,15 Euro alacaklı olduğu, Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı vergi dairesi tarafından gönderilen Form BA-BS GİB intranet görüntülerinin 2018 yılı … Air Trade Centre Havalandırma Sistemleri San ve Tic.A.Ş’ne ait olduğu, davacının 26/05/2018 tarihindeki tescil-ilan ile anonim şirkete dönüştürülerek ünvanının … Air Trade Centre Havalandırma Sistemleri San ve Tic.Anonim Şirketi olduğu, işbu ünvanlı şirkete ait 2018 yılı Form BA-BS GİBİ intranet görüntülerinin bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin yerinde incelemesi sırasında … Air Trade Centre Havalandırma Sistemleri San ve Tic.Limited Şirketi’nin Form BS’lerinde davalıya Mayıs/2018 ayında düzenlenen faturaları 4 adet belge- kdv hariç 141.402 TL olarak beyan ettiği, işbu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davalının vergi dairesi tarafından gönderilen Form BA-BS görüntülerinde davacı faturalârını KDV hariç 141.403 TL olarak beyan ettiği, davacının davalıyı cari hesap alacağı için ihtarname göndermek suretiyle temerrüde düşürmediği, temerrüt başlangıcının takip tarihi olacağı görülmüş olup takdir Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın 2018 yılı BA BS İntranet görüntülerinin Mahkememize gönderilmesi için İstanbul Maslak Vergi Dairesine müzekkere yazılmış olup gelen müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle ve talimat mahkemesince alınan rapor da irdelenerek tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı defterlerinin incelendiği ancak davalı defterlerinin incelenemediği, davacının talep ettiği alacağın; davalıyla ilgili işlemlerin EUR kuruna çevrilmesinden ve buna bağlı olarak davalı aleyhine hesap edilen kur farkı alacaklarından kaynaklandığı (davacı lehine 22.200.82 TL) dosyaya sunulan fatura örneklerine göre davacının. davalıyı muhatap alarak 2018/5.6.7. aylarda biri 14.750,00 EUR, diğerleri toplamı 94.044.33 TL olan 6 adet fatura düzenlediği ve kendi defterlerine davalının borcu olarak kayıt ettiği, davalının ise üzerinden düzenlenen fatura dahil ilk 3 fatura bedelini fatura tarihlerinde fazlasıyla ödediği, dolayısıyla € bedelli fatura ve € cinsine çevrilen TL işlemler için, eksik ödeme iddiasıyla kur farkı hesap ederek davalının borcuna ilave edilmesinin usule aykırı olduğunun düşünüldüğü, bu kur farklarının çıkarılmasıyla davacının alacaklı olmadığı, aksine davalı Soner Malkoç’un davacı ATÇ defterlerinde takip tarihi itibariyle 2.555,75 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosya 10.12.2020 tarihli bilirkişi raporu ve Mahkememiz nezdinde alınan rapor arasındaki çelişkiyi gidermek üzere yeni bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek tarafların beyan ve itirazlarını karşılar raporlar arasındaki çelişkiyi giderir, Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesince var ise takip tarihi itibari ile davacı alacağını tespit eder rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
25/02/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacının kur farkına dayalı tutarı talep edebileceğine karar verilmesi durumunda, davacının 05.12.2018 takip tarihi itihariyle davalıdan 2.831,15 EURO ve 2.338.25 TL olmak üzere toplam 19.344,40 TL (1 EURO – 6,0068 TL) alacaklı olduğu, davacının bu tutarı 05.12.2018 takip tarihinden tahsil tarihine kadar geçen sürede yıllık 419,50 avans faiz oranı üzerinden talep etme hakkına sahip olduğu, davacının kur farkına dayalı tutarı talep edemeyeceğine kurar verilmesi durumunda, davacının 05.12.2018 takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının söz konusu olmadığı, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2020/4821 Esas, 2021/65 Karar sayılı ilamı; “Dava, kur farkı alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almıştır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari iş ilişkisine yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın, yabancı para cinsi üzerinden yapılan sözleşme kapsamında kur farkı faturalarından kaynaklanan alacağın bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olduğu, davalı tarafından davaya konu fatura bedelinin çekle ödendiği görülmüştür. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, Ülke parası ile de düzenlenebileceği, yukarıda değinilen Yargıtay içtihadı uyarınca yabancı para birimi üzerinden yapılan satışlarda “TL” üzerinden düzenlenen çeki ifa amacıyla kabul eden alacaklının bu aşamadan sonra kur farkını isteyemeyeceği, çek ile Türk Lirası esas alınarak yapılan ödeme nedeniyle kur farkından kaynaklanan alacağın bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 318,04-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza