Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/376 E. 2021/280 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/376 Esas
KARAR NO : 2021/280

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA
Davacı şirketin vekili tarafından Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği’ne sunulmuş olan 17.07.2019 tarihli dilekçesinde özetle; Davalı muris ile müvekkilinin arasında Elektrik Satış Sözleşmesi akdedildiği, davalıya ait … Pastanesi’ne 30.06.2014-31.11.2015 tarihleri arasında elektrik dağıtım hizmeti verildiği, davalı adına kayıtlı olan …Apartmanı altı adresinde bulunan … abone numarası ile sağlanan hizmet, … adresinde bulunan … abone numarası ile sağlanan hizmet, ….adresinde bulunan … abone numarası ile sağlanan hizmete ilişkin elektrik dağıtım bedelini borçlunun ödemediği, muaccel olan 12.595,71,-TL. bedelli alacak tutarının Ankara l. İcra Dairesi’nde … esas numara ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 13.01.2016 tarihinde itirazı üzerine 13.01.2016 tarihinde takibin durdurulduğu, borçlunun vefatı üzerine mirasçılarına ödeme emrinin tebliğ edildiği ancak borca itiraz edildiği, takibin durması üzerine devamı için dava açma zarureti doğduğu, arabuluculuk süreci sonunda davalılar ile anlaşma sağlanamadığı, murisin Tarsus Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, tarafların tacir sıfatı mevcut bulunması nedeniyle davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu, davalı borçlunun … Dairesi’nde … esas numarası ile başlatılan takibe konu fatura alacağına dayanarak oluşturduğu iddia edilen Elektrik Satış Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığı, kaşe ile imza altına alınan işletme adresinin kendisiyle ilgisi olmayan bir adres olduğu, murise ait imza sirküsünü Mahkemeye sundukları ve satış sözleşmesinde yer alan imza ile birebir aynı olduğu, murisin vekil olarak Av. …’ı tayin ettiğini belirten evraktaki imza ile satış sözleşmesindeki imzanın aynı olduğu, imza altına alınan işletme adreslerinin borçlarıyla ilgisi olmayan bir adres olduğuna ilişkin olarak bahse konu işletmelerin murise ait olduğu ve hali hazırda mirasçıları tarafından işletildiğinin kolluk kuvvetleri ile tespit edilebileceği, imzanın kendisine ait olmadığına dair itirazla ilgili olarak sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde ve mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celp edilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, Elektrik Satış Sözleşmesini imzalayan kişi ile fiili kullanıcının fatura borcundan müteselsilen sorumlu olduğuna dair Yargıtay kararlarının mevcut olduğu, müvekkil şirket nezdinde davalı borçlu tarafından kendisine tahakkuk ettirilen faturaya ilişkin olarak yapılmış bir itiraz bulunmadığı, davalı borçlunun TTK’nın 12. Maddesine tabi olduğu, TTK madde 21/2’de düzenlendiği üzere itirazda bulunmadığı için kabul etmiş sayılacağı, sunulan muavin defterden de anlaşılacağı üzere murisin birikmiş 58.743,86 TL. borcuna binaen 08.05.2015 tarihinde kısmi ödemede bulunduğu, kısmi ödemeleri 05.11.2015 tarihine kadar devam ettirdiği, kalan 12.427,52 TL. alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, 3095 sayılı kanuna göre arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizinin istenebileceği, aylık % 1,40 faiz oranından az olmamak üzere temerrüt faizi talep edilmesi bakımından yasaya aykırılık bulunmadığı, haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve icra takibinin devamı, % 20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi, yargılama gideri, vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
SAVUNMA
Davalılar vekili tarafından Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulmuş olan 05.08.2019 tarihli dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olması nedeniyle görevli Mahkemenin tüketici Mahkemesi olduğu, davanın görev yönünden reddinin gerektiği, sözleşmenin ifa yerinin alacaklının yerleşim yeri olması nedeniyle yetkili Mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu belirtilmiş, ancak bu husus usul ve yasaya aykırı olup yetkili Mahkemelerin murisin tüketici olması nedeniyle Tarsus Mahkemeleri ve icra daireleri olduğu, esasa ilişkin olarak sunulan 6055360625-6055360626 iş emri murisin 13.06.2019 tarihli borca itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere murise ait olmadığı, mirasçıların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, yapılan ödemelerin kullanıma ait olduğu, murisin ödenmeyen abonelik ücreti bulunmadığı, … Dairesi … esas sayılı dosyada başlatılan ödeme emrine itiraz edildiği, itiraz bertaraf edilmeden dosya üzerinden mirasçılara ödeme emri gönderildiği, icra takibinin yok hükmünde olduğu, davanın usulden reddi, Mahkemeniz aksi kanaatte ise esastan reddine, kötü niyetli davacının % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi, harç ve giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmektedir.
Davalılar vekili tarafından Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulmuş olan 02.07.2020 tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemenin 02.07.2020 tarihli duruşma tutanağında 2 nolu ara karar uyarınca HMK Md. 140/5 uyarınca hukuki delillere ilişkin açıklamalarının sunulması zorunluluğunun hasıl olduğu, dilekçelerinde davacı tarafından sunulan elektrik satış sözleşmesinde yer alan imzanın murise ait olmadığı belirtilmiş olsa da herhangi bir inceleme yapılmadan elektrik mühendisi bilirkişiye tevdii edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, öncelikle imza incelemesi yönünden dosyanın bilirkişiye tevdii gerektiği, zira imzanın murise ait olmaması durumunda elektrik mühendisi bilirkişiye tevdiinin bir anlamının kalmayacağı, hukuki delilleri Mahkemenin takdirlerine sunduğu anlaşılmaktadır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; itirazın iptali davasına ilişkindir. Dava 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu “Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.” hükümlerini haizdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.05.2019 tarih ve 2017/19-823 Esas, 2019/553 E. Sayılı kararında ” faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
Davalılar, sözleşmedeki imzanın murisleri …’ye ait olmadığını iddia etmişlerdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ” SAHTELİK İNCELEMESİ
Madde 211- (1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.” hükümlerini haizdir.
Elektirk satış sözleşmesindeki davalılar murisi … imzası ile icra dosyasında bulunan 12.01.2016 tarihli …. Noterliği’nce düzenlenen vekaletname imzası, 03.12.1999 tarihli Tarsus Noterliği onaylı imza sirkülerindeki imza karşılaştırılmış, elektrik satış sözleşmesindeki müris … imzası ile aynı olduğu kanaati hasıl olmuştur. Bu nedenle davalıların imza inkarı reddedilmiştir. Bu durum bilirkişi raporları ile de teyit edilmiştir.
İcra takibine konu elektrik faturaları 8 gün içinde itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Faturaya konu borç bilirkişi marifetiyle de tespiti istenilmiş, bilirkişi raporu ile de borç teyit edilmiştir. Bu haliyle icra takibine konu borcun var olduğu ve ödenmediği tespit edilmiştir.
12/10/2020 tarihli Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişiden alınan rapordan özetle, Dosyaya mübrez belgeler arasında muris …’ye ait cari hesap ekstresi bulunduğu, ekstreye göre murisin davacı şirkete olan borç miktarının 12.427,52,-TL. olarak belirlenen bedelin doğru hesaplandığı, elektrik Satış Sözleşmesinde bulunan imzaların, Tarsus 2.Noterliği tarafından tanzim edilen muris …’ye ait imza sirküsü ve Tarsus 3.Noterliği tarafından tanzim edilen muris …’ye ait vekâletnamedeki imzalara benzediği, bu husustaki takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu, Davacı şirket vekili tarafından Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesi’ne sunulan 17.07,2019 tarihli dilekçenin ekler kısmında faturaların sunulduğu belirtildiği ancak dosyaya mübrez belgeler arasında elektrik faturalarının bulunmadığı, Denetime elverişli rapor tanzim edilebilmesi ve hesaplama yapılabilmesi için davalı muris …’ye ait olduğu iddia edilen borca esas …, …, … abone numaralarına ait 30.06.2014 – 11.11.2015 tarihleri arasındaki elektrik tüketim faturalarının dosyaya sunulması gerektiği,” şeklinde kanaat bildirmiştir.
26/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporundan özetle, Elektrik Satış Sözleşmesindeki imzaların …’ye ait olup olmadığı hususundaki değerlendirmenin Yüce Mahkeme’nin takdirinde olduğu, Dosyaya sunulan elektrik faturalarının … adına tanzim edildiği, fatura adresinde …. Apt. yazıldığı, faturaların Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nca belirlenen tarifelerine uygun olduğu, Mahkemece imzaların muris …’ye ait olduğu kabulü durumunda, …’ye ait cari hesap ekstresinde borç miktarının 85.118,35.-TL. alacak miktarının 72.690,83.-TL. olduğu aradaki farkın 12.427,52,-TL olduğu ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Bilirkişi raporları açık ve ayrıntılı olup, hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 12.427,52-TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
Takibin %20’si olan 2.485,50-Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2–Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 848,92-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 215,11-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 633,81-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 168,19-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 215,11-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 259,51-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 825,80-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 825,80-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 814,77-TL lik kısmının davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.302,37-TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile mirasçılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza