Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2021/155 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/368
KARAR NO : 2021/155

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 12/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH: 03/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 17/10/2016 tarihli sözleşme bulunduğunu, davalının sözleşme kapsamında ki yükümlülüklerini yerine getirememesi üzerine, davalı ile yapılan “sulh ve ibra protokolü” kapsamında davalı tarafından tamamlanamayan işlerin onun nam ve hesabına başka firmaya yaptırılması konusunda tarafların anlaştığını, yarım kalan işlerin dava dışı … firmasına tamamlatıldığını, davalının kendi nam ve hesabına yapılan işlerin bedelini müvekkiline ödemediğini, ayrıca davalının SGK prim borçlarının da müvekkili tarafından ödendiğini belirterek, davalıdan şimdilik 1.336.262,48 TL alacağının ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

2.Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.

3.İddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak, yüklenici nam ve hesabına tamamlatılan iş bedelinin tahsili davasıdır.

6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir. Anılan Kanunun 5.maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunun şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.

TTK.’nun 16/2. maddesine göre; Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.

Davacı vakfa TTK.’nun 16/2 maddesi kapsamında, vakıf gelirinin %50’sinden fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayıp harcamadığı sorulmuş, davacı vekili 04/12/2020 tarihli dilekçesinde, davacı vakfın senedinin 1. maddesinde vakfın amacının ” Türk öğrencilerine ilk, orta ve lise seviyesinde yabancı dile önem vererek, ileri bir eğitim öğretim sağlamak amacı ile okullarına gündüzlü ve yatılı öğrenci kabul eden vakıf ” olarak tanımlandığını bildirmiştir.

Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davalı vakıf, vakıf senedindeki amacına göre, gelirinin %50’sinden fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcadığından tacir değildir. Tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması şartını taşımayan bu dava nispi ticari davada değildir. Buna göre mahkememiz bu dava yönünden görevli mahkeme olmayıp, açılan bu davada görevli mahkeme HMK 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Buna göre HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan açılan davanın USULEN REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)