Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/484 E. 2021/17 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/484 Esas – 2021/17
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/484 Esas
KARAR NO : 2021/17

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili tarafından 24.06.2019 tarihinde Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği’ne verilen dilekçede; Dava dışı …’ın mülkiyetinde bulunan … adresindeki konutun müvekkil sigorta şirketi nezdinde “Konutlar İçin Çağdaş Güvence Sigorta Poliçesi” kapsamında 31.03.2017 tarihinde bir yıl süre ile sigortalandığı, 28.02.2018 tarihinde söz konusu konutta davalı …’ye ait ana hattın tıkanması nedeniyle su baskını oluştuğu, meydana gelen hasarın tespiti ve müvekkil sigorta şirketince poliçe kapsamında tazmini için düzenlenen ekspertiz raporunda, konuta giden ve davalıya ait olan ana hattın tıkanması sonucunda oluşan hasar nedeniyle sigortalının 4.325,00 TL zarara uğradığı, imzalanan poliçe kapsamında oluşan zararın müvekkil sigorta şirketince sigortalıya ödenmesi gerektiği, bunun üzerine de söz konusu tutarın 07.03.2018 tarihinde sigortalıya ödendiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmü ve Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde yer alan ”’‘Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder’’’ hükmü doğrultusunda; somut olayda sigortalı konutta oluşan hasarın davalıya ait ana hattın tıkanması neticesinde meydana geldiği, bu nedenle müvekkil sigorta şirketinin ödediği tazminat nedeniyle davalıya rücu edebileceği, … Genel Müdürlüğü, Ankara’daki kanalizasyon, su, yağmur suyu veya atık su altyapı işlerinde yetkili olduğu gibi, bunun için gerekli çalışmaları yapmak ve yaptırmakla, bu çalışmaları denetlemekle sorumlu kurum niteliğini taşımakta olduğu ve ..’nin yapmakla yükümlü olduğu görevlerin, Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş, Görev, Yetki ve Yönetimine İlişkin Teşkilat Yönetmeliğinde düzenlendiği, Yönetmelikte düzenlenen başlıca görevleri arasında; hizmet alanı içerisinde yer alan mevcut su ve kanalizasyon şebekesinin bakım ve onanmmı yapmak veya yaptırmak, mevcut içme suyu, atık su, yağmur suyu hatlarındaki arızaları gidermek hükümlerinin yer aldığı, bu nedenle su borusunun patlamasında yetkili kuruluş olan …’nin kusur ve ihmalinin olduğunu, müvekkil sigorta şirketi rücu hakkı gereği, sigortalıya yaptığı ödemeyi davalıdan tahsil edebilmek için davalı aleyhine….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyada icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davalının takibe itirazının yerinde olmadığı ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, hasar dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre müvekkil sigorta şirketinin maddi zarara uğramasına neden olan hasarın davalıya ait ana hattın tıkanması sonucu oluştuğu, bu durumun yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca sigortalıya rücu hakkı verdiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyannca rücuen tazminatların tahsilini konu eden uyuşmazlıkların zorunlu arabuluculuk sürecine tabi tutulduğu, bu nedenle … Sigorta A.Ş. tarafından 22.02.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, 22.03.2019 tarihinde yapılan arabuluculuk oturumunda davalı ile anlaşmaya varılamadığını beyanla, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı,… Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği’nden Avukat …’ün Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği’ne vermiş olduğu 07.10.2019 tarihli dilekçesinde; Davacı, dava dilekçesinde her ne kadar İdaremize ait ana hattın tıkanması neticesinde davaya konu hasarın meydana geldiğini iddia etse de; bunun kabulünün mümkün olmadığı, zira; Dava konusu olay ile ilgili İdaremiz ilgili birimi ile yapılan yazışma neticesinde; söz konusu adreste belirtilen günde İdaremize herhangi bir ihbarda bulunulmadığı, dava konusu konutun bulunduğu binanın pis su bacasında geri tepmeyi önleyici çekvalf sisteminin takılı olmadığının muhtemel olduğu bahse konu hasarın bundan meydana gelmiş olabileceği, dava konusu olay ile ilgili İdaremize belirtilen tarihte hiçbir ihbarda bulunulmamış olup; dava konusu hasarın oluşumunda İdaremizin kusurlu ve kusursuz sorumluluğu da bulunmadığı, zira; … Deşarj Yönetmeliğinin 10. Maddesi (m) bendi uyarınca “Kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atık suları, cazibe ile akıtılabilse dahi mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almak zorunda olduğu, aksi takdirde binaların uğrayabilecekleri zararlardan idarenin sorumlu olmayacağı, İdarenin sorumlu olmadığı bir yerde idareyi davalı göstermenin hukuka aykırı olduğu ”, ( r ) bendi uyannca da “atık su parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasındaki parsel hattında meydana gelebilecek tıkanıklıkları gidermek, gerekli bakım ve onarımı yapmakla da mal sahibinin yükümlü olduğu ”
…’nin söz konusu zarar nedeniyle hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, nitekim; dava dilekçesinde hasar gördüğü iddia edilen konutun konumu ile ilgili hiçbir açıklamanın yapılmamış olduğu; hasarın meydana gelmesinde dava konusu konutun konumunun da önem taşıdığı, söz konusu konutun bodrum katta (kotta) yahut giriş katta olması muhtemel olup; pissu taşmasını engelleyici güvenlik tedbirlerinin bina yönetimince, müteahhit tarafından yahut bina, konut malikleri tarafından alınmış olmasının gerektiği, o halde; olayın bina yönetimi veya bina maliklerinin suyun geri tepmesini önleyecek tedbirleri almamış olmasından kaynaklandığı, bu nedenle müvekkil idare aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, binaya ait kanalizasyon parsel bağlantılarına deşarj yönetmeliği gereği geri tepmeleri önlemek için çek-valf konulması gerekmekte olup; deşarj olmayan kanalizasyon sularının bodrum katta (kotta) yahut giriş katta bulunması muhtemel olan konutu etkilemiş olmasının muhtemel olduğu, bu sebeple; dava konusu hasar nedeniyle müvekkil idareye yüklenecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, Ayrıca; fen ve teknik açıdan kullanılması uygun olmayan bir konutun sigortalı tarafından kullanılması yahut söz konusu konutun fen ve teknik açıdan uygun olmayacak şekilde kullanılması da sigortalının hasarın meydana gelmesinde kusurunu oluşturacağı, örneğin; mimari projeye göre kömürlük ya da depo olarak gözüken yerin konut olarak kullanılması halinde sigortalının hasarın meydana gelmesinde yine kusurundan bahsedilebileceğini …’nin sunmuş olduğu kamu hizmeti ile ilgili herhangi bir kusurlu sorumluluk atfedilemeyeceği gibi kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir durumunda bulunmadığı, bu yüzden idare aleyhine hukuki dayanaktan yoksun, haksız olarak açılan davanın reddinin gerektiğini, kusuru ve hasarı kabul etmemekle birlikte; dosya kapsamında gerçekleştiği iddia olunan olayla ilgili nelerin zarar gördüğü hususunda hiçbir açıklamanın bulunmadığı, kaldı ki; işbu davaya tek dayanak davacının tek taraflı beyanları ve sigorta şirketinin tek taraflı olarak tuttuğu tutanak ve ekspertiz raporu olup bunun da tarafımızca kabulünün mümkün olmadığını, beyanla davacının, dava dilekçesinde % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiği, bunun da kabulünün tarafımızca mümkün olmadığı, zira alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği, bu sebeplerle; tarafımıza açılan davanın usul ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasıdır. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır. Dosya arasına icra müdürlüğü dosyası alınmıştır. Davalı sigorta şirketinden hasar dosyası istenip, dosya arasına alınmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu “VI – HALEFİYET
Madde 1472- (1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükümlerini haizdir.
İnşaat Mühendisi bilirkişiden alınan rapordan özetle, “…. adresinde ikamet eden … adına … Yapı Gayrimenkul Tekstil Tem. İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından kesilen 01.03.2018 tarih ve 020506 sayılı fatura miktarı olan KDV hariç 825.00 TL kanal açma gideri ile bina içindeki parke kaplamalara zarar görmesinden dolayı KDV hariç 3.500,00 TL. eşya hasarı olmak üzere, toplam 4.325,00 TL.Tik hasarın konutun kendi kullanımından kaynaklandığı, … şebeke hattında herhangi bir aksi durumun bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle, KDV hariç 4.325,00 TL. hasarın … Sigortanın … adına 30.03.2017 tarihinde düzenlediği 8601700018437 poliçe nolu “Konutlar İçin Çağdaş Güvence Sigorta Poliçesi” kapsamında kalması gerektiği” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Dava konusu zararın davalı şirketin kusuru veya ihmalinden mi, yoksa davacının kusuru veya ihmalinden mi kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bilirkişi marifetiyle araştırma yaptırılmış, dava konusu hasarın dava konusu evin kanalizasyondan gelen atığı engelleyici çekvalf sisteminin bulunmayışından kaynaklandığı tespiti yapılmıştır. Bu halde davalı yanın herhangi bir kusur ya da ihmalinden bahsedilemez, dolayısı ile hukuken sorumluluğuna da gidilemez. 18.11.2020 tarihli bilirkişi raporu açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğundan hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 5,17-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, MİKTAR İTİBARİ İLE kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021