Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/166 Esas
KARAR NO : 2021/150
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari mal alım satım ilişkisi bulunduğunu, çelik malzeme kesim ve büküm işiyle ilgili olarak kesilen 7 adet fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle doğan alacağın tahsili amacıyla … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ancak davalının borca itirazının haksız olup müvekkili firmanın alacağını geciktirmeye yönelik olduğunu, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafın fatura içeriğine herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalının … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamını, davalının takibe konu alacağın asgari %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından icra takibine konu edilen faturalardaki malzeme miktarlarının(kg olarak), sipariş edilen ve davalıya teslim edilen miktarlardan fazla olduğunu, davalı adına düzenlenen son iki faturadaki sipariş tutarlarının fazla olduğunun fark edilmesi üzerine diğer faturaların da incelenmesiyle, sipariş ve teslim alınan ürüne göre şişirme rakamlar olduğu, fazladan fatura edilmiş toplam 29.913,00-TL ve faturalara karşılık ödenen KDV tutarının iadesi gerektiğinin davacı firmaya ihtar edildiğini ancak davacının yanıt vermediğini, açıklanan sebeplerle maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKE:
Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca faturaya dayalı bakiye alacak için yapılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
08/12/2020 tarihli duruşma 6 nolu celse davacı vekili; alacağın temlik edildiğine ilişkin beyanına karşı; Taraf vekillerine davalı vekilinin bu celsede dava konusu talebin temlik edildiğine ilişkin beyanına yönelik yazılı beyanda bulunmak üzere ve var ise temlik sözleşmesi ve eklerini dosyaya ibraz etmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde sunulmadığı takdirde dosyadaki mevcut delillere göre karar verileceğinin ihtarı yapılmıştır.
Davalı vekilinin 24/12/2020 havale tarihli dilekçesi ile temlik sözleşmesini sunduğu görülmüştür.17/11/2020 tarihli temlik sözleşmesinin incelenmesinde; …. Ltd. Şti.’nin … Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına konu hak ve alacaklarını …’ ya devrettiği görülmüştür.
… Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının celbi sağlanmış olup Mahkememiz dosyası arasına fiziki olarak alınmıştır. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine faturalar dayanak gösterilerek 14.159,22-TL asıl alacak, ve asıl alacağa işleyecek yıllık 9,75 ve değişen oranlarda faizi ile tahsili amacıyla 22/01/2018 tarihinde takip başlatıldığı, borçlunun 26/01/2018 tarihinde borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Vergi Dairelerine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
Taraflara/vekillerine HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtları mahkememize sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmiş, taraf vekillerinin müvekkilleri şirketlerin defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişinin bilgilerini bildirdiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmalarını karşılar,mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde,dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak , varsa davacının alacağının icra takibinde talep edilen asıl alacak ve faiz yönünden tespitine yönelik rapor tanzimi için dosya mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup 31/08/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Bilirkişi Raporunda Özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava kapsamı fatura tarihleri öncesine dayandığı, her iki tarafa ait ticari defter kayıtların usulünce tutulmuş olmakla, sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği icra takibine dayanak 7 adet irsaliyeli faturada teslim alan bölümlerinin imzalı olduğu, davalı ve davacı tarafın bağlı bulunduğu vergi dairelerine bildirdiği BA-BS formlarının da birbiri ile uyumlu olduğu, dava esas değerinin 14.159,22-TL olduğu, davacı tarafından düzenlenen fatura muhteviyatı emtia ve hizmetlerin tamamının davalı şirkete tesliminin kabulü halinde, davacı şirketin davalı şirketten 22.01.2018 olan takip tarihi itibariyle 13.745,94-TL bakiye alacağının bulunduğu, T.B.K. nun 117. Maddesi anlamında temerrüt başlangıç tarihinin belirlenmesini sağlayacak bir belge de sunulmamış olması nazara alındığında takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz hesabı yapılamadığı belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki sözleşmeye ilişkin faturaya dayalı alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda davaya ve takibe dayanak faturaya ilişkin edimin davacı tarafından ifa edildiği vergi dairesinden gelen müzekkere cevapları, taraf defterleri ile fatura içeriğinden görüldüğü, davalı tarafından davaya konu fatura bedellerine ilişkin bakiye borcun ödenmediği görülmüştür. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi aporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından faturaya dayalı başlatılan takipte, takibe konu 13.745,94 TL bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, davalının … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.745,94 TL asıl alacak yönünden devamına, davacı tarafından takipten önce usulüne uygun bir ihtar bulunmadığından davacının takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 13.745,94 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 13.745,94 TL’nin %20’si olan 2.749,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davalının tazminat isteminin ve davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 938,99-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 241,81-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 697,18-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 413,28-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 44,40-TL Başvuru Harcı, 241,81-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 286,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 42,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.042,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.011,59-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Arabuluculuk ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin 1.281,50TL’sinin davalıdan , 38,530-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza