Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/250 E. 2021/409 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/250 Esas
KARAR NO : 2021/409

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… Emlak Ofisi”nin sahibi olan …’den, ilgili iş yerini davacı … ve davalı … 01.03.2018 tarihinde 25.000,00 TL bedel karşılığında, yarı yarıya hissedar olarak devraldığını, davacının söz konusu devir işlemine ilişkin olarak 5.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan 20.000,00 TL bakiye için 7.500,00 TL davacının, 12.500,00 TL davalıların ödeme yapacağı konusunda tarafların anlaştığını, tarafların bu anlaşmadan kaynaklı borçlarını …’e ifa ettiklerini, işletme kaydının … adına yapıldığını, davalıların, davacının ortalık sermayesine ilişkin olarak 6.500,00 TL ödemeyi yaptığını fakat, ortaklık sermayesine ilişkin bakiye borç 6.000,00 TL ile 5.000,00 TL olan devir bedeline ilişkin olarak dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmamış olduğunu, davalıların … Müdürlüğünün … esasına kayıtlı icra takibine yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini, davalıların haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; takibe konu olan bonoda alacaklı iddia edilenin kendi el yazısı olduğunu ve bononun teminat hükmünde verildiğini, kendisinin kefil sıfatında olduğunu, tarih hariç kendi el yazısı olduğunu, fakat senedin arkasına alacaklının da bilgisi doğrultusunda bazı şartların konulduğunu, birinin tapu satış tescili ile son bulmamış olduğunu, diğerinin ise tapu tescili yapıldığı halde taraflar komisyon ücretlerini ödemekte imtina ettiğini gerekli icra işleminin başlatıldığını, devam ettiğinin ve son bulmadığının alacaklı tarafından da bilindiğini, bu bu seneti tanzim eden borçlunun kendisinin olmadığını, bu nedenlerle; tarihsiz arka yüzünde şart yokmuş gibi yok sayılarak üzerine kendisinin yazısı haricinde rastgele bir tarih atılarak gerçekte hak edilmemiş, muaccel bir alacağı, şirket kasasına girmemiş bir paranın tahsili yoluna başvuran, Mahkemeyi ve İcra Dairelerini gereksiz yere meşgul eden , arabuluculuk görüşmelerine katılmayan sözde alacaklının tüm yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin alacaklı anılan davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesinde özetle; takibe konu olan bono alacaklı iddia edilenin kendi el yazısı olduğunu ve teminat hükmünde verildiğini, kendisinin kefil sıfatında olduğunu, tarih hariç kendi el yazısı olduğunu, fakat senedin arkasına alacaklının da bilgisi doğrultusunda bazı şartları konulduğunu, birinin tapu satış tescili ile son bulmamış olduğunu, diğerinin ise tapu tescili yapıldığı halde taraflar komisyon ücretlerini ödemekte imtina ettiğini gerekli icra işleminin başlatıldığını, devam ettiğini ve son bulmadığının alacaklı tarafından da bilindiğini, bu seneti tanzim eden borçlunun kendisinin olmadığını, bu nedenlerle; tarihsiz arka yüzünde şart yokmuş gibi yok sayılarak üzerine kendisinin yazısı haricinde rastgele bir tarih atılarak gerçekte hak edilmemiş, muaccel bir alacağı, şirket kasasına girmemiş bir paranın tahsili yoluna başvuran, Mahkemeyi ve İcra Dairelerini gereksiz yere meşgul eden , arabuluculuk görüşmelerine katılmayan sözde alacaklının tüm yargılama harç ve giderlerinin ve vekalet ücretinin alacaklı anılan davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; davacının senet dayanak göstererek davalılar aleyhine başlattığı icra takibine yönelik yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Tarafların tacir olup olmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin Mahkememize gönderilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Vergi Dairelerine müzekkere yazılmış olup gelen cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” şeklindedir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”, aynı Kanunun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı”düzenlemesi yer almaktadır. Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafın da tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın, davacı ile davalılar arasında ortaklığın sona ermesi nedeniyle devir bedeline ilişkin alacağın var olup olmadığı, takibe dayanak alacağın sebebinin ve kaynağının ne olduğu, borç mevcut ise borcun ne kadar olduğu, takibe dayanak belgenin düzenleme nedeninin ne olduğu hususlarına ilişkindir. Taraflar arasındaki temel ilişki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Gelen müzekkere cevaplarına göre tarafların tacir olmadığı anlaşılmıştır Dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı görülmüştür. Bu durumda dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Görevli mahkeme Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından davanın HMK 114. ve 115. maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK’nun 20. maddesi gereği, Mahkememiz kararının kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın kesinleştirilerek görevli mahkemeye gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza