Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/489 E. 2021/64 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/489 Esas – 2021/64
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/489 Esas
KARAR NO : 2021/64
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 21.01.2019 tarihinde yaya konumunda olan …’a sigorta şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde …’un vefat ettiğini, davacının, müteveffanın nişanlısı olduğunu, Yargıtay kabullerine göre nişanlısının destek sayıldığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine tazminat talepli olarak başvuru yapıldığı halde davalı yanca hiçbir ödeme yapılmadığını davalı şirketin avans faizinden sorumlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebinin 62.724,38 TL ye çıkarmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Destekten yoksun kalma tazminatının nişanlı kişiler için söz konusu olamayacağını, gerçekten bir evlilik vaadinin ya da niyetinin her iki taraf için de olay anında var olup olmadığı, süresi, merasimin şekli, tarafların sosyo ekonomik durumları ve benzer koşulların re’sen araştırılması gerektiğini, her nişanlanmanın evlilik ile sonuçlanmadığını, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, her kamyonetin ticari amaçla kullanılmadığını bu nedenle avans faiz talebinin yerinde olmadığını, vefat eden …’un anne ve babası tarafından Sigorta Tahkim Komisyonunun 2019/36528 E. sayılı dosyasından başvuru yaptıklarını, davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olduğundan bu dosyanın da incelenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davanın konusu; trafik kazasında desteğini kaybeden davacının doğan zararının ZMMS poliçesi kapsamında giderilmesidir.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanmış, bu kapsamda sigorta poliçesi ve hasar dosyası, sigortalı araca ait ruhsat örneği, mali ve sosyal durum araştırması cevabı, SGK’nın geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığına dair cevabı, dosyaya kazandırılmış, davacı tanıkları dinlenilmiş ve mahkememizce atanan kusur bilirkişisinden 27/01/2020 tarihli rapor, 10/06/2020 tarihli ek rapor ve aktüer bilirkişiden 05/01/2021 tarihli rapor alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. Maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet vermesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı yasanın 88. Maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı kanunun 90. Maddesine göre maddi tazminatın biçim ve kapsam ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Mali Sorumluluk Sigortası, KTK gereğince yaptırılması zorunlu bir sigorta olup, sigorta ettiren poliçe ile işletenin hukuki sorumluluğunu belirli limitler içerisinde üstlenmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, bireyin bir olay sonucu ölmesi durumunda ölenin sağlığında bakmakla yükümlü olduğu ya da destek olduğu kişilerin ölüm nedeniyle mahrum kaldıkları yardımı bir başka deyişle önceki sosyal ve ekonomik durumlarına uygun hayat sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla ölüme neden olandan tazmin etmelerini sağlayan ve borçlar kanununun 49. ve 53/1-3 maddeleriyle düzenlenmiş bir tazminat türüdür.
Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Eylemi ve düzenli olarak geçimini kısmen ya da tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı veya gerçek ihtiyaç içerisinde bulunması gerekir. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşam düzeyinin altına düşmüş olursa ihtiyaç koşulunun gerçekleştiği kabul edilmelidir. Mahkememizce talimat yazılmak suretiyle dinlenilen davacı tanıkları beyanlarında ölen nişanlının davacıya eylemli olarak yardım ettiğine dair herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Davacı tarafça başkaca deliller ile de bu hususun varlığı ortaya konulmamıştır. Destek olduğu iddia edilen davacının nişanlısı murisin, ölmeden önce anne ve babası ile oturduğu, özel bir işyerinde asgari ücretle çalıştığı, başkaca geliri bulunmadığı, mal varlığı olmadığı, davacının ise fayans işi yaptığı inşaatlarda çalıştığı, SGK lı olduğu 27 yaşında bulunduğu yapılan mali-sosyal durum araştırması ile belirlenmiştir. Murisin davacı nişanlıya düzenli ve eylemli maddi anlamda katkısı olmadığı ve gelir durumu gözetildiğinde olamayacağı anlaşıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/9975 esas 2016/11755 karar sayılı 20/12/2016 tarihli içtihatı da gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 166,10 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 8.954,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
6235 sayılı Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 13. Maddesi gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2021