Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/421 E. 2021/134 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/421 Esas
KARAR NO : 2021/134

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Genel Müdürlüğü’nün 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı KHK hükümlerine tabi olarak kurulmuş, özel bütçeli, tüzel kişiliğe sahip bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu, davacı Genel Müdürlüğünün hizmet binası ile işletmekte olduğu havalimanlarındaki güvenlik hizmetlerinin piyasaya ihale yoluyla yaptırıldığını, … Çardak Havalimanının güvenlik hizmetlerinin; 01.01.2013- 31.03.2013 tarihleri arasında davalılardan … Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. 01.04.2013- 31.12.2013 tarihleri arasında davalılardan … Güvenlik Danışmanlık ve Özel Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş.’ye yaptırıldığını, davalı şirketler bünyesinde Deniz Çardaklı Havalimanında çalışmakta olan işçiler tarafından ücret kesintisi fark ücret alacağı ile eksik ödenen ücret alacaklarının tahsili istemiyle açılan davalar sonucunda verilen kararların kesinleşmesi neticesinde İcra Müdürlüklerine davacı Genel Müdürlük tarafından ödemeler yapıldığını, davalılar ile imzalanan muhtelif tarihli sözleşmeler ile ekleri teknik şartname ve genel şartnamelerde “Yüklenicinin istihdam ettiği personelin; İş Kanunu, SSK Mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusu da yüklenicidir. Yüklenici tarafından istihdam edilen personele ilişkin herhangi bir sorumluluk …’ne yüklenemez.” düzenlemesinin yer aldığını, konu hakkında davalı şirket ile davacı idare arasında dava şartı arabuluculuk sürecinin takip edildiği, ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 132.099,50-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalılardan … Güvenlik Danışmanlık ve Özel Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kısmi dava açılmasının kanuna aykırı olduğunu, davalı şirkete herhangi bir delil tebliğ edilmediğini, davalı şirketin davacı kurumdan aldığı iş gereği edimlerini yerine getirdiğini, süreli hizmet akdi ile istihdam sağlandığı, 1 yıldan az süreli hizmet verildiği, bu kapsamda çalışan işçilere sözleşme ile taahhüt ettiği ücret ve sair hakların ödendiğini, ihaleli işte ihale evrakı dışında bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, İş Kanunun 112. maddesi hükmüne göre davacı Genel Müdürlüğün borcun tamamından sorumlu olduğunu, 6552 sayılı Kanunla İş Kanununda yapılan değişiklikle tüm sorumluluğun davacı Genel Müdürlüğe yüklendiği, 7166 sayılı Kanunla İş Kanunun 112. maddesinde yapılan değişik kapsamında açılan davanın reddi gerektiği, davacı kurumun rücu hakkının bulunmadığı, talep edilecek faizin yasal faiz olmasının gerektiği, avans faizi talebinin yerinde olmadığı, davacının faiz ve yargılama giderlerine icra masraf ve vekalet ücretine sebebiyet verdiği, bu nedenle bu kalem alacaklardan davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, Yargıtay kararının da bu yönde olduğu, dava dışı işçilerin açtığı dava muvazaaya dayanıyorsa davacının kadrolu elemanları ile aynı ücreti alamadıklarından dolayı fark ücreti vs. istedilerse muvazaa durumunda davalı şirketin sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, muvazaanın varlığından bahsediliyorsa aleyhe hüküm kurmanın mümkün olmadığı, zira dava dışı işçinin baştan beri … çalışanı olduğunun kabul edildiği, taraflar arasında alt üst işveren ilişkisi söz konusu ise, ihale ile alınan işte davalı şirkete verilenden fazlasını davacı tarafın geri isteme hakkının bulunmadığı, davacı … ile aradaki anlaşmanın belli olduğu, bunun için ödenen kalemlerin de belli olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere davalı şirketin sorumluluğunun dava dışı işçilerin çalıştığı dönem ve süre dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. Usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alımına dair sözleşme uyarınca dava dışı işçilere yapılan işçilik alacağına ilişkin ödemenin davalı şirketlerden rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Ankara …. İş Mahkemesinin … sayılı ve … Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyalarının celbine karar verilerek Uyap sistemi üzerinden Mahkememiz dosyası arasına kazandırılmıştır.
Dosyanın iş ve sosyal güvenlik uzmanı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise davacı alacağının tespitinin yapılması için bilirkişiye tevdii edilmiş olup 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda; rapor düzenlenebilmesi için dava dışı işçiler tarafından iş mahkemesinde açılan 15 adet davaya ilişkin dava dosyaları ile başlatılan icra takiplerine ilişkin dosyaların fıziken celbi veya bu dosyalara ilişkin UYAP çıktılarının dosya içerisine alınması, Dava dışı işçilerden …, …, … ve … adlı işçilere ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının dosyaya kazandırılmasını istemiştir.
Bilirkişi ön raporunda belirtilen eksikliklerin giderilerek ek rapor tanzimi için dosyanın iş ve sosyal güvenlik uzmanı, ön raporu hazırlayan bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere var ise davacı alacağının tespitinin yapılması istenmiştir. 19/01/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı … Genel Müdürlüğü ile davalılardan … Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. arasında 01.03.2013-31.03.2013 dönemini kapsayan 27.02.2013 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin ‘Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları’ başlıklı 22. maddesinde. “Yüklenicinin sözleşme konusu iş İle ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmüne ver verildiği. davacı … Genel Müdürlüğü ile davalılardan … Güvenlik Danışmanlık ve Özel Eğitim Hizmetleri Tic. A.Ş. arasında 01.04.2013-31.12.2013 dönemini kapsayan 2012/146428 ihale kayıt numaralı 11.03.2013 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin ‘Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş İle İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları’ başlıklı 22. maddesinde. ’‘Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmüne ver verildiği, Teknik Şartnamenin ‘Yüklenici Firmanın Yükümlülükleri’ başlıklı 10,5. maddesinde, “Yüklenici, çalıştırdığı Özel Güvenlik Personelinin her türlü özlük haklarım karşılamak, (yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre) ödemek ve personelin can güvenliğini sağlamak zorundadır. Bu konularda …/Havali manı Başmüdürlüğünün hiçbir sorumluluğu yoktur.” hükmüne. 10.11. maddesinde. “Yüklenici, istihdam ettiği Özel Güvenlik personelinim İş Kanunu. SGK Mevzuatı, diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı ve sorumlusudur. Personelin 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden doğan tüm ekonomik ve sosyal haklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Yüklenici tarafından istihdam edilen Özel Güvenlik personeline ilişkin herhangi bir sorumluluk DHM’ye yüklenemez.” hükmüne yer verildiği, 10.23. maddesinde. “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” “Yüklenicinin istihdam ettiği personelin İş Kanunu, SGK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusu da yüklenicidir. Yüklenici tarafından istihdam edilen personele ilişkin herhangi bir sorumluluk …’ne yüklenemez.” hükmüne yer verildiği, dava dışı işçiler tarafından iş mahkemelerinde açılan davalar sonunda verilen kararların gerekçesinde dava dışı işçilerin 2013 yılına ilişkin fark ücret alacağının bulunduğu belirtilerek bu alacak miktarının hüküm altına alındığı, böylece dava dışı 15 işçi yönünden mahkeme kararı ile hüküm altına alınan miktarların başlatılan icra takipleri üzerine davacı Genel Müdürlük tarafından ödenmiş olduğu, dava dışı işçiler için hüküm altına alınan alacak miktarları sadece fark ücret alacağından oluştuğundan ve dava dışı işçilerin davalı şirketler nezdinde çalıştığı süreler aynı olduğundan, davacı Genel Müdürlük tarafından dava dışı işçiler için yapılan ödemelerin toplamı 132.099,50-TL esas alınarak davalı şirketlerin sorumlu olduğu miktarların hesaplandığı, … Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. 32.657,93-TL, … Güvenlik Danışmanlık ve Özel Eğitim 99.441.57-TL Hizmetleri Tic. A.Ş. ‘nin ise 99.441,57 TL olduğu belirtilmiştir.
11.09.2014 gün ve 29116 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 6552 sayılı Kanun’un 8.maddesi ile bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesinde; “…4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenir…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dava dışı işçiye karşı müteselsilen sorumludurlar. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167.maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eki idare şartnamede sorumluluğun davalı yükleniciye ait olduğuna ilişkin açık hüküm bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 01.03.2013-31.03.2013 ve 01.04.2013-31.12.2013 tarihlerini kapsayan her iki davalı ile ayrı ayrı hizmet sözleşmesi akdettiği, dava dışı işçilerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında hizmet alımına ilişkin davalı şirketler nezdinde belirli bir dönem içinde çalıştığı görülmüştür. Alınan bilirkişi ek raporu denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alınmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, sözleşme ve ekinde işçilik ödemesi bakımından alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, davalıların işçinin çalıştığı dönemler sınırlı olmak üzere tam sorumluluğunun olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, 11/05/2018 ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile ,
-32.657,93 TL’nin davalı …. Limited Şirketi’nden 11/05/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
-99.441,57- TL’nin davalı …. AŞ.’den 11/05/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 9.023,72-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.255,93-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 6.767,79-TL harcın 1.673,15 TL’sinin davalı …. Limited Şirketi’nden, 5.094,65 TL’sinin …. AŞ.’den alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 16.499,00-TL nisbi vekalet ücretinin 4.078,100-TL’sinin davalı …. Limited Şirketi’nden, 12.420,080 TL’sinin …. AŞ.’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 2.255,93-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti, 332,90-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 4.433,23TL’nin 1.095,100-TL’sinin davalı …. Limited Şirketi’nden, 3.337,25-TL’sinin …. AŞ.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin 326,43-TL’sinin davalı ….. Ltd.Şti.’den, 993,66-TL’sinin …. AŞ.’den alınarak hazineye irat kaydına,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, tarafların yokluklarında kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza