Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/257 E. 2021/37 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/240 Esas
KARAR NO : 2021/99

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :14/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Gaz. ve Mat. A.Ş.’nin sahibi bulunduğu … Gazetesinin 25/11/2018 tarihli nüshasında ve www…com.tr isimli internet sitesinin 25/11/2018 tarihli sayısında … muhabiri … tarafından hazırlanan “Hasankeyf taşıma ihalesi iptal edildi. Bakanlık soruşturma açtı” başlıklı bir haber yayınladığını, haberin içeriğinde müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde ifadelerin yer aldığını, ilgili haberin devamının; “bu durumun birkaç idarecinin şahsi davranışları sonucu gerçekleştiği de şikayet dilekçesinde belirterek şu ifadelere yer verildiğini ”mahkeme ile yapılan yazışma surecindeki haksız işlemler, tüm şifahi görüşmeler ve yazık bildirimlerimize rağmen … ve …’ntn yaptıkları bilgisi ve yönlendirmeleri sonucunda … tarafından oluşturulmuştur. Hukuk Müşavirliği de haksızlığa sessiz kalmıştır. Özellikle Adana Rölöve Anıtlar Müdürlüğü’nün görev alanındaki en önemli ve güzel işler Genel müdürlükte … ve …’nın yaptıkları davet listeleri sonucunda Rölave Müdürlüğünce … … ve … İnşaat ile bağlantılı oldukları Mefa firmasına ihale edilmektedir. Davet edilen diğer istektiler baskı altına alınarak serbest teklif vermelerine engel olunmaktadır. Bunlar yıllardır bir ekip olarak çalıştıkları için aralarında bir takım duygusal bağlar oluşmuş birbirlerinin veya ortak yararları doğrultusunda hatalı ve haksız işlemler yapılmaktadır, Bu firmada verilen tüm ihaleler incelendiğinde ortaya çıkacak gerçek takdirlerinizdedir, “dilekçede ayrıca Adana Rolöve ve Anıtlar Müdürlüğü mahkemeyi bilerek ve isteyerek yanıltmış, haklarının zayi olmasına neden olmuş, iş ortaklığının ise hak etmediği Hasankeyf işini alarak önemli oranda kar elde etmesine vesile olduğunu, Genel Müdürlüğünün ve Hukuk Müşavirliğinin ise gerçeği bildikten, üstelik yazılı müracaatlar olmasına rağmen Röleve Müdürlüğünün somut gereceğe aykırı yalanlarla dolu yazısını düzelttirmek yerine sessiz kalarak olduğu gibi mahkemeye göndererek suç ortağı olmuştur,” şeklindeki ifadelere yer verildi” şeklinde ifadeler bulunduğunu ve asılsız, gerçeklikle bağdaşmayan ve kişilik haklarına ağır saldırı mahiyetinde haber yapıldığını, davalıların dava dışı 3. Kişinin şikayet dilekçesinin içeriğini ve dilekçedeki ifadeleri değiştirerek davacıyı haksız kazanç elde eden firmalar olarak gösterdiğini ve bu durumun davacının ticari itibarını zedelediğini, belirterek davanın kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu haberin … Haber Ajansı tarafından yapıldığını ve abonelere servis edildiğini, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, ilgili haberin kaynağı olan … Haber Ajansı tarafından “soruşturma açıldı” kısmı ile ilgili daha sonra bilgi verildiği ve ilgili yerin düzeltildiği, haberin görünür gerçekliğe uygun olduğu, dava konusu haberin hukuka uygunluk kriterlerine haiz olduğu, haberin kamu yararı taşıdığı ve böylece manevi zarar koşullarının oluşmadığının aşikar olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının davalı gazetenin yayımlamış olduğu haberin gerçeği yansıtmadığı ve itibarın zedelendiği iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosya, …. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin …. Karar sayılı görevsizlik kararı verilerek Mahkememizdeki esası almıştır.
Ankara … İdare Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden mahkememize gönderilmesinin istenilmiş dosya Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı vekiline … Haber Ajansı’nın güncel adresini bildirmek üzere iki haftalık süre verilmiş olup bildirilen adrese müzekkere yazılmıştır.
Dava dışı … Projesinin davaya konu haberde geçen şikayet dilekçesinin tam metninin istenmesi için davalı … Gazete.. Aş’ye müzekkere yazılmış olup 28/10/2020 tarihli beyan dilekçesi dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ise de; eylemin basın yayın yolu ile işlenmiş olması nedeniyle hasız fiil niteliğinden eyleme dayalı tazminat davasında Ankara Mahkemelerinin de yetkili olması nedeniyle yetki ilk itirazının reddine karar verilerek davanın esastan görülmesine karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası’nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir.Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur.
Basın, yazılı ve görsel yayımlama işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Anayasının 28. Maddesi; ” Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
Gerçek ve tüzel kişilerin kişilik haklarında Anayasanın 26/2 maddesinde, ifade özgürlüğünün sınırlanabileceği durumlar belirtilirken, “…başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” denilmek suretiyle kişilik hakları da ifade özgürlüğünün sınırlanabileceği durum olarak belirtilmiştir ve bu durum uluslararası normlarda da kabul gören bir sınırlamaladır.
Haber yapma, haber alma ve haber yayma özgürlüğü açısından, kişilik haklarına saldırıya ilişkin ifade özgürlüğünde de, kişilik haklarına saldırıya ilişkin sınırlamalar geçerli ise de, kamuya ilgilendirilen bir olayın haber haline getirilmesi, bazı durumlarda kişilerin itibarı yönünden olumsuz sonuçlar doğursa dahi şayet itibarı zedeleyen husus gerçekleşen olay ise bu durumun haber haline getirilmesi itibar üzerinde olumsuz etkisi yapsa dahi söz konusu olayın haber haline getirilmesi gerek Anayasa 26, gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmenin 10. Maddesinde koruma altına alınan bir durum değildir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı gazetenin yayımlamış olduğu haberin gerçeği yansıtmadığı ve şirketin itibarını zedelendiğini iddia ederek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Uyuşmazlığın, davacı ile idare arasında yapılan ihaleye ilişkin yayımlanan haberlerin davacının kişisel haklarına saldırı mahiyetinde olup olmadığı, haberin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, davacının manevi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir. Eleştiri özgürlüğünün, halkın bilinçlendirme açısından kullanabilmelerine olanak tanındığı, bu çerçevede bir medya kuruluşunun herhangi bir konuda eleştirisel haber yapabileceği gibi başka bir medya kuruluşunun yayınlarını eleştiren haberlerde hazırlayıp kamuoyuna sunabileceği, bunu basılı, görsel ve internet medyasında yayınlayabileceği, o anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olay ve haberlerin yayınından basınının sorumlu tutulamayacağı, dava konusu olayın haber değeri de bulunduğundan olayın haber yapılması ifade ve basın özgürlüğü kapsamında olduğu anlaşıldığından, yukarıda açıklanan ve düzenlemeler gereğince davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.648,45-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye 4.080 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza