Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/199 E. 2021/877 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C. TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN
ANKARA GEREKÇELİ KARAR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/199
KARAR NO : 2021/877

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
6- … – …
7- … – …
8- … – …
9- … – …
10- … – …
VEKİLİ : Av. …….

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/04/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
G.K.YAZILDIĞI TARİH: 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
1.Davacılar vekili iddiasında özetle; Davalı şirket ile müvekkillerinden … arasında yapılan sözleşme ile …. parselde bulunan 1 no’lu bağımsız dükkanın tamamının davalı şirkete devredilmesi karşılığında, Ankara İli Çankaya ilçesi İlkadım mahallesi 7462 ada 5 parselde bulunan ve yapımı devam eden …. karşılıklı takas ile müvekkili …’e ilaveten 300.000 TL vermek şartı ile satış yapıldığını, Müvekkili …’in sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirdiğini, davalı şirketin ise devretmesi gereken tapuları müvekkilinin talimatı ile diğer davacılara devrettiğini, davalı şirketin devrettiği dairelerin anahtar teslimi olarak teslim etmediğini veilave paranın 250.000 TL’sini ödediğini ancak geriye kalan 50.000 TL’yi ödemediğini, müvekkillerinin davalının sözleşmenin hükümlerini yerine getirmediğinden dolayı borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini ve sözleşmeden döndüklerini bildirdiklerini, müvekkillerinin takas yolu ile devredilen tapuları devretmeye hazır olduklarını, takas yapılan…. devredilmiş olduğundan söz konusu dükkanın rayiç bedelinin hesaplanarak müvekkillerinden …’e ödenen kısmı mahsubu ile kalan miktarın müvekkilleri adına eşit olarak ödenmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 28/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 4.250.000 TL’ye yükselttiğini beyan etmiştir.

2-Davalı şirket vekili savunmasında özetle; Açılan davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu yönüyle reddinin gerektiğini, müvekkili olan şirketle davacılardan … arasında yapılan sözleşme uyarınca …. nolu dairelerin takası ve ilave 300.000,00 TL. ödeme şartıyla satışı konusunda anlaşıldığını, bu yönde tapu devirlerinin karşılıklı olarak yapıldığını, anlaşma uyarınca ödenecek olan 300.000 TL nakitin 250.000 TL.’sinin ödendiğini, 50.000,00 TL’sinin ödenmediğini, kendilerine devir ve takas edilecek olan iş merkezi/düğün salonunun 2.500,00 m2 kullanım alanlı olduğu beyan edilmesine rağmen, taşınmazın ruhsatındaki kullanım alanının 500,00 m2 olduğunun anlaşıldığını, bu yönde gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, müvekkili olan şirketin mağduriyetinin sözkonusu olduğunu, davacı tarafın iddialarına katılmadıklarını, zira Borçlar Kanununun 136. Maddesinde geçen mücbir sebep olgusunun varlığı nedeniyle, ülkenin içine düştüğü ekonomik ve sosyal sıkıntıların önceden öngörülebilir olmadığından borcun ifasında sıkıntı yaşandığını, bu nedenle müvekili olan şirketin kusurlu olamayacağını, tüm olumsuz etkilere rağmen inşaatların bitirilip teslim edilmeye çalışıldığını, bu nedenle davacıların haksız davasının reddini istemiştir.

3.İddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, gayrimenkul takasına yönelik sözleşmeden dönme ve iadesi mümkün olmayan taşınmaz bedelinin tahsili taleplidir.

6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması, yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünden düzenleme olması gerekmektedir. Anılan Kanunun 5.maddesinde ise, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunun şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlenmiştir.

Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacılar tacir olmadığından, tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması şartını taşımayan bu dava nispi ticari davada değildir. Buna göre mahkememiz bu dava yönünden görevli mahkeme olmayıp, açılan bu davada görevli mahkeme HMK 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Buna göre HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Açılan davada HMK 114/1-c maddesinde düzenlenen “Mahkemenin görevli olması” dava şartı bulunmadığından HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,

2-Süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,

Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacılar vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Üye …
(E-imzalıdır)
Katip …
(E-imzalıdır)