Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/300 E. 2021/593 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
… GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/300
KARAR NO : 2021/593

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … -….
Av. … – ….

DAVALILAR : 1- … – … …
: 2- … – … …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -….
DAVA : Ticari Şirkette Şirket Müdürünün Azli Ve Özel Denetçi Tayini
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
G. K.YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirkette Şirket Müdürünün Azli Ve Özel Denetçi Tayini davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacı vekili iddiasında özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin %25 hissesine sahip olduğunu, diğer davalının ise davalı şirketin %75 hisseye sahip ortağı ve şirket müdürü olduğunu, müvekkilinin 30/03/2019 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında davalı şirkete özel denetçi atanması talebinin reddedildiğini, davalı …’in, 06/02/2018 tarihinde 4.500.000 TL bedelle şirket adına satın aldığı taşınmazla ilgili açıklayıcı bilgi ve belge paylaşmaktan kaçındığını, bu taşınmazın rayiç değerinin çok üzerinde satın alındığını öğrenildiğini, şirketin içinin boşaltılmanın amaçlandığını, şirket müdürü olan davalının kasten şirketi zarara uğrattığını, şirketin davalının oyu ile uzun yıllardır kâr dağıtmadığını, şirketin atıl durumda tutularak, ihalelere girilmediğini, davalıya maaş olarak yüksek ücret ödendiğini, davalıya ait taşınmazların şirkete kiralanarak, yüksek kira bedeli ödendiğini, lüks araç alınarak davalıya tahsis edildiğini, davalının, 15/03/2014’de yapılan Genel Kurulda tek başına aldığı kararlarla şirket müdürünün rekabet yasağını kaldırdığını, davalı şirketin taşeron olduğu Hacettepe Üniversitesindeki ihalede usulsüzlük yapıldığının Sayıştay’ca tespit edildiğini, buna ilişkin savcılık soruşturmasının devam ettiğini, davalının usulsüz işlemleri sonucu yüksek miktarlı vergi cezasının uygulandığını, şirket müdürü olan davalının özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, şirketi zarara uğrattığını belirterek, şirkete özel denetçi atanmasını, şirket müdürünün azli ile şirkete kayyım tayinini talep etmiştir.

2.Davalılar vekili savunmasında özetle; Davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmadan dava açması sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, tarafların kardeş olduğunu, bedelsiz olarak ortak yapılan davacının sürekli olarak haksız taleplerde bulunduğunu, yönetici olduğu dönemde şirkete zarar verici davranışlarının olduğunu, davacının iddiaları ile ilgili savcılığa yaptığı şikayet üzerine KYOK verildiğini, davacının kurgusal şikayetleri sebebi ile şirketin vergi cezası ödemek zorunda kaldığını ve cezanın iptali için dava açtığını, böyle davrandığından bilgi ve belgelerin verilmesinin şirket menfaatine aykırı olduğunu, davacının, müvekkilinin ihale aldığı kurumlara haksız şikayette bulunarak, davalı şirkete fazla ödeme yapıldığını iddia ederek, şirket aleyhine girişimlerde bulunduğunu, davacının sürekli aynı iddiaları tekrarlayarak, şirketi ve şirket müdürünü zor durumda bırakmayı amaçladığını, davacının özel denetçi isteğinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, defter ve kayıtların incelenmesi talepli olarak daha önce açtığı başka bir davada, mahkeme kararına rağmen davacının karardan itibaren 4 yıl geçmesine rağmen defter ve kayıtları incelemediğini, davacının talebi olmamasına rağmen genel kurulda şirket müdürü tarafından detaylı bilgilerin verildiğini, müvekkilinin, şirketi ve pay sahibini zarara uğratacak davranışı olmadığını, iyi yönetildiğini, şirket adına alınan taşınmazın imarlı arsa olduğunu, şirketin 2007 yılından sonra ağırlıklı olarak inşaat taahhüt işlerini yaptığını, buna ilişkin kadrosunun olduğunu, bölgedeki emsal taşınmazların değerinin, taşınmazın satın alma bedelinin üzerinde olduğunu, kâr dağıtımı yapılamamasına yönelik kararın, bu konuda aldırılan rapora istinaden alındığını, bu durumun davacının ve şirketin menfaatine olduğunu, geçmiş yıllarda kâr dağıtımı yapıldığını, davacının geçmiş yıllar genel kurullarında alınan kar dağıtımı yapılmamasına ilişkin kararlar aleyhine açtığı davaların reddedildiğini, şirketin tüm harcamalarının bankadan yapıldığını, kayıtların mali müşavir denetiminde olduğunu, şirket müdürünün maaşına yönelik daha önce açılan davanın reddedildiğini, davalının 2017 yılından bu yana 40.000 TL olarak aynı maaşı aldığını, maaşta artış yapılmadığını, müvekkili şirketin çok sayıda ihale için teklif verdiğini ancak kazanamadığını, bu yöndeki iddianında yerinde olmadığını, şirket merkezi olarak kullanılan ofisin, davacının da imzasının olduğu karara istinaden kiralandığını, adresin 25 yıldır aynı olduğunu, davacının rekabet yasağına ilişkin aynı iddialarının daha önce açtığı davalarda reddedildiğini, ihalelerden hakedilmeden alınan hakediş bedeli bulunmadığını, şirket yönetiminde olduğu süreçte davacıya da kaliteli araçlar tahsis edildiğini, bu süreçte davacının araç kullanımına ilişkin itirazlarının olmadığını, yönetimden ayrıldıktan sonra açtığı davalarda bu konuda şikayetçi olduğunu, davacının, sahte fatura kullanıldığına ilişkin şikayetlerinin, yapılan inceleme sonrası gerçek olmadığının tespit edildiğini, davacının iddialarının gerçek olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

3.Deliller; Tarafların dayandıkları tüm deliller, şirket sicil dosyası, davalı şirket hakkında yapılan Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma evrakı, Kamu İhale Kurulu kayıtları getirtilmiş, şirket kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

3.1.Bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin kâr dağıtımı yaptığını, şirketin 1.846.818,08 TL dönem kârı bulunduğunu, şirketin hangi ihalelere girmediği konusunda belge ve bilgi sunulmadığını, davacının belirttiği davalı şirket adına 06.02.2018 tarihinde alınan … İlçesinde bulunan taşınmazın şirket kayıtlarına göre 4.500.000 TL’ye satın alındığını, taşınmazın satın alma tarihindeki rayiç bedelinin 2.912.000 TL olduğu, özel denetçi atanması ve şirket müdürünün azlinin gerekip gerekmediği hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.

3.2…. Cumhuriyet Başsavcılığının, 19/12/2019 Tarihli ve 2017/184575 Soruşturma, 2019/117064 Karar sayılı Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına İlişkin Kararında: Sayıştay Başkanlığının ihbarı üzerine, Hacettepe Üniversitesinde yapılan inşaatlarla ilgili olarak aralarında davalı şirket müdürünün de bulunduğu şüpheliler hakkında yapılan soruşturma sonunda, şüpheliler hakkında dava açılmasını gerektirecek delil olmadığından kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

3.3.Kamu İhale Kurulunun 20/02/2020 Tarihli Cevabi Yazısında; Davalı şirket hakkında, kamu ihalelerine yönelik aktif yasaklılık kararı bulunmadığı, daha önce 2019 yılında verilen yasaklama kararının, idare mahkemesi kararı ile silindiği bildirilmiştir.

4.Tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, şirket müdürünün azli ve şirkete özel denetçi atanması taleplidir.

Davacı, şirket müdürü olan ortağın davalı şirketi kötü yönettiği, şirkete kasten faaliyet yaptırılmadığı, yüksek maaş aldığı, şirketin parası ile davalıya lüks araç alındığı, şirketin kullandığı taşınmazlara yüksek kira bedeli ödettiği, gerçek değerinin üzerinde taşınmaz satın alarak şirketi zarara uğrattığı, şirket yönetiminde usulsüzlük yaparak şirketin vergi cezası almasına sebep olduğu, bu sebeplerle davalı şirket müdürünün idare ve temsil yetkisinin kaldırılarak, şirkete kayyım tayini, şirket müdürünün görevinden azli ve şirkete özel denetçi atanması gerektiği iddialarında bulunmuş, davalılar ise; davacının bilgi alma hakkını kullanmadan bu davayı açması sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği, gayrimenkul alımının şirket faaliyeti kapsamında, yatırım amacı ile olduğu, şirketin mali riskleri sebebi ile kâr dağıtımı yapılmadığını, şirketin faal olduğunu, ihalelere teklif verildiğini, davacının yüksek maaş ödenmesi ve rekabet yasağı ihlali konusunda açtığı davaların reddedildiğini, davacının yaptığı haksız şikayetler sebebi ile şirketi zor durumda bıraktığını savunmuştur. Buna göre taraflar arasında davalı şirket müdürünün şirketi kötü yöneterek, faaliyette bulunmasını engelleyerek, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, usulsüzlük yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda şirket müdürlüğünden azli ve şirkete özel denetçi atanması gerekip gerekmediği konusunda taraflar ihtilaf olduğu görülmüştür.

(1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir.
(2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. (TTK m.439)

(1)Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.
(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.
(3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
(4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır. (TTK m.630)

Somut olayda tüm deliller değerlendirildiğinde; Davalı şirketin %25 hissesinin davacıya, %75 hissesinin davalıya ait olduğu, davalı ortağın aynı zamanda şirket müdürü olduğu, davacının, davalı şirketin 30/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı Olağan Genel Kuruluna katıldığı, şirkete özel denetçi atanmasına yönelik talebinin reddedildiği, akabinde 3 aylık hak düşürücü sürede bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Bilirkişi incelemesinde tespit edildiği üzere, davalı şirketin 2018 yılı faaliyeti sonunda aktif toplamının 64.854.486,33 TL, borçlarının 43.703.306,95 TL, öz kaynakları toplamının ise 21.151.179,38 TL olduğu, satış gelirinin bulunmadığı, 4.325.412,67 TL faiz gelirinin bulunduğu, 1.219.423,08 TL faaliyet gideri olduğu, dönem olarak 1.846.818,08 TL net dönem kârının olduğu, giderlerinin hizmet üretim maliyeti, inşaat onarın maliyeti ve personel gideri ağırlıkta olduğu, şirketin kâr dağıtımı yaptığı, davalı şirket tarafından 06/02/2018 tarihinde … İli Gölbaşı ilçesinde bulunan taşınmazın 4.500.000 TL bedelle satın alındığı, taşınmazın imar parseli olduğu, konut alanı olarak planlandığı, taşınmazın rapor tarihindeki değerinin emsallere nazaran 4.659.200 TL, satış tarihine indirgendiğinde 2.912.000 TL olduğu, buna göre davacının taşınmazın rayiç değerinin üzerinde satın alındığı iddiası dışındaki iddialarının, şirketin kötü yönetildiğinin, suistimal yapıldığının davacı tarafça ispatlanamadığı, davacının yaptığı şikayetler üzerine yapılan soruşturma sonunda KYOK verildiği, şirkete uygulanan vergi cezalarının vergi mahkemesi kararı ile iptal olunduğu, şirketin kâr dağıtımı yaptığı, faaliyetler sonunda kârlı durumda olduğu görülmüştür.

Şirketçe satın alınan taşınmazın değerinin, davacının davalı şirketten haklı sebeple çıkması talepli açtığı davada çıkma payının hesaplanmasına yönelik satın alma değerinin üzerinde hesaplandığı, davacı tarafın o davada taşınmazın değerinin daha yüksek olduğu yönünde itirazının bulunduğu, davalı şirketin faaliyet alanında inşaatında olması sebebi ile imar parselinde olan, konut alanı olarak planlanan bölgede bulunan taşınmazın lokasyonu itibariyle kıymetli yerde olduğu, dosyaya sunulan taşınmazın emsallerinin değerinin farklılık gösterdiği görülmekle, taşınmazın değerinden daha yüksek fiyatla satın alındığı yönündeki bilirkişi tespitine itibar edilmemiştir.

Bu sebeplerle davalı şirket müdürünün azli ve şirkete özel denetçi atanmasına yönelik davacının iddiaları ispatlanamadığından, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir edilen 4.080.- TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)