Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2021/381 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/284 Esas
KARAR NO : 2021/381

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 22.05.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirketten aralarındaki ticari alışverişe istinaden düzenlenen 11 adet faturadan kaynaklı bakiye 47.674 TL alacaklı olduğunu, davalı borçlunun, bakiye borcunu ödemeyince, aleyhine … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu ödeme emri tebliğine rağmen borcunu ödemediği, süresi içerisinde haksız ve kötü niyetli olarak borca ve yetkiye itiraz ederek, takibin durmasına neden olduğunu, ancak yetki itirazında yetkili icra dairesini belirtmediğini, borçlu yetki itirazında bulunurken yetkili icra dairesini belirtmek zorunda olduğunu, aksi takdirde yapılan yetki itirazının geçersiz olduğunu, 6108 sayılı TBK’nın “ifa yeri” başlıklı 89. maddesinin 1. fıkrasında yer alan para borçlan, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir hükmü gereğince borç para borcu olduğu için götürülecek borçtur ve alacaklının yani müvekkilinin yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiğini, dolayısıyla Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, beyanla, yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın kabulünü, davalı borçlunun … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu yetki ve borca itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin de borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06.02.2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde sehven yazılmamakla birlikte takibe konu edilen ve dava dilekçesi ekinde sunulan -böylelikle zikredilmeme nedeninin (sehven yapılan) maddi hatadan kaynaklanan- 083969 sıra numaralı 10.08.2018 tarihli 3.304 TL bedelli fatura da dahil olmak üzere dava konusu edilen alacağın dayanağı olan toplam 11 adet faturanın okunaklı ömekli mahkemeye elden teslim edileceğini, anılan faturalardan sadece 083934 sıra numaralı 30.05.2018 tarihli 4.720 TL bedelli fatura için 30.05.2018 tarih ve 023075 sıra numaralı sevk irsaliyesi düzenlendiğini, diğer faturaların hepsinde “ürünler mal sahibi tarafından elden teslim alındığından irsaliydi düzenlenmemiştir” kaydının yazıldığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun madde 171-(1) maddesi kapsamında isticvap davetiyesi üzerine mahkemeye icabet etmediği veya icabet edip de sorulan cevapsız bıraktığı takdirde dava konusu faturalann dayanağı hukuki ilişki çerçevesinde mallan teslim aldığını ikrar edeceği ihtaratmm yapılmasını beyan etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, ticari ilişkiye dayalı fatura alacağına dayalı başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının celbi sağlanmış olup dosyamız arasına alınmıştır. İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine fatura alacağına dayalı takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Kahramankazan Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak yeni HMK’da yapılan değişiklik uyarınca 222/5 maddesi ihtarını içeren defter ibrazı ile davaya ve takibe konu alacak istemine yönelik faturaların isticvapına yönelik isticvap davetiyesinin çıkarılmasının istenilmiş olup; talimata cevap verildiği, davalı tarafın talimat duruşmasına katılmadığı ve beyanda da bulunmadığının görüldüğü bildirilmiştir.

Kahramankazan SGK’nın davalı şirkette 2018 yılı mayıs ayında Tamer/Taner Kaya adında şirket çalışanı olup olmadığına dair cevabi yazıyı gönderdikleri görüldü.
Ankara Ostim ve Kahramankazan Vergi dairelerine yazılan müzekkerelere cevap verilmiş olup 07/02/2020 tarihli cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekiline Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222. Maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmek üzere süre verilmiş, davacı vekilinin müvekkili şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişiyi bildirdiği görülmüştür.
Dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile davacının ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevapları da değerlendirilerek ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzimi istenilmiş olup 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Bilirkişi Raporunda Özetle; incelenen her iki tarafa ait BA-BS Formlarının birbirini teyit ettiği ve her iki tarafın da vergi dairesine beyan ettiği bildirimlere göre taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkinin birbirleri ile birebir örtüştüğü, davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre, taraflar arasında geçmişten beri ticari ilişkinin mevcut olduğu; davacı tarafından davalı adına tanzim edilen ve ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine icra takibine konu edilen 11 adet faturanın tamamının davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı bulunduğu, bu işlemler neticesinde davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre 25.03.2019 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 57.677 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.

2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Davalının İcra Dairesi’ nin yetkisine yönelik itirazı 27/04/2021 tarihli celsede yetkili İcra Dairesi bildirilmediğinden ve TBK’ nın 89. Maddesi uyarınca reddedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile ticari ilişkiye yönelik alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının asıl alacağa ve icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında yetkiye, borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak hizmetin ifa edildiği davacı defterleri, fatura içeriğinden ve vergi dairesinden gelen BA/BS formlarıyla görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, takibe dayanak bir faturaya ilişkin sevk irsaliyesi düzenlendiği, usulüne uygun isticvap davetiyesinin gereğini yerine getirmediği, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği, davacı tarafından ispat edilmiştir. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 47.674,00-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile davalının … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 47.674,00-TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 47.674,00-TL’nin %20’si olan 9.534,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 3.254,77-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 575,79-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 2.678,98-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre 6.996,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 575,79-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.300,00-TL Bilirkişi ücreti, 946,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.866,79TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza