Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/500 E. 2021/989 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/500 Esas
KARAR NO : 2021/989

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI-KARŞI DAVALI/(LAR) : … –
VEKİLİ : Av. … –
….
DAVALI-KARŞI DAVACI/(LAR) : … –

VEKİLİ : Av. … –
….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsilinin sağlanması amacıyla borçlu … Yapı Endüstrisi San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2014/7441 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış olduğunu, ancak davalı/borçlu şirket takibe itiraz etmiş bulunduğundan takibin durmuş olduğunu, davalı/borçlu şirketin borca itiraz dilekçesi tarafına tebliğ edilmediğinden takibe itiraz edildiğini 16.06.2016 tarihinde öğrenmiş bulunduğunu, davalı/borçlunun itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin alacağı nedeniyle icra takibine konu 30.11.2013 tarihli 4610 no’lu, 24.165,56 TL tutarlı fatura ile 31.12.2013 tarihli 4667 no’ lu 7.109,96 TL tutarı fatura kesilerek davalı/borçluya verilmiş olduğunu, davalı/borçlu icra takibine konu faturalar nedeniyle müvekkili şirkete ödeme yapmamış olup müvekkili şirkete halen borçlu olduğunu, davalı/borçlunun icra dosyasına itiraz dilekçesinde belirttiği Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/181 E. Sayılı dosyası da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup davalı borçlu da bu durumu bildiğinden davayı takip etmemiş olduğunu, kaldı ki; bahsi geçen dosyada mahkemenin görevsizliğine ve dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olduğunu, davalı/borçlu borcunu ödemediği gibi açılan icra takibine de kötüniyetli olarak itiraz etmiş olduğunu, borçlunun borca itiraz dilekçesindeki itirazı yerinde olmayıp icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı/karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 05/11/2013 tarihinde “iş makinası ve kamyon kira sözleşmesi” imzalanmış olduğunu, sözleşmenin 5.4 fıkrasında “kiralanan araçlar en az üç ay süreyle çalıştırılacaktır” şeklinde düzenlenmiş olduğunu, sözleşmenin feshi düzenlenmediğinden genel hükümlere gidilecek olduğunu, TBK’nda fesih 138 (ifa güçlüğü nedeniyle), 328, 330 (taşınır kiralarında), 331 (olağanüstü fesih), 368, 369, 435 vd bütün düzenlemelere bakıldığında sözleşmenin feshinin nasıl yapılacağı düzenlenmiş olduğunu, davacı/karşı davalı tarafın hiç bir haklı gerekçeye dayanmayan ve usule de uymayan eylemi ile 16.12.2013 tarihinde 05/11/2013 te imzaladığı sözleşme ile kiraladığı dört adet kamyonu işe başladıktan 24 gün sonra hiç bir ihtar ya da bildirim yapmadan işten el çektirmesi neticesinde müvekkili şirket kendi işvereni olan İca-İçtaş-Astaldi Adi Ortaklığı ile yaptığı sözleşmenin ifasında zor duruma düşmüş işi teslim süresi uzamış ve zarara uğramış olduğunu, bu zararı; işvereni nezdinde yaptığı 3.ncü hakediş ile 4.hakediş arasındaki ve sonraki hakedişlerdeki farktan yani örnek olarak (3.hakediş) 825.742,22 TL (4.hakediş) 517.290,48 TL = 308.451,74 TL ciro kaybından, kamyonların çalışmadığı bu sürede işyerinde çalışan hafriyat çıkartan işçilere ve 10 kadar hafriyat çıkartan iş makinasına gereksiz maaş ve kira ödemelerinden 3. iş teslimi 20 gün uzadığından bu 20 gün boyunca fazladan işçi ve makina çalıştırmaktan, bunların barınma, iaşe ve bakımlarından doğan fazladan katlanılan giderlerden kaynaklanan zararı olduğunu, davacı karşı davalının haksız ve mesnetsiz olarak işten el çektirdiği dört adet kamyonun yapması gereken işi yapmamasından dolayı müvekkili şirket eksik hakediş alabilmiş ve yaklaşık 30 kadar işçinin maaşıyla 10 tane iş makinasının kirasını boş yere ödemek zorunda kalmış olduğunu, o dönemde giden kamyonların yerine başka kamyon tedarik edememiş ve uzun bir müddet sonra kendisi satın almak zorunda kalarak taahhütlerini yerine getirmeye çalışmış olduğunu, yaptığı iş gereğince ne kadar çok hafriyat yaparsa o kadar çok hakediş elde etmekteydi, kendisinin eksik yapmak zorunda kaldığı hafriyatlardan dolayı iş teslim süresi uzamış olduğunu, bu uzamanın getirdiği ek maliyet ve zararların müsebbibi de sözleşmeyi haksız ve usulsüz fesheden davacı/karşı davalı olduğunu, sonradan öğrenilmiştir ki davacı/karşı davalı kiraladığı bu dört kamyonu işten el çektirdikten sonra hemen satmış olduğunu, bu zararının sebebi davacı/karşı davalının haksız eylemi olduğunu, zararın kalem kalem net miktarı hesaplama neticesinde ortaya çıkacağından davasını kısmi olarak bütün zarar kalemlerine şamil olmak üzere 10.000 TL üzerinden açtığını, davacı/karşı davalının kamyonlarını çektiği 16/12/2013 tarihli tutanakla tespit edilmiş olduğunu, kendisine haksız feshi nedeniyle doğan ve doğacak zararların tazminine dair Çankaya …. Noterliğinden 26/12/2013 tarih 41827 yevmiye numarası ile ihtarname gönderilerek zararların giderilmesi istenmiş ise de bu ihtara karşı ihtarla haksız ve mesnetsiz gerekçeler ileri sürerek taleplerini reddetmiş olduğunu, iş bu sebeple dava açmak gerekmiş olduğunu, davaya cevaplarında, davacı davasında sonuç bölümünde Ankara …. İ.M. 2014/7441 sayılı dosyasında yapılan itirazın iptalini talep etmiş olmakla iş bu davayı İİK 67 maddede yazılı 1 yıllık azami süreyi geçirdikten sonra açmış olduğundan dava reddedilmeli olduğunu, davacı kamyonların çalıştığı döneme dair kira sözleşmesinden doğan alacağını fatura ile talep etmiş ise de kira sözleşmesini haksız ve usulsüz feshettiğinden talep ve iddiaları kötüniyetli, haksız ve yersiz olduğunu, davacı öncelikle TTK’nda belirtilen basiretli bir iş adamı gibi davranmamış olduğunu, sözleşmenin uygulanmamasından doğam müvekkili zararlarından dolayı müvekkilinden alacaklı değil olduğunu, iş bu konuda daha önce Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/547 E. Sayılı dosya açılmış olup bu dava mahkemenin görevsizlik kararı ile reddedilmiş olduğunu, davacı/karşı davalının davasının reddine, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, açtığımız karşı davanın kabulüne, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik bütün zarar kalemlerine şamil olmak üzere 10.000 TL’nin 26/12/2013 tarihinden işleyecek avans faiziyle davacı/karşı davalıdan tahsiline, herhangi bir borcu tespit edilir ise alacağından takas ve mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, asıl dava yönünden sürücülü araç hizmet alım sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı dava yönünden sürücülü alım hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle meydana gelen zararların tespit ve tazmini istemine ilişkindir.
.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminata hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.

Dosyamız arasına icra dosyası alınıp, incelenmiştir. İcra takibi faturaya dayalı olarak açılmıştır. Faturalara 8 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmemiştir. Bu haliyle futara muhtevaları kesinleşmiştir. Taraf defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenmiş, dava konusu alacakların defter ve kayıtlarda da bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle asıl davanın kabulü gerekmiştir.
Karşı dava yönünden, davacı aralarında 05.11.2013 tarihli iş makinası ve kamyon kira sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmenin davalı tarafından yerine getirilmediğini, kendilerinin alacaklı bulundukları iddiasıyla karşı dava açmışlardır.
Dosyaya sunulan 15.12.2013 tarihli asıl davacı işçilerinin tutanağı incelenmiştir. Tutanakta, …Ltd Şti yetkilisine, iş sözleşmemiz gereği çalışmakta olduğumu … Yapı ve Endüstri San Tic Ltd Şti şantiyesinde, çalışma koşullarının can güvenliğimizi tehlikeye soktuğunu ve ağır çalışma şartlarının çalışmayı çekilmez hale getirdiğini bu nedenle de iş durdurma kararı aldığımızı ihtar ederiz. Şantiye sahasında araçların seyir güzergahı yoğun çamur ve balçık içinde olup, araçlar sürekli devrilme tehdidi altındadır. Bu şartlar altında çalışmak istemediğimizi, can güvenliğimizin tehlikeye girdiği, araçlarla açıkça devrilme tehlikesi yaşadığımızı, hafriyatın damperden akmayacak kadar yaş ve yapışkan olduğunu belirtiriz. Şantiye yetkililerinin bu şartlar altında çalışmamız için bizi zorlamakta ve aksi takdirde işten çıkarmakla karşı karşıya kalacağımızı söylemektedir. Sabah saat 5.30 da kaldırıp 18.00 e kadar çalıştırıldığımızı, ayrıca ek iş çıkartılıp saat 20.00ye kadar çalıştırıldığımızı, araçların ağır tonajla karayoluna çıkarılmış, aylık bakım izni verilmemiş ve o günlerde de çalıştırılmışlardır. Barınma ihtiyacımız tam olarak karşılanmamakta olup, sobasız, kalorifersiz, elektriksiz konteynerlerde sağlısız ortamlarda barınmak zorunda kalmaktayız. Bu koşulları size bildirmememizi aksi halde yine işten çıkarılacağımızı … firması çalışanları sürekli söylemektedir. Araçların bu zor ve ağır şartlar altında teknik ve elektronik arızalar oluşturduğu halde tamirine gerekli izin verilmiyor. Şantiye sahasında araçların istihap haddinin 3 katı yükle çalıştırıldığı, tüm uyarılara rağmen ısrarla çalıştırılmaya devam edildiği, şeklinde durumun tutanağa geçirildiği anlaşılmıştır.
Davalı karşı davalı firma kamyon kira sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etse de, çalışma koşullarının elverişli olmaması, araçların istihap hadlerinden fazla tonaj yüklenmesi, iş sahasının çalışmaya uygun olmaması nedeniyle davacının işe devamı beklenemez. Bu nedenle davacının kamyon kirasından kaynaklı alacağı doğmamıştır. Birleşen davanın da reddi gerekmiştir.
Ankara ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/547 E ve 2016/685 karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacı / karşı davalı Niksar…Firması, davalı / karşı davacı … Yapı End. Nak. Mim. Müh. Tur. Dek. San. Tic. Ltd. Şti olduğu, uyuşmazlığın iş makinası kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, HMK’nın 114/c maddesi gereğince görevsizliğine, görevli mahkemenin Ankara Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verildiği, kararın tarafların istinaf etmemesi üzerine 03.03.2017 tarihinde kesinleştiği, yasal süresi içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilme talebi bulunulmadığından dosyanın 23.06.2017 tarihinde asıl ve karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi 2017/579 Esas ve 2019/88 numaralı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Mahkememizin yukarıda kayıtlı dosyasına tevzi edildiği anlaşılmıştır.
19/04/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, taraflara ait ticari defter ve kayıtlarına ait bilgi ve belgelere dosyasında rastlanmadığından; tarafların, ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan uyuşmayan kayıtların neler olduğu konularında herhangi bir inceleme yapılamamıştır. Taraflar arasında 02.11.2013 tarihinde imzalanan, İş Makinası ve Kamyon Kira Sözleşmesinin davacı/karşı davalı şirketçe tek taraflı feshedilmesinin haklı sebeplere dayalı fesih olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı/ karşı davalı şirketin, davalı/karşı davacı şirket adına düzenlediği, kamyon kira bedeli açıklamalı, 4810 seri Al nolu, 30.11.2013 tarihli KDV dahil 24.165,56 TL ve kamyon kira bedeli açıklamalı, 31.12.2013 tarihli 4867 seri nolu KDV dahil 7.109,98 TL tutarlı iki adet irsaliyeli fatura bedellerinin tamamının ve ya bir kısmının ödenmiş olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye dosyasında rastlanmadığından, anılan iki adet fatura bedelinin; Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/7441 Esas sayılı dosyasındaki 16.04.2014 tarihli takipte ödeme emrinde yazılı 31.275.54 TL’lik faturaya bağlı borç miktarı ile uyumlu olduğu, davacı/ karşı davalı tarafın, davalı/karşı davacı taraftan: 02.11 .2013 tarihinde imzalanan İş Makinası ve Kamyon Kira Sözleşmesine istinaden, düzenlenmiş 2(iki) adet irsaliyeli faturaya bağlı olarak; 31.275,54 TL tutarında asıl alacağının oluştuğu ve ayrıca asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz alacağının da oluşmuş olduğu, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
15/11/2021 tarihli bilirkişi ek raporundan özetle, 19.04.2021 tarihli kök bilirkişi raporunda, ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere uzmanlık alanımız yönünden detaylı ve açıkça gerekçeleri ile birlikte değerlendirilmiş olup raporda yeniden değerlendirme yapılabilecek bir hususun bulunmadığı, taraf itirazları uyarınca yeni bir hesaplamayı gerektirecek bilgi ya da belgenin dosyaya kazandırılmamış olması nedeniyle kök raporumuzda bir değişiklik olmadığı, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
03/12/2021 tarihli bilirkişi 2.ek raporundan özetle, davacı/karşı davalı şirketin, yukarıda 6 ıncı maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere davalı/karşı davacı şirketten; işbu davaya konu ve kök raporumuzda ayrıntılı olarak arz ve izah edilen ve dahi icra takibine konu dosyada kayıtlı olan 30.11.2013 tarihli, 4810 nolu 24.165,56 TL, 31.12.2013 tarihli 4867 nolu 7.109,98 TL olmak üzere toplam 31.275,54 TL’lik faturaya bağlı asıl alacağının bulunduğu davacının ticari defter kayıtları ile de sabit olduğu, Ancak; davalı/karşı davacı şirketin dava dilekçesinde iddia ve beyan etmiş olduğu ve ayrıca da yukarıda 2 inci maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edilen özetle; sözleşmenin usulsüz olarak feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile ilgili olarak Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere konusunda uzman inşaat mühendisi ile nitelikli hesap uzmanın dan oluşan teknik bilirkişinin görevlendirilmesinin daha uygun olabileceği, ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporları açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacak faturaya dayalı olup, likit bulunmakla icra inkar tazminatı takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın, Asıl dava yönünden davanın kabulüne, Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7441 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 31.275,54 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
Takip çıkışının %20’si olan 6.255,10-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karşı davanın reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.136,43-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 405,20-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.731,23-TL harcın davalı/karşı davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı/karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan; 45,90-TL Başvuru Harcı, 405,20-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 430,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.881,60-TL’nin davalıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı/karşı davalı vekili ile davalı/karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …

Hakim …

BU BELGE, GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR