Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/380 E. 2021/543 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/380
KARAR NO : 2021/543

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/08/2014
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 07/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili asıl davadaki iddiasında özetle; Davalı tarafından 20/11/2012 tanzim, 26/11/2012 vade tarihli 300.000,00 TL bedelli bononun … Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasında takibe konu edildiğini, müvekkili şirketlerin icra takibine konu edilen senede istinaden davalıya bir borcu olmadığını, iş bu senet bedelsiz olup ayrıca hukuka aykırı ve suç teşkil edecek şekilde müvekkilinin tehdit edilerek alındığını, nitekim senet alacaklısı ile müvekkilleri arasında herhangi bir iş ilişkisi veya başkaca bir hukuki ilişki bulunmadığını, senedin suç teşkil edecek şekilde edinilmesi ve bedelsiz senedin işleme konulması nedeniyle ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının müvekkili şirket yetkilisi olan ve senedi imzalayan …’ın boşandığı eşinin kardeşi olduğunu, …’ın eşi …’dan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … karar sayılı ilamıyla boşandığını, boşanma kararından sonra davalı ve diğer kardeşlerinin organize bir şekilde müvekkilinden şantaj ve tehdit yolu ile toplamda 1.300.000,00 TL’ye yakın senet vermeye mecbur kıldığını, bu senetlerin … Müdürlüğü’nün …, … sayılı dosyalarında takibe konulduğunu, müvekkilinin davalıdan ne borç para aldığını ne de başka bir iş ilişkisi bulunduğunu, davalının aylık elde ettiği gelir ile senet bedelleri mukayese edildiğinde belirtilen tutarda bir para veremeyeceğinin ortada olduğunu, davalı adına düzenlenen 450.000,00 TL’lik bir senedin de ablası …’ın elinde bulunduğunu, icra takibinin haksız ve kötü niyetli yapıldığını, icra takibiyle müvekkillerinin tüm malvarlıklarına, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına haciz konularak adeta ticari anlamda mahvolmalarına neden olduğunu bildirerek dava konusu senet nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarının tespitine ve icra takibinin iptaline, %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili asıl davadaki savunmasında özetle; Kıymetli evrakın illetten mücerretliği dikkate alındığında davacı yanın senedin bedelsizliğine ilişkin iddiaların taraflar arasında bu iddiayı açık şekilde ortaya koyacak bir evrak sunulmadan dinlenemeyeceğini, borç ilişkisinin geçersizliğini ortaya koyacak herhangi bir delil de ortaya konmadığını, davacı yanın defterleri usulüne uygun tutulmuş olsa dahi uyuşmazlıkta davacı lehine delil oluşturulamayacağını, takibe itiraz bile edilmediğini, müvekkilinin ablasının eşi olan …’a ve yetkilisi olduğu şirketlere şirket işlerinin düzelmesi ve toparlanması için değişik dönemlerde borç verdiğini, akrabalar arasında dayanışma sağlandığını, bonoya bağlı ve nakden ödeme kaydı içeren borç ilişkisinde davacının sadece ve sadece taraflar arasındaki bir başka evraka dayanarak borçlu olmadığını kanıtlayabileceğini, tehdit ve şantaj iddialarına bu davada yanıt vermenin dahi gereksiz olduğunu, müvekkiliyle ilgili bu doğrultuda derdest veya sonlanmış bir savcılık soruşturması dahi bulunmadığını, hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddiyle İİK 72. maddesi kapsamında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

3. Davacı vekili birleşen davadaki iddiasında özetle; … Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasına konu edilen 20/11/2012 tanzim, 10/12/2012 vadeli 450.000,00 TL bedelli bono nedeniyle asıl dava dosyasında bildirilen nedenlerle davacıların borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptalini, %40’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

4.Davalı vekili birleşen davaya yönelik savunmasında özetle; Asıl dava dosyasında bildirilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, kötü niyetli davacı aleyhine İİK 72. maddesi gereği tazminata hükmedilmesini talep istemiştir.

6.Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 26/10/2016 tarihli kararda;”Asıl ve birleşen dava dosyasında senetlerin cebir, tehdit yoluyla alındığından bahisle davacıların borçlu olmadığının tespiti talep olunmuş ise de … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyasıyla dava ve icra takiplerine konu senetlerin korkutmayla düzenlendiği iddiası hakkında yapılan soruşturma neticesi kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinden, davacının korkutmaya dayalı bedelsizlik iddiasını ispatlayamadığı mahkemece kabul edilmiştir. Yine taraflar arasında hukuki ve ticari ilişki olmadığı, davalının senet bedelleri gözetildiğinde ekonomik durumu itibariyle davacı şirketlere senet bedellerinde gösterilen miktarda borç veremeyeceğinden bahisle menfi tespit davası açılmış ise de kambiyo senetleri sebepten mücerret olup aksi yazılı delil ile ıspatı gerektiğinden ve davacılar tarafından mevcut iddiaları ıspatlar yazılı delil sunulamadığından asıl ve birleşen davaların reddine, davalı tazminat talebinde bulunmuş ise de takibin durdurulmasına ilişkin mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden bu yöndeki istem de yerinde görülmeyerek tazminat talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.

7.Davacılar vekili İstinaf başvurusu sonucu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 28/03/2019 tarih … K. Sayılı kararında; “…Somut olayda, davanın ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi; “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır.” Ne var ki; davacı eldeki davayı açarken asıl ve birleşen dava değerini 300,000,00TL ve 450.000,00 TL olarak göstermiş ancak bu bedel üzerinden peşin nispi karar ve ilam harcını yatırılmamıştır. Yargılama sırasında ise, davaya konu değer üzerinden alınması gereken peşin nispi karar ve ilam harcı tamamlatılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Oysa ki Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler göz ardı edilerek, eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacılara anılan yargı harcını ödemesi konusunda usulünce önel verilerek, sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Yargı harçları, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece gözetilmesi gerektiği gibi istinaf nedeni olarak ileri sürülmese bile, istinaf incelemesi sırasında gözetilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ilk derece mahkemesi tarafından yargı harçları ikmal edilmeden hüküm kurulması hali, HMK’nun 355. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle resen incelenerek Aynı Kanunun 353/1. fıkra (a-4) maddesinde yer alan “diğer dava şartlarına aykırılık bulunması” şeklindeki düzenleme gereğince, yargı harçlarının ikmali için ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla” şekilde hüküm kurulmuştur.

8.Bozma sonrası yapılan yargılamada; Asıl ve birleşen davada, davacılar vekili verilen kesin sürede noksan peşin karar ve ilam harcını ikmal etmiştir.
9.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Asıl ve birleşen dava; takibe konu edilen senetler nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dosyasında adli yardım ve dava neticesine kadar icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, tensiben ihtiyati tedbir talebi ve adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, ilgili icra takip dosyalarıyla bildirilen dava dosyaları dosyamıza kazandırılmıştır.
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında 20/11/2012 tanzim, 10/12/2012 ödeme tarihli 450.000,00 TL bedelli kambiyo senedine, … sayılı takip dosyasında ise 20/11/2012 düzenleme tarihli, 26/11/2012 ödeme tarihli 300.000,00 TL bedelli kambiyo senedine dayalı olarak lehdar … tarafından keşideciler … İnşaat Ltd. Şti. ve … İnşaat Ltd. Şti. aleyhine alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı takip dosyalarının tetkikinden anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/3030 no’lu soruşturma evrakında; müşteki …’ın şüpheliler …, …, … hakkında 20/11/2012 tarihinde kendisini tehdit ederek zorla senet alındığını belirterek yapmış olduğu şikayet neticesinde müştekinin soyut iddiası dışında şüpheliler hakkında kamu davası açılması için yeterli, makul ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, ayrıca suç tarihi ile (20/11/2012) şikayet tarihi (19/08/2014) arasında geçen zaman dilimi de dikkate alındığında iddianın olayın seyri ve hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğinden delil yetersizliği gerekçesiyle kamu adına şüpheliler hakkında 08/01/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, eksik soruşturma yapılarak sonuçlanan dosyanın 09/01/2015 tarihinde iade edildiği, 12/01/2015 tarihli karar ile yeniden anılan iddialarla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Olumsuz tesbit davasında kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir. Dava konusu senetlerin düzenlenme sebebi “nakten” olup davalı senetlerin davacı şirketlere “borç” olarak verilen para karşılığında düzenlendiğini beyan etmiştir.
Mahkemece şirket defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi gerçekleştirilmiş, takibe konu senetlerle ilgili ticari defter ve kayıtlarda bir kayıt olmadığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dava dosyasında senetlerin cebir, tehdit yoluyla alındığından bahisle davacıların borçlu olmadığının tespiti talep olunmuş ise de … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyasıyla dava ve icra takiplerine konu senetlerin korkutmayla düzenlendiği iddiası hakkında yapılan soruşturma neticesi kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinden davacının korkutmaya dayalı bedelsizlik iddiasını ispatlayamadığı mahkemece kabul edilmiştir.
Yine taraflar arasında hukuki ve ticari ilişki olmadığı, davalının senet bedelleri gözetildiğinde ekonomik durumu itibariyle davacı şirketlere senet bedellerinde gösterilen miktarda borç veremeyeceğinden bahisle menfi tespit davası açılmış ise de, kambiyo senetleri sebepten mücerret olup aksi yazılı delil ile ıspatı gerektiğinden ve davacılar tarafından mevcut iddiaları ıspatlar yazılı delil sunulamadığından asıl ve birleşen davaların reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tazminat talebinde bulunmuş ise de, takibin durdurulmasına ilişkin mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden bu yöndeki istem de yerinde görülmeyerek izah olunan gerekçelerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Asıl davanın REDDİNE,
a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 5.063,95 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
b)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
c)Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 29.450,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,

2-Birleşen Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın REDDİNE,
a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan harçtan mahsubu ile artan 7.625,57 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
b)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
c)Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 39.550,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya ödenmesine,

3-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)