Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/125 E. 2022/370 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/125 Esas
KARAR NO : 2022/370

HAKİM : … …
KATİP :…

DAVACI : … –

VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … – ..
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında sözleşme ve taahhütname imzalandığını, akdedilen sözleşmenin sona erme tarihinin 31/10/2017 olduğunu, sözleşmenin müvekkili firma tarafından yenilenmemesi üzerine cezai şart olarak fatura düzenlendiğini, noterden keşide edilen ihtarname ile fatura içeriğine itiraz edilerek aslının iade edildiğini, ancak davalının 5 yıldan fazla süredir cezai şart talep etmemiş olmasına rağmen sözleşmenin bitim tarihi olan 31/10/2017 tarihinde iadeye konu faturayı düzenlediklerini, taraflarınca teminat mektuplarının tazminine yönelik talepte bulunacağı kanaati uyandırdıklarını, bu sebeple … Değişik İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldıklarını, davalı ile yapılan görüşmede faturanın dayanağı olan madeni yağ ve motorin taahhütlerinin yerine getirilmediğini gerekçe gösterildiğini, motorin satışının bayilik yapılan dönemde her zaman taahhüt edilen aylık miktarın üzerinden gerçekleştiğini, 31/10/2017 tarihine kadar devam eden ticari ilişkide davalı tarafından hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediğini ve madeni yağ satış talebi olmaksızın ticari ilişkinin devam ettiğini ancak 21/09/2017 tarihinde davalı tarafından teminat mektuplarını süre uzatımı talep edilmiş olup mektup süresinin 31/11/2017 tarihine kadar uzatıldığını, cezai şart faturasının düzenlenmesinin taraflarınca kötü niyet olarak değerlendirildiğini bu nedenle cezai şart bedeli olan 132.898,72 TL borcunun bulunmadığının tespit edilerek, davanın kabulü ile % 20 oranından az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; emsal nitelikteki Yerel Mahkeme kararları, Yargıtay İçtihatları uyarınca ve taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin 20. maddesi ile Bayilik Protokolü’nün 11. maddesinde yer alan kesin yetki şartı sebebiyle, davacının, Müvekkil Şirket’in alacağından mahrum kalması pahasına yetkisiz Mahkeme’den aldırdığı ihtiyati tedbir kararı uyarınca, alacağın tahsilini bilerek kötüniyetli geciktirdiği, bu yolla müvekkili şirketin telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verdiği, çelişkili davranış yasağına açıkça aykırı davrandığı hususları birlikte değerlendirilerek, HMK m.390/1 maddesine açıkça aykırılık teşkil eden, yetkisiz mahkeme … sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, Kesin yetkili Mahkemenin, her iki tarafı da tacir olan taraflarca …Daireleri olarak kararlaştırılması karşısında, kesin yetkisiz Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı yönünden Sayın Mahkemenizce yetkisizlik kararı verilmesine, Yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline, Karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesine dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
…Karar sayılı yetkisizlik kararı sonrasında… Karar sayılı dava dosyasının 31/10/2018 tarihli görevsizlik kararı ile dosya Mahkememize tevzii edilmiştir.
…’ye talimat yazılarak dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile davacının defterlerinin şirket merkezinde olduğu yerde incelenmek üzere bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi de verilerek tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ve taahhütname uyarınca davacının davalıya borçlu olup olmadığı, cezai şart alacağının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
16/03/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı …nin … Ticari Defterleri belirtilen yasal esasların yerine getirilmesi sebebi ile V.U.K. ve T.T.K. na göre mahkemelerde delil niteliği taşıdığı, davalı tarafından düzenlenen … numaralı 132.898,82 TL tutarlı “Ceza Bedeli” açıklamalı faturanın davacıya gönderildiğini, davacı tarafından ise fatura ve içeriği kabul edilmeyerek ..11.2017 tarih ve .. yevmiye numarası ile davalı tarafa iade edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık 05.05.2012 tarihli sözleşme kapsamında Akaryakıt ve Madeni Yağ taahhüt miktarının tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin olduğu, davacının yukarıda 2012-2017 yıllar itibari ile verilen alış miktar ve tutar tablosuna göre 5 yıllık süreçte toplam 9.783,34 ton Akaryakıt ürünleri alıp sattığı, sözleşmeye göre taraflar arasında perakende fiyattan 5 yıllık toplam 1.500 ton alış taahhüdü belirlenmiş olup, davalı tarafından satış miktarları için uyguladığı fiyatlar içerisinde toptan satış ya da perakende satış kontrolünü dönemsel olarak yapılamamış olsa da davacının alış miktarı açısından bakıldığında taahhüt miktarından her yıl daha fazla miktarda mal alımı yaptığını, davalının sözleşme kapsamında toptan satış ve perakende satış olmak üzere satış fiyatlarını iki kısma ayırdığını, sözleşmeye göre taahhüt miktarı olan 1.500 ton için taraflar perakende satış fiyatından anlaşma yaptığı, davacı tarafından satın alınan toplam 9.783,34 ton akaryakıt alışı olduğu, davalının taahhüt aldığı 1.500 ton miktara ilişkin olarak yaptığı satış için perakende fiyatı dönemsel olarak uygulayıp uygulamadığı davacı kayıtlarından tespit edilemediği, davalı taraf sözleşme süresi boyunca taahhüt miktarının üzerinde davacıya satış yaparken uygulanan fiyatta öncelikle perakende taahhüt miktarına göre satış yaptıktan sonra toptan fiyat ile satışa geçmesi gerektiği, dönem içerisinde perakende fiyatı uygulamaması halinde ve bu sözleşmesel hakkına ait fatura düzenlemeden toptan satıştan sürekli mal satıp fatura düzenlemesi, davacı tarafa mal satışı yapması, sözleşmesel hakkını kullanmaktan feragat ettiği anlamına da gelebileceği, davacıya yapılan satışlara ait satış miktarları taahhüt miktarından çok fazla olduğu, davalının sözleşme sona erdikten sonra geriye dönük olarak kendi kontrolünde olması gereken taahhütlü perakende fiyattan satış miktarını tamamlamadan satış yaptığı, davacıya yaptığı toptan satışları dikkate almadan “Ceza Bedeli” uyguladığı, 2012 yılında başlayan sözleşmedeki bu maddeyi uygulaması gereken tarafın satıcı sıfatı ile davalı olması gerektiği, davalının perakende fiyat ile satış taahhüdünü tamamlamadan, taahhüt dışı fiyat ile taahhüt miktarından daha fazla miktarda satış yaptığı tespitine göre, cezai şartın oluşup oluşmadığı hakkında hukuki değerlendirmenin Mahkememin yapması gerektiğini, madeni yağ satışı ile ilgili olarak da davalı taraf sözleşmede “her yıl en az 3 ton” olmak üzere toplam 15 ton belirlenen taahhüt miktarı belirlenmiş, dönemsellik ilkesi gereği her yıl eksik kalan taahhüt miktarı için davacı tarafa bir ihtarda bulunulmadığını, sözleşme sona erdikten sonra 5 yıllık toplam 15 ton taahhüt miktarını esas alınarak cezai şart uygulanarak talepte bulunulmuş, sözleşmede “HER YIL EN AZ 3 TON” ibaresi olmasına rağmen sözleşme sona erdiği 2017 yılından önceki yıllar için dönemsellik gereği cezanın her yıl uygulanmadığı, sözleşmeye göre uygulanacak cezanın 5 yıllık toplam süre için 13,91 ton eksik kalan toplam alım taahhüdü için mi yoksa yalnız son 2017 yılı taahhüt miktarı olan 3 ton için mi uygulanması gerektiği hakkında, değerlendirmenin Mahkemece yapılması gerektiği, davalının kendi hesapladığı, davacıya 9.783,34 Ton toplam satışları içerisinde 1.234,28 ton perakende satışına ait bir liste ve ekstre sunmadığından, davacının kayıtlarında perakende ya da toptan alış şeklinde bir alış ayırımı bulunmadığından, Akaryakıt ürünleri – için cezai şart gereği bir hesaplama yapılmadığını, madeni yağ cezai şart gereği Mahkemenin 15 ton taahhüt miktarını kabul etmesi halinde Davalının hesapladığı 27.811,60 USD, son yıl ceza kapsamında değerlendirilmesi halinde ise 6.000 USD cezai şarta bağlı davacının ödemesi gerektiği Mahkemenin takdirine bırakıldığı bildirilmiştir.
…’ne yeniden talimat yazılarak dosyanın davalı tarafın itirazlarını karşılar ek rapor tanzim etmek üzere yeniden bilirkişiye tevdii edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
31/08/2020 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; davacının satın aldığı toplam 9.783,34 ton içerisinden, davalının kendi hesapladığı toplam 1.234,28 ton perakende fiyatlı satışa ve eksik kalan 265,72 ton için itiraz dilekçesi ekinde bir liste ve ekstre sunmadığı, davacının kayıtlarında perakende veya toptan alış şeklinde bir ayrım yapılmadan defter kayıtları tutulduğu, davacının kayıtlarında sözleşmede yazılı miktarı aşan akaryakıt ürünleri satın alınmasına rağmen, davalının cezai şart talebine uygun bir kayıt, ekstre ve liste sunmaması nedeni ile kök raporu değiştiren bir durum olmadığı ve bu nedenle ek raporda bir hesaplama yapılmadığını, madeni yağ cezai şart talebi ve taraflar arası uyuşmazlık gereği, sözleşmenin hukuki olarak değerlendirilmesi ile Mahkeme tarafından toplam 15 ton alım taahhüt miktarının kabul etmesi halinde, davacının 15 Ton — 1,09 TON – 13,91 TON eksik madeni yağ alımı nedeni ile 27.811,60 USD ceza tutarı hesaplanmış, Mahkeme tarafından Sözleşmede yazılı “bayii her yıl en az 3 ton madeni yağ almayı kabul eder” hükmü ile cezanın yıllık olarak değerlendirilmesi durumunda ise geçmiş yıllarda bir ihtar ya da ceza faturası uygulanmadığı tespit edilmiş olup bu nedenle yalnız son yıl için ceza miktarı takdirine göre 2.000 USDx3.000ton – 6.000 USD ceza miktarını davacının ödemesi gerektiği, görüş ve kanaatine varılmıştır.
… Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın nitelikli hesap bilirkişi, mali müşavir ve akaryakıt sektöründe uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmesinin istenilmesine, bilirkişilerden taraflar arasında akdedilen sözleşme, taahhütname, … Mahkemesince alının ek rapor ve kök rapor, tarafların kök ve ek rapora karşı yaptıkları beyan ve itirazları, Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde davalı defterleri de yerinde incelenmek suretiyle, davacının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, var ise ihlalin hangi satışa ilişkin olduğu, tarafların defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan noktaların neler olduğu, cezai şart alacağının oluşup oluşmadığı, teminat mektuplarının iadesi isteminin yerinde olup olmadığı, sözleşmenin feshedilmesi ve borçlu olmadığının tespiti isteminin yerinde olup olmadığına yönelik takdiri Mahkememize ait olmak üzere rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
13/03/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; cezai şart alacağının oluştuğu değerlendirilmekle birlikte söz konusu cezai şart bedeli sözleşmenin tüm yıllarına mı ait olduğu veya sadece 5. yıl için mi cezai şart bedeli olacağının mahkemenin takdirine bırakıldığını, bu durumda; madeni yağ alımından kaynaklanan alım taahhüdüne uygun davranmayarak davalının sözleşmede dönemi içinde tüm yıllara ait cezai şart kabul edilmesi halinde cezai şart tutarı 27.820,00 USD cezai şart alacağı, madeni yağ alımından kaynaklanan alım taahhüdüne uygun davranmayarak davalının sözleşmede dönemi içinde sadece 5. yıl cezai şart kabul edilmesi halinde ceza şart tutarı 6.000,00 USD cezai şart alacağı, teminat mektuplarının iadesi isteminin yerinde olup olmadığı değerlendirilmesi, davacının sözleşme şartlarına uygun davranmayarak davalı tarafa ait cezai şart bedeli ortaya çıktığından teminat mektuplarının iadesi isteminin yerinde olmadığı, davacının sözleşme şartlarına uygun davranmayarak davalı tarafa ait cezai şart bedeli ortaya çıktığından borçlu olmadığının tespiti isteminin yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyanın yeniden nitelikli hesap uzmanı mali müşavir ve akaryakıt sektöründe uzman yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile Talimat Mahkemesince alınan raporları irdeler, tarafların raporlara yönelik beyan ve itirazlarını karşılar Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık çerçevesinde, rapor tanzim edilmesi istenmiştir.
18/08/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; madeni yağ alım taahhüdü dışında davacının sözleşmeye aykırı davranmadığı, davacının akaryakıt alım taahhüdü 1.500 ton olduğu halde toplamda 9.479,64 ton alım gerçekleştirmiş olmakla sözleşmesel edimini yerine getirdiği, davacı 15,00 ton madeni yağ alım taahhüdünde bulunduğu halde 1.09 ton alım gerçekleştirmiş olduğundan sözleşmesel edimini bu yönü ile yerine getirmediği, davacı 15,00 ton madeni yağ alım taahhüdünde bulunduğu halde 1.09 ton alım gerçekleştirmiş olduğundan (13,91 ton e 2.000 USD – 27.811,60 U USD (104.849,73 TL) davalının cezai şart alacağının oluştuğu ancak akaryakıt açısından 28.048,98 TL (7.440,05 USD) cezai şart alacağının oluşmadığı, teminat mektuplarının cezai şart 104.849,73 TL (madeni yağ yönünden) tutarı için iadesi isteminin yerinde olmadığı, bu tutar dışındaki rakam açısından iade isteminin yerinde olduğu, davalının davacıdan cezai şart alacak tutarı 104.849,73 TL olduğu, davalının elinde 300.000 TL kesin banka teminat mektubu bulunduğu/nakde çevrildiği, davalı elindeki 300.000 TL nakde çevirdiği teminat mektubundan alacağı cezai şart miktarı olan 104.849,73 TL’yi mahsup ettikten sonra (300.000-104.849,73 -) 195.150,27 TL’ yi davacıya ödemesi gerektiği, bu durumda davacının dava tarihi itibariyle 195.150,27 TL alacağı hesaplandığı, tespit edilmiştir.
Dava dışı …’dan taraflar arasında 2017 yılından sonra akdedilmiş sözleşme var ise ekli protokollerin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş gelen müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek davalı tarafın beyan ve itirazlarını karşılar ve ayrıca sözleşme süresinin 5 yıl olduğu, bu 5 yıl içerisinde yıllara göre davacının akaryakıt ve madeni yağlar olmak üzere ayrı ayrı 5 yıl için her bir yıl boyunca yaptığı satışların tespiti ve takdiri Mahkememize ait olmak üzere her yıl için ayrı ayrı cezai şart tespitinin istenilmesine, davanın alacak davası olmadığı menfi tespit davası olduğu dikkate alınarak davacının dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadığının tespitine yönelik ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
31/12/2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; kök raporu değiştirecek bir hususa rastlanmadığı, davacı bayinin “akaryakıt” alım taahhüdü, taraflar arasında imzalanan protokolün 6.1.5.4.2 maddesi ve ek protokolün 3.maddesinde “Protokol süresince” yani “5 yıl için” 1.500 ton olduğu ve davacı bayi bu miktarın üzerinde alım yaptığından cezai şart her yıl için hesaplanamadığı, davanın menfi tespit davası olduğu gözetildiğinde davacının akaryakıt alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart borcunun bulunmadığı, davacı bayinin “madeni yağ” alım taahhüdünü 05.05.2012 tarihli protokolün 6.1.6.1 maddesine göre 5 yıl boyunca her yıl en az 3 ton yapmayı taahhüt ettiği ancak 2012 yılında 1,09 ton alım yaptığı, başkaca bir alım yapmadığından taahhüdünü yerine getirmediği, mahkemenin görevlendirme çerçevesinde yıllık bazda alım ve buna bağlı cezai şart miktarlarını ayrı ayrı hesap edildiği, neticede davacı bayinin 27.820 USD yani dava tarihi itibariyle TL cinsinden 104.849,73 TL borcunun hesaplandığı, davanın menfi tespit davası olduğu gözetilerek; Mahkemece, davalı tarafından davacıya ait toplam 300.000 TL bedelli teminat mektubu nakde çevrildiğinden muarazanın giderilmesi açısından mahsup yapması halinde; davalının davacıdan madeni yağ taahhüdünün yerine getirilmemesi sebebiyle cezai şart alacak tutarı 104.849,73 TL olduğundan davacının teminat mektubundan bu alacak miktarını tahsil ederek bakiye (300.000-104.849,73 =) 195.150,27 TL miktarı davacıya iade etmesi gerektiği, mahsup yapılmaması halinde; davacının davalıya 104.849,73 TL cezai şart borcunun bulunduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve eki protokol düzenlendiği, davacının ayrıca mal alım taahhütnamesi imzaladığı, davalının, davacının sözleşmedeki akaryakıt ve madeni yağ alım taahhüdünü yerine getirmediğinde bahisle cezai şart bedeline ilişkin fatura düzenlediği görülmüştür. Uyuşmazlığın akdedilen bayilik sözleşmesi ve taahhütname uyarınca tarafların sözleşmeye aykırı davrvanıp davranmadığı, cezai şart oluşup oluşmadığı, sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektuplarının iade edilip edilemeyeceği, davacının borçlu olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı görülmüştür.
Ceza koşulu borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edimdir.
Taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede asgari alım taahhüdü düzenlenmiş olup buna aykırı davranılması halinde ceza koşulu ödeneceği kararlaştırılmıştır. Buna göre sözleşmede öngörülen ceza koşulu TBK 179/II maddesinde düzenlenen ifaya bağlı ceza koşuludur.
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
Taraflar arasında akdedilen protokol kapsamında davacının her yıl için belirli bir miktarda ürün satın almayı taahhüt ettiği bu taahhüdün ihlali durumunda cezai şart ödeyeceğini kabul ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, davacının akaryakıt alım taahhüdünü yerine getirdiği, madeni yağ alım tahhüdünü yerine getirmediği, belirlenen cezai şart bedelinin, TBK’nın 179. Maddesi uyarınca davacının mahvına sebebiyet verecek nitelikte olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının madeni yağ alım taahhüdünden kaynaklanan cezai şart bedelinin 104.849,73 TL olduğu, sözleşme kapsamında davalı uhdesinde bulunan teminat mektubundan dava tarihinden sonra 29/03/2018 tarihinde 118.378,92 TL tahsil edildiği, geriye kalan 81.621,08 TL’nin davacıya iade edildiği, davacının dava tarihi itibariyle 132.898,72 TL yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, dava tarihi itibariyle borçlu olduğu 104.849.73 TL çıkarıldığında 28.048,98-TL yönünden borçlu olduğu, dava tarihinden sonra tahsil edilen 118.378,92 TL’ den borçlu olduğu 104.849,73 TL çıkarıldığında fazladan kesilen 13.529,19 TL bedelin iadesinin gerektiği anlaşıldığından dava tarihinden sonra iade edilen 81.621,08-TL teminat mektubu bedeli yönünden karar verilmesine yer olmadığına, başlatılan bir icra takibi bulunmadığından tazminat talebinin ve fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacının cezai şart alacağına dayalı 28.048,98-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, 13.529,19-TL teminat mektubu bedelinin davalı tarafından davacıya iadesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-81.621,08-TL teminat mektubu bedeli iade edilmiş olduğundan BU KONUDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 22.409,03-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 7.392,83-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 15.016,20-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 31.413,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 13.911,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL Başvuru Harcı, 2.269,58-TL Peşin/nisbi Harcı, 5.123,25-TL Tamamlama Harcı, olmak üzere toplam 7.424,23TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan; 5.900,00-TL Bilirkişi ücreti, 334,91-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 6.234,91-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 4.724,79-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
– Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza