Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/324 E. 2021/32 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/324 Esas
KARAR NO : 2021/32

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında ticari ilişki olduğunu, davacı şirketin inşaat malzemeleri alım satımı işe uğraştığını, davalıya çeşitli tarihlerdeki faturalar ile 42.062 TL’lik inşaat malzemesi satıldığını ancak davalının oluşan cari hesap borcunu ödemediğini, bu sebeple davalı/borçlu aleyhinde … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığını, borçlunun icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, borçlunun teslim aldığı ve ticari defterlerini işlediği faturalar nedeniyle oluşan cari hesap borcunu inkar ederek kötü niyetli davrandığını, borçlunun borca itirazının herhangi bir hukuki temele dayanmadığını, alacağı sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunu belirterek davanın kabulü ile 42.062,00 TL alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle: dava dilekçesinin doğrudan müvekkiline gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, müvekkili hakkında açılan işbu mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, davacı, müvekkil şirket ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığını bildiği halde kötüniyetle icra takibi yaptığından, davanın reddine, % 20 oranından az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki ticari mal alım satım ilişkisine istinaden düzenlenen faturaya dayalı davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının celbi sağlanmış, dosyamız arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 64.820,35 TL asıl, 3.428,37 TL işlemiş faiz yönünden takip başlatıldığı, borçlunun 15/04/2019 tarihli yetki dairesine ve borca itirazı ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Üsküdar Vergi Dairesine ve Ostim Vergi Dairesine müzekkere yazılarak, takibe konu faturaların BA-BS formlarının istenilmiş, gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Davalıya yönelik İstanbul Anadolu Nöbetçi ATM’ye talimat yazılarak, HMK 222 şerhli davetiye çıkartılması istenilmiş, davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere İstanbul Nöb. ATM’ne yazılan talimata cevap verildiği bilirkişi raporunun gönderildiği görülmüş, rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Talimat Mahkemesince alının 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı şirketin 2018 yılı yasal defterlerinin mevcut haliyle davalının lehine delil teşkil edeceğini, açılış ve kapanış tasdiklerinin 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince niteliğinin bulunduğu, Davalı şirketin ticarii defter kayıtlarına göre, davacıya 64.820,35 TL borçlu olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacının ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, Talimat Mahkemesince alınan rapor ve Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde takdiri Mahkememize ait olmak üzere rapor tanzimi istenilmiş, 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
13/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı … İnş. Malzm.Taah.Tic.ve Sanayi Tic. Ltd. Şti. ve … arasında teslim edilen inşaat malları karşılığında ödenmeyen miktar dolayısı ile … Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki icra takibine konu olan 64.820,35 Liralık alacak ve 3.428,37 liralık işlemiş faiz ve toplam 68.248,72 liralık toplam alacak takibine ilişkin Muavin defter kayıtlarında …’nin 120.V-137 sayılı cari hesabına 29.06.2018 tarihinde 16.726,50 liralık, 30.06.2018 tarihinde 5.192 liralık, 03.07.2018 tarihinde 22.184 liralık, 07.07.2018 tarihinde 5.531,25 liralık ve 19.07.2018 tarihinde 15.186,60 lira olmak hesaba toplam 64.820,35 lira borç olduğu ve sonraki yıllara devrettiği, defter kayıtlarının dava dosyasına eklenen bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu, davacı tarafın muhasebe kayıtlarında 29.06.2018 tarihinde 16.726,50 liralık, 30.06.2018 tarihinde 5.192 liralık, 03.07.2018 tarihinde 22.184 liralık, 07.07.2018 tarihinde 5.531,25 liralık ve 19.07.2018 tarihinde 15.186,60 lira olmak hesaba toplam 64.820,35 lira borç olduğu ve sonraki yıllara devrettiği, defter kayıtlarının dava dosyasında talep edilen miktarla mutabık olduğu, davacı tarafından 29.06.2018 tarihinden 19.07.2018 tarihine kadar 5 adette 64.820,35 Liralık faturanın düzenlendiği ve davalı tarafa gönderildiği, davalı tarafın faturaları kayıtlarına aldığı ve faturalara TTK’nın m.21/f.2 hükmü kapsamında herhangi bir itirazının dosya kapsamında bulunmadığı, dolayısı ile faturaya itiraz etmediğinin değerlendirildiği, taraflar arasında bir sözleşmenin dosya kapsamında bulunmadığı, davalı tarafın İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.11.2019 tarihli kararıyla defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre 5 adette 64.820,35 liralık davacıya borç kaydının olduğu, davacı kayıtları ile mutabık olduğu ve kayıtlar arasında bir mutabakatsızlığın olmadığının değerlendirildiği, davacının dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dikkate alındığında davalıdan 64.820,35 TL’lik alacağının bulunduğu ve faiz talebinin yerinde olduğu belirtilmiştir.
T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/17546 Esas, 2013/4895 Karar; “… icra takibine maruz kalan bir borçlu, borca itiraz için bir avukat tutmuş ise, itiraz ile duran icra takibine devam için alacaklının açtığı itirazın iptali davası bakımından borçlunun tayin ettiği avukatın itirazın iptali davası için de yetkili olup olmadığı belli olamayacağı için itirazın iptali dava dilekçesinin vekile değil asile tebliği gerektiği…” şeklindedir. Her ne kadar davalı vekili dava dilekçesinin doğrudan müvekkiline gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiş ise de; vekilin henüz vekaletnamesi dosyada bulunmadan asile yapılan tebliğ işlemlerinde yasa ve usule aykırı bir yön bulunmadığından bu husustaki itirazlarının, süresinde sunulmayan cevap dilekçesindeki itirazlarının ve borçlunun icra dairesininin yetkisine TBK’nın 89. Maddesi uyarınca reddine karar verilerek dosyanın esasına girilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari mal alım satımına ilişkin alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında yetkiye, borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak ürün ve malzemenin davalıya teslim edildiği taraf defterleri ile vergi dairelerinden gelen müzekkere cevapları ile fatura içeriğinden görüldüğünden tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 42.062 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 42.062 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 42.062,00 TL’nin %20’si olan 8.412,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.873,26-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 377,08-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.496,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 6.268,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 377,08-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 888,90-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.710,38TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza