Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/100 E. 2021/246 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2019/100 Esas
KARAR NO : 2021/246

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/03/2015
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı yan arasında müvekkili şirketin davalıya %50 oranında hisse devri yapacağı, bu devir nedeniyle davalı yanın şirkete dair herhangi bir talepte bulunmayacağı, müvekkili şirketin de bunun karşılığında 40.000,00 TL ödeyeceği hususlarında anlaşma düzenlendiğini, bu bedelin müvekkilince ödendiğini, anlaşmanın 01.04.2014 tarihine kadar geçerli olduğu konusunda da anlaştıklarını, Kamu İhale Kanunu’nun 62.maddesinin (h) bendindeki “..veya her iki ortağın da mühendis olup %50-%50 ortak olduğu tüzel kişiler tarafından da kullanılabilir” ibaresinin 10.07.2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilerek iptal kararının yürürlüğünün 10.01.2014 tarihine bırakıldığını, anlaşma süresinin bitmesi ve iptal kararı üzerine müvekkili şirketin anlaşmanın kendiliğinden uzayacağını düşünerek yine toplam 44.160,00 TL ödemeyi davalıya yaptığını, bu bedellerin davalı taraftan iadesinin istendiğini ancak, herhangi bir ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli olmayan Mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde, “yasa ve yönetmeliklerde yapılacak olan herhangi bir değişiklik ile mezuniyet belgesinin kullanımına imkan kalmaz ise şirket herhangi bir hak talep etmeyecektir” denildiğini, davacının bu sözleşme maddesine aykırı olarak dava açtığını, ödendiği iddia olunan 40.000,00 TL’nın de ödenmediğini, bu nedenle sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, davacı tarafın sözleşmenin uzatılmasını talep edince de 20.04.2016 tarihine kadar uzatıldığını, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve alacağına hak kazandığını, halen de davacıdan 40.000,00 TL alacağı bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafından davalıya ödendiği bedelin iadesine yönelik başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile icra inkar tazminati istemine ilişkindir.
Dosyanın Ankara … Asliye hukuk Mahkemesinin …. karar sayılı görevsizlik kararı ile Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği görülmüştür.
Davacı şirket yer mahkemesine talimat yazılarak dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defter ve kayıtlarında akdi ilişkinin ne şekilde yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, ticari defterlerinde uyuşan ve uyuşmayan kayıtların neler olduğu, ve mahkemece yapılan uyuşmazlık tespiti çerçevesinde rapor tanzimi istenilmiş olup, 30/10/2019 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Bilirkişi raporu davacı şirket eski muhasebecisi tarafından düzenlendiği anlaşıldığından ilgili rapor dikkate alınmamış ve hükme esas alınmamıştır.
Van ATM’ye yeniden talimat yazılarak davacı defterleri ve tüm dosya kapsamındaki belgeleri inceleyerek takdiri Mahkememize ait olmak üzere var ise davacı alacağının tespiti için dosyanın mali müşavir ve nitelikli hesap bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir. 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacı şirketin dava konusu işlemlerin olduğu 2013 ve 2014 yılma ait yasal defterlerin açılış tasdiklerine ait bilgilerin yevmiye defterinin açılış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde yapılmış olduğu; Şirketin 2013 ve 2014 yılına ait yevmiye defterinin Türk Ticaret Kanununun ilgili hükmü gereğince yeni senenin içindeki sürenin altıncı ayına kadar notere yaptırılması gereken kapanış (Görülmüştür Şerhi) tasdikinin yapılmış olduğu; bu sebeple davalı şirketin 2013 ve 2014 yılına ait ticari defterlerinin T.T.K. hükümlerine göre sahibi lehine kesin delil olma vasfına haiz olduğunin anlaşıldığını, …’ın şirkette 02.05.2013 ile 09.09.2014 tarihleri arasında ortaklığı bulunduğu, dosyada 12.03.2014 tarihli … ait ödeme dekontu, …. Bankasına ait 03.05.2014 tarihli 24.000,00 TL tutarlı çek olmak üzere Davalı …’a toplam 44.160 TL ödemenin yapıldığının görüldüğü belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki hizmet sözleşmesine ilişkin ödediği bedelin iadesi için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında yetkiye, borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu, takip dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüklerine gönderildiği ve borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği görülmüştür. Somut olayımızda uyuşmazlığın; davacının “hataen” davalıya ödediğini iddia ettiği bedeli davalıdan tahsili isteminin yerinde olup olmadığı hususuna ilişkindir. Taraflar arasında 01/04/2014 tarihli sözleşme akdedildiğine yönelik ihtilaf bulunmamaktadır. Davacın ticari defterlerine göre davacının davalıya toplamda 44.160 TL ödeme yaptığı, diğer ödemelere ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. Maddesine göre yasa ve yönetmelikte yapılacak değişiklikte şirketin herhangi bir hak talep edemeyeceği düzenlemesinin yer aldığı, sözleşme serbestisi çerçevesinde tarafların sözleşme akdettiği, davalının hata ile ödeme yaptığı iddiasının yerinde olmadığı ve Mevzuatta yapılmış/yapılacak değişiklikte davalıya atfetilecek bir kusur bulunmayacağı ve davalının sebepsiz zenginleştiği iddialarına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine, davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden davalının da kötüniyet tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 251,61- TL harçtan mahsubu ile artan 192,31-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 6.540,80- TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza