Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2022/495 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/443
KARAR NO : 2022/495

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 26/08/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin … Tur. Ltd. Şti.’nin 25.000,00.TL. sermaye karşılığı (650) 100 adet pay sahibi olduğunu, söz konusu şirketin işlettiği alkollü işletme bulunduğunu, diğer ortak …’ın münferiden temsile yetkili müdür olduğunu, bu zamana kadar söz konusu görevi yasanın öngördüğü şekilde yerine getirmediğini, şirketin işleri ve hesapları hakkında bilgi verilmesi yönündeki istemlerin bu zamana kadar cevapsız bırakıldığını, en geç Mart ayının sonuna kadar yapılması gereken yıllık genel kurul toplantısının yapılmadığını, müvekkilince 13.06.2019 tarihinde noterden ihtarname gönderilmesi ve bu ihtarnameye cevap verilmemesi üzerine genel kurul yapılması istemi ile…1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/383 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava tarihinden sonra usulsüz çağrı ile talep edilen gündem maddeleri eklenmeksizin genel kurula davet yapıldığını, ilk toplantının gündem maddeleri olmaması nedeniyle ertelendiğini, 29.07.2019 tarihli toplantıda ise tarafların %50 pay sahibi olması nedeniyle özellikle temsil konusunda şirketin lehine olacak hiçbir karar alınamadığını, davalı yanca oy hakkının kötüye kullanıldığını, müvekkilince ihtarname ile istenilen şirket işleri ve hesapları hakkında dönüş yapılmadığını, incelemesine müsaade edilmediğini, şirket bilanço ve muhasebe kayıtlarının genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce şirket merkezinde ortakların bilgilendirilmesine açık bulundurulmadığını, 29.07.2019 tarihli genel kurulda gece hayatının en yoğun olduğu bölgede alkollü işletmeyi işleten şirketin zarar ettiği yönünde sözlü ve hiçbir şekilde belgeye dayanmayan bilgiler verilmişse de bahsedilen konumdaki bir işletmenin bu şekilde zarar etmesinin mümkün olmadığını, işletme için satın alındığı iddia edilen ve faturalandırılan ürünlerin dahi gerçekten işletme için alınıp alınmadığının tespit edilemediğini, bu haliyle müdürün mevcut yetkisini kötüye kullanarak gerçekte satın alınmamış ürünler için fatura kestirerek gider gösterebileceğinin, şirketi zarar ettirebileceğinin, kâr payını düşük gösterilmesinin mümkün ve muhtemel olduğunu, 29.07.2019 tarihli genel kurulda şirketin 2018 yılı bilanço ve kar/zarar hesapları raporunun somut gerçekleri yansıtmadığı, eksik ve yetersiz olması nedeniyle davacı vekili olumsuz oy kullandığından kabul edilmediğini, davalı şirket müdürünün ibra edilmediğini belirterek, davalının yetkilerinin kaldırılarak haklı nedenle azli ile bu hususun tescil ve ilanı, mahkemece gerekli görüldüğü takdirde temsil ve yönetim için yeni müdür seçilene kadar müvekkilinin görevlendirilmesi, aksi kanaatte ise kayyum atanması, davalının kusurlu ve hukuka aykırı fiilleri nedeniyle oluşan zararın bilirkişi tarafından tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili savunmasında özetle; Müvekkilinin %50 hissesine sahip olduğu şirketin, münferiden temsile yetkili müdürü olduğunu, şirketin … adlı mekanın işletmesini yürüttüğünü, davacının, iddia ettiğinin aksine %50 hissedar olmasından kaynaklı olarak şirketin işleyişini engellemek amacıyla yasaların kendisine tanıdığı hakları kötüye kullandığını, müvekkilinin müdür olarak görev aldığı şirket ile … Paz. Dağ. Tic. A.Ş. arasında sözleşme bulunduğunu, davacının yetkisiz olarak düzenlediği noter ihtarı sonrası bu şirketin sözleşmeyi yenileme ve yeni mal satma konusunda tereddütleri olduğunu ve ortaklar arasında problemin giderilmesi halinde sözleşme gereklerini yerine getireceğini bildirdiğini, bunun şirketlerinin iflasına varan sonuçlara neden olabileceğini, davacı tarafın sadece 17 ay önce hissesini devralıdığı şirkette yönetimle ilgili sorunlar çıkartmaya çalıştığını, şirket aleyhine çaba gösterdiğini, davacı tarafından genel kurul toplantısı yapılmadığından bahisle açılan…1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/383 E. sayılı dosyasında yapılan inceleme neticesinde davanın reddine karar verildiğini, davacının iddiasının aksine usulüne uygun çağrı ve davacının talep ettiği gündem maddelerini de ekleyerek genel kurul daveti yapıldığını, müvekkilinin, davacının bilgi edinme hakkının engellemediğini, aksine şirketin bütün kayıtlarını davacının denetimine açtığını, bu hususun taraflarca genel kurul toplantı tutanağına yazıldığını, şirket müdürünün yükümlülüklerine aykırı davranmadığının da tespit edildiğini, davacının iddiasının aksine müvekkili …’ın şirket Müdürlüğü’nden doğan sorumluluklarını yerine getirdiğini, ticari defterlerin usulüne uygun tutulmamasının bir azil sebebi olmadığını, müvekkilinin şirket müdürü olarak yasal sorumluluklarını yerine getirerek, şirket ticari defterlerini usul ve yasalara uygun tutup, genel kurul denetiminden geçirdiğini ve davacının denetiminden de geçmesi için davacıya sunduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

3. Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;

Dava; Limited Şirket Müdürünün TTK.’nin 630/2 maddesine dayalı olarak azli davasıdır.

Davacı, ortağı olduğu şirketin, şirket müdürü ve ortağı olan davalı tarafından iyi yönetilmediği, şirket hesaplarının düzenli kaydedilmediği, davacı ortağa inceleme fırsatı tanınmadığı, sahte faturalarla şirketin zarara uğratıldığı, olağan genel kurulun zamanında yapılmadığı iddiası ile şirket müdürünün azlini ve şirkete kayyım atanmasını talep etmiş, davalı ise davacının iddiasını reddederek, davacıya şirket kayıtlarının sunulduğunu, bilgi edinme hakkını kullandığını, genel kurulun davacının istediği gündemle toplandığını, davacının şirket aleyhine işlemler yaptığı savunması ile davanın reddini istenilmiştir.

Tarafların dayandığı tüm deliller getirtilmiş, şirket kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Mali Müşavir Bilirkişinin düzenlediği ve hükme esas alınan 03/01/2022 tarihli raporda; “Dava dışı şirketin ibraz ettiği ticari defterlerinin incelenmesi sırasında, Şirketin … Bankasında bulunan vadesiz hesabındaki işlemlerinin 2018 yılında tamamının, 2019 yılında ise büyük bir kısmının ticari defterlere kayıt edilmediği, dava dışı şirketin mal/hizmet alışlarının bir kısmının ticari defterlerde maliyet ve gider hesaplarında gösterilmediği, gerçek bir mal/hizmet alım satımına dayanmadığı anlaşılan sahte belgeyi ticari defterlere kayıt ettiği, şirket ortaklarından …’a yapılan ödemelerin 331-Ortaklara Borçlar Hesabına veya 131-Ortaklardan Alacaklar hesaplarına kayıt edilmediği, … Ltd. Şti’nin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, denetime elverişli olmadığı, bankalardan çekilen ve yatırılan paraların takibinin yapılamadığı, dava dışı şirketin 2018 yılı maliyetleri toplamı 1.597.873,95 TL, 2018 yılı gelirleri toplamı ise 2.115.373,11 TL hesaplandığına göre beyan edilmesi gereken 2018 yılı dönem gayri safi kârının (2.115.373.11 – 1.597.873,95 =) 517.499,16 TL olması, bu tutardan da şirketin 1.829,99 TL kısa vadeli borçlarıma gideri ve olağan dışı gider ve zararları tenzil edildiğinde beyanı gereken dönem kârının (517.499,16 -1.829,99=) 515.669,17 TL olması gerekirken, dava dışı şirketin 2018 yılı için 57.901,51 TL net zarar beyan ettiği, buna göre beyan dışı kalan kâr tatarının 515.669,17 TL olduğu, dava dışı şirketin 2019 yılı maliyetleri toplamının 2.017.293,21 TL, 2019 yılı gelirleri toplamının ise 2.353.822,53 TL hesaplandığı, buna göre beyan edilmesi gereken 2019 yılı dönem gayri safi kârının (2.353.822,53 -2.017.29321 =) 336529,32 TL olması, bu tutardan da şirketin 54.573,05 TL kısa vadeli borçlanma gideri ve olağan dışı gider ve zararları tenzil edildiğinde beyanı gereken dönem kârının (336.529,32 -54,573,05=) 281.956,27 TL olması gerekirken, dava dışı şirketin 2019 yılı için 101,800,10 TL dönem karı beyan ettiği, beyan dışı kalan kâr tutarının (281.956,27-101.800,105=) 180.156,17 TL olduğu,
Dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarının incelenmesinde “Sahte Belge Düzenleyicisi” olduğu yönünde hakkında Vergi Tekniği Raporu düzenlenen … Mühendislik Müşavitlik A.Ş.’nin 2018 yılında dava dışı … …Ltd.Şti adına 19.01.2018 tarih ve 305755 seri mımaralı KDV hariç 63.559,32 TL tutarımdaki faturanın 740.3.02 Bakım Onarım Giderleri hesabına gider olarak, 11.440,68 TL tutarmdaki KDV’nin ise 191-İndirilecek KDV hesabına indirilecek KDV olarak kaydedildiğinin tespit edildiği, … Ltd.Şti’nin aynı firmaya 2017 yılından kalan 75.000,00 TL daha borcu bulunduğu, toplam 150.000,00 TL tutarındaki borcun önce 320.01.20 nolu Satıcılar hesabma alacak kayıt edilmiş sonrasında ise 05.02.2018 tarihinde… Bankası Çukurambar Şubesinde bulunan 10100677 nolu vadesiz hesaba 150.000,00 TL ödeme yapılarak hesabın sıfırlandığı, hakkında “Sahte Belge Düzenleyicisi” olduğu yönünde Vergi Tekniği Raporu düzenlenen … A.Ş. hakkında yapılan vergi incelemesi sonucunda adı geçen firmanın gerçek bir mal ve hizmet satışı yapmaksızın fatura düzenlediği yönünde tespit olduğundan, adı geçen firma tarafından dava dışı … Ltd.Şti’ne 2018 yılında düzenlenen KDV dahil 75.000,00 TL tutarındaki mal ve hizmetin gerçekte bu firmadan yapılmadığı,
Gönderilen banka hesap özeti ile ticari defterlerin karşılaştırılmasında, … Ltd.Şti’nin mevduat hesabından 2018 yılında yapılan işlemlerin hiç birinin, 2019 yılında yapılan işlemlerin ise çok büyük bir kısımının ticari defter kayıtlarına intikal ettirilmediği, çekilen tutarların, yapılan EFT’lerin, gelen EFT lerin, şirket ortaklarının çektikleri paraların ticari defter kayıtlarında gösterilmediği, banka hesap özetlerinin incelenmesinde, özellikle ortaklar tarafından çekilen paralar ile ilgili yapılan araştırmada, davalı ortak …’ın şirkete ait banka hesaplarından kendine EFT yoluyla para gönderdiği, ancak hesaptan çekmiş olduğu bu paraları tekrar hesaba yatırmadığı, davalı ortak … tarafından çekilen paraların 131-Ortaklardan Alacaklar veya 331-Ortaklara Borçlar hesabında izlenmediği, ayrıca çekilen paraların işletme ihtiyaçları için kullandığı konusunda da somut bilgilere ve ticari defter kayıtlarına rastlanılmadığı, şirket ortağı ve yetkili müdürü olan … tarafından dava dışı şirketin … Bankası Tunalı Hilmi Şubesinde bulunan hesabından 2018 yılında 54.720,00 TL, 2019 yılmda ise 204.831,00 TL olmak üzere toplam 259,581,00 TL, şirketin Türkiye… Bankası Çukurambar Şubesinde bulunan mevduat hesabından 2018 yılında 52.110,00 TL, 2019 yılında ise 883.337,00 TL olmak üzere toplam 933.447,00 TL. para çekildiği, bu paraların ticari defter kayıtlarında gösterilmediği, çekilen bu paraların şirketin hangi işleri için kullanıldığına dair ayrıntılı bilgi ve belgelerin dava dışı şirket tarafından sunulan ticari defter ve belgelerinde yer almadığı,
Şirketin ortağı olmadığı anlaşılan …’ın kredi kartlarının şirketin banka hesaplarından ödenmiş olmasına karşılık ödenen bu tutarların ticari defterlerde herhangi bir hesapta izlenmediği, bu paraların geri ödendiğine dair kayıtların olmadığı, …’ın kredi kartlarının şirketin banka hesaplarından yapılan ödeme tutarlarının 2018 yılında 35.550,00 TL, 2019 yılında ise 38.500,00 TL olmak üzere toplam 74,050,00 TI. olduğu,
Banka güvenlik görevlisi … isimli şahsa şirket hesabı üzerinden her ay düzenli ödeme yapıldığı, … Bankası Bakanlıklar Şubesi tarafından gönderilen 15.10.2020 tarihli cevabi yazıda, …Ltd.Şti tarafından …’un şubelerinde bulunan vadesiz hesabına 13.01.2020 tarihinde 1.650,00 TL ve 10.02.2020 tarihinde 1.900,00 TL para gönderildiğinin belirtildiği, dava dışı şirketin 2018-2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin ve banka hesap ekstrelerinin incelenmesi sırasında adı geçen … adına herhangi bir ödeme yapıldığını gösteren kayıt ve belgeye rastlanılmadığı, 2020 yılında gönderilen paranın ticari defter kayıtlarında olup olmadığı, hangi amaçla gönderildiği konusunun tam olarak tespit edilemediği, mali açıdan yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, tespit edilen bu hususların her birinin davalı Safct Ayhan’ın şirket müdürlüğünden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekllde ihlal ettiği anlamına geldiği,” belirtilmiştir.

TTK.’nin 630/2. Maddesinde, “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Somut olayda tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde; şirket müdürü olan davalı ortağın, şirketin gerçek kâr tutarını kayıtlara aktarmayarak, şirket kârını eksik göstererek, sahte belge ve faturaları gider olarak göstererek, şirket banka hesaplarından çektiği yüklü miktarda (1.193.028 TL) parayı şirket kayıtlarına işlemeyerek ve bu paraların şirketin işleyişi ile ilgili hangi işlerde harcandığını ispatlayamayarak, şirket ortağı olmayan kişilerin şahsi kredi kartı borçlarını şirket hesabından ödeyerek ve bu harcamanın şirket adına yapıldığını ispatlayamayarak, şirket banka hesaplarındaki kayıtları şirket kayıtlarına aktarmayarak, yönetim hakkını ve temsil yetkilerini kötüye kullandığı, suistimal ettiği, şirket ve diğer ortakların aleyhine işlemler yaptığı kanaatine varıldığından, davacı ortak tarafından açılan davanın kabulü ile, davalı ortak …’ın TTK 630/2 maddesi uyarınca şirket müdürlüğünden azline, karar kesinleştiğinde tescil ve ilan için…Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, şirket müdürü atanana kadar Av. …’ın idari kayyım olarak atanmasına, kayyıma aylık 2.000 TL ücret takdirine, kayyım ücretinin … Turizm Ltd. Şti. Tarafından ödenmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı …’ın TTK 630/2 maddesi uyarınca şirket müdürlüğünden azline,
2-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilan için…Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Şirket müdürü atanana kadar Av. … )’ın idari kayyım olarak atanmasına, Kayyıma aylık 2.000 TL ücret takdirine, kayyım ücretinin … Turizm Ltd. Şti. Tarafından ödenmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında alınan 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 36,3 TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 88,80 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 346,10 TL tebligat ve posta gideri, 4.296 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.642,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde…Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)