Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/287 E. 2021/141 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/287 Esas – 2021/141
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/287 Esas
KARAR NO : 2021/141

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/06/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … İnşaat Makine Ticaret Limited Şirketi vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari hizmet ilişkisi olduğunu, davalı borçlu tarafından … … model makinesinin bakım ve servis ücretlerinden kaynaklanan 01.01.2016-18.04.2018 dönemi açık hesap borcunun bakiyesi olan 10.918, 85 TL’nin vadesinde ödenmediğini, borcun ödenmesi yolunda davalı borçluya mükerrer defalar şifai talepler yapıldığını, borçlu tarafından bu taleplerin karşılıksız bırakıldığım, 24.09.2018 tarihli faks mesajı ile bakiye alacak bildirilerek ödemenin 26.09.2018 tarihine kadar yapılmasının istendiğini, aksi takdirde hukuksal takip başlatılacağının ihtar edildiğini, yazılı ihtarda belirtilen sürede borç ödenmediğinden alacağın tahsili için borçlu hakkında … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçluya ilamsız takiplere mahsus ödeme emrinin 31.10.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine vekili aracılığıyla İcra Müdürlüğü’ne verdiği 06.11.2018 tarihli dilekçe ile borca ve yetkiye itiraz ettiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlu borca itiraz ettiğini belirtmiş ise de borçlu şirketin fatura konusu mal ve hizmetleri aldığının sunulan fatura sevk irsaliyesi ve servis formu örneklerin taraf defterleri üzerinde yapılacak inceleme sonucunda ortaya çıkacağını, davacının mal ve hizmetlerin bakiye bedelini ödememiş olması karşısında davalının itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden davanın yetki itirazının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi amacıyla arabulucuya müracaat edildiğini,10.12.2019 tarihinde ilk oturuma katılmış olmasına karşın davalı borçlunun arabuluculuk davet mektubunu tebliğ aldığını ancak mazeret bildirmeksizin arabuluculuk görüşmesine katılmadığım, borçlunun itirazının iptaline ve itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı borçludan alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari ilişkiye dayalı fatura alacağına dayalı başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Ankara …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup dosya fiziki olarak Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafındın davalı/borçlu aleyhine, 23/10/2018 tarihinde 10.918,85 TL asıl alacak, 880,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.799,68 TL yönünden takip başlatıldığı, borçlunun 06/11/2018 tarihli yetki ve borca itirazı ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Tekirdağ Vergi Dairesine müzekkere yazılarak takibe dayanak faturaların BA formlarının Mahkememize gönderilmesinin istenilmiş gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Tekirdağ Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak yeni HMK’da yapılan değişiklik uyarınca 222/5 maddesi ihtarını içeren defter ibrazı ile davaya ve takibe konu alacak istemine yönelik servis formlarının isticvapına yönelik isticvap davetiyesinin çıkarılmasının istenilmiş olup; Tekirdağ Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince talimata cevap verildiği, davalı tarafın talimat duruşmasına katılmadığı ve beyanda da bulunmadığının görüldüğü bildirilmiştir.

Davacı vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmalarını karşılar,mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde,dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak , varsa davacının alacağının icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz yönünden tespitine yönelik rapor tanzimi için mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmesine karar verilmiş, 18/03/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı tarafından 11.11.2016 tarihi ile 18.04.2018 tarihleri arasında 10 adette toplam 17.320,85 liralık satış faturası karşılığında, 6.402,- liralık banka havalesi yoluyla tahsilat yapıldığı ve 10.918,85 liralık alacak bakiyesinin bulunduğu ve 1096,67 TL. işlemiş faiz olarak toplam 12.015,52 TL.alacak talep edebileceği, Ödenmeyen fatura tutarları üzerinden sözleşme ile belirlenmiş bir faiz oranı olmadığından TTK ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun gereğince %19,50 faiz oranı uygulanabileceği, Davacı ile Davalı arasında mal ve hizmet alım satımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığı netice ve kanaatine varılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Davalının İcra Dairesi’ nin yetkisine yönelik itirazı 17/11/2020 tarihinde TBK’ nın 89. Maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari ilişkiye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının asıl alacağa ve icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında yetkiye, borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri ile fatura içeriğinden görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, usulüne uygun isticvap davetiyesinin gereğini yerine getirmediği, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.918,85 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.918,85 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 10.918,85 TL’nin %20’si olan 2.183,77 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 745,87-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 127,47-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 618,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 127,47-TL Peşin/nisbi Harcı, 700,00-TL Bilirkişi ücreti, 291,90-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.163,77TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021