Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/972 E. 2023/168 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2018/972 Esas
KARAR NO : 2023/168

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1-Kendi adlarına asaleten kısıtlı/küçük
… (TC No:…) adına velayeten; …
2- … – … – …,
3- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. …
Av. …
FERİ MÜDAHİL : …
DAVA : Tazminat(Maddi ve Manevi)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’ın ileri bir yaş olan 33 yaşında gebe kaldığı için gebelik takiplerini düzenli yaptırıp ve düzenli olarak muayene ve kontrole gitmiş olduğunu ancak davacı …’ın davalının sigortalısı Dr. … ‘e tüm gebeliği boyunca defalarca muayene edilmiş olmasına rağmen , müşterek çocuk Umut ‘nın down sendromlu olup olmadığının tespit edilmesi ve tespiti halinde istenmeyen gebeliği sonlandırabilmek mümkün iken bu imkandan davalının sigortalısı Dr. … ‘in tıbbı özen eksikliği nedeniyle yararlanılmadığını, hamileliğin ilk günüden itibaren düzenli takibe gidilmesi ve gebeliği takip eden doktorların uzman olmasına rağmen davacı … ‘in 33 yaş gibi ileri bir yaşta gebe kalması nedeniyle down sendromu gibi genetik hastalık riskinin çok artış gösterdiği bilinen bir tibbi gerçekken Dr. … ‘in tıbbı özen eksikliği nedeniyle aile küçük Umut’un Down Sendromlu olarak doğacağından haberdar olamamış ancak doğumdan sonra yapılan testler sonucu Down Sendromu tanısı konabildiğini, davacı …’ın takiplerini ve doğumunu Dr. …’e yaptırdığını ve ancak müşterek çocuk davacı … ‘un 05.05.2014 tarihinde down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, müvekkili küçük Umut için 1.000 TL işgöremezlik-maddi tazminat (bakıcı ücreti dahil) 50.000 TL manevi tazminat, Anne Nesrin için 50.000 TL manevi tazminat, baba Orhan için 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere, toplam 151,000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle zamanaşımı itirazları gereği davanın reddi gerektiğini, öte yandan, HMK md.64 vd. gereği müvekkil hekim yönünden feri müdahale taleplerinin kabulüne, dava konusu gebelik takibinin 2 yıllık haksız eyleme dayalı tazminat talebine ilişkin zamanaşımından önce gerçekleşmiş olduğundan ve her halükarda haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davalı … şirketinden “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçe” kapsamında maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkindir.
İhbar olunan …’in davalı yanında feri müdahil olarak kabulüne karar verilmiştir.
Davacı … ve Nesirn Kabak’ın sosyal ve ekonomik durumuna yönelik rapor tanzimi için ilgili kolluğa müzekkere yazılmıştır. Gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı … şirketine müzekkere yazılarak Dr. …’in Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden bir suretin gönderilmesinin istenmesine karar verilmiştir. Gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Bursa Zübeyde Hanım Doğumevi Hastanesi’ne ve Bursa Şevket Yılmaz Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak davacı …’ın 2013-2014 yıllarında tedavisine ilişkin hasta evraklarının celbine karar verilmiştir. Gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı …’a ait Uludağ Üniversitesi’nden alınan engelli sağlık raporunun gönderilmesi yönünde müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı …’ın Down Sendromu nedeniyle maluliyetinin tespiti ve bakıcı ihtiyacı olup olmadığına yönelik rapor tanzimi için müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; ilgilinin engellilik oranın %28,2 olduğu ve sürekli olarak bakıcı ihtiyacı bulunduğu belirtilmiştir.
Dosyanın konusunda uzman kadın doğum uzmanı , çocuk sağlığı uzmanı ve sağlık konusunda uzman hukukçu bilirkişilere tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere,sağlık hizmeti veren doktorun davaya konu vaka ile ilgili kusur durumunun tespitinin yapılması istenilmiş gelen bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; Dosya içeriğinde; davacı …’ın davalı doktor tarafından ilk muayene tarihinin, gebeliğin başından itibaren olmadığını, 17.12.2013 tarihinde ve o sırada gebeliğin 19 hafta 6 gün üzerinde olduğunun anlaşıldığı, bu tarihin, Down Sendromu tarama testinin yapılabileceği tarihten sonraki tarih olduğunu, tarama testlerinin yapılabileceği tarihten sonra şüpheli veya riskli durum olursa tarama testinin anlamı olmadığından invazif girişim (Amniosentez) yapılabileceğini, (Tıbbi Bilgi III) Böyle bir invaziv girişime endikasyon (=Tıbbi gereklilik) oluşturabilecek şüpheli veya riskli herhangi bir majör anomali, değişik radyoloji uzmanları tarafından yapılan ultrasonografilerde tarif edilmediğini, davacı …’ın epikriz raporlarında ve hikayesinde, Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlığının, Sağlık Bakanlığımızın belirlediği, uluslararası rehberlerin kabul ettiği Yüksek Riskli gebelik sayılabilecek herhangi bir risk faktörü bulunamadığını, davacının ilk muayenesi olan 17-12-2013 te, 32 yaşında olduğunu, (Doğum tarihi= 01.04.1981) güncel tıbbi bilgilere göre yüksek riskli gebeler grubunda olmadığını, hastanın verdiği tıbbi bilgilerinde, muayenelerinde ve ultrasonografilerinde olmayan bir riskin değerlendirmesi için aydınlatılmış onamın beklenemeyeceğini, aydınlatılmış onamın, yapılacak bir işlem öncesi hastayı veya vasisini bilgilendirmek amaçlı olduğunu, muayene için onam alınamayacağını, muayeneye gelmek zımni onam olduğunu, güncel tıbbi bilgiler ve literatür ışığında; dosya içeriğine göre, sağlık hizmeti veren doktorun davaya konu vaka ile ilgili kusuru olduğunu gösterir bir bulguya rastlanmamış olduğu kanaatine varılmıştır.
20.07.2010 yürürlük tarihli Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında; bu sigorta poliçesinin 1219 sayılı Kanunun Ek 12. maddesi çerçevesinde, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçe kapsamındaki mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak, sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine, bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlayacağı düzenlenmiştir.
Hekim ile hasta arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayalı olup, uyuşmazlığın temelini teşhis ve tedavi hizmetini üstlenen doktorun bu kapsamda mevcut sorumluluğu ve özen borcu oluşturmaktadır. Buna göre vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilememesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. Doktor hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlarda bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. 04.04.1997 tarihinde imzalanan ve 09.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Biyotıp Sözleşmesi, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanununun 59/g maddesi uyarınca çıkarılan Hekim Etiği Yönetmeliği ile Hasta Hakları Yönetmeliği hükümlerinde de belirtildiği üzere, hasta tıbbi müdahaleyi gerçekleştirecek hekim tarafından tıbbi müdahale konusunda bilgilendirilmelidir. Bu kapsamda sağlık hizmetinin verilmesinde tıbbı gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakımı özenle yapma görevi hekime ait olup, hastanın uygulanan ve diğer tanı, tedavi seçenekleri ve bu seçeneklerin getireceği fayda ve riskler ile hasta sağlığı üzerindeki muhtemel etkileri, komplikasyonları ve reddetme durumda ortaya çıkabilecek muhtemel fayda ve riskleri konusunda bilgi edinme hakkı bulunmaktadır. Hastayı bu şekilde aydınlatma yükümlülüğü bulunan hekim, bu yükümlülüğünü mevzuata ve usule uygun şekilde yerine getirdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Özetle, hekim görevini özenle yerine getirmeli ve hastanın bilgi alma hakkı kapsamında onu aydınlatmalıdır.
Dava konusu eylem aynı zamanda görevi ihmal suçunu da oluşturabileceğinden, dava tarihi itibariyle ceza zamanaşımı süresi dolmamış olduğundan davalının zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, davacılardan …’ın 2013-2014 yıllarındaki hamileliği sırasında dava dışı kadın doğum uzmanından aldığı sağlık hizmeti sırasında doktorun tıbbi uygulama nedeniyle herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığının davacı …’ın hamilelik süresinin tamamının doktor … tarafından takip edilip edilmediği,davacılardan …’ın Down Sendromlu doğmasından önce doktorun aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğini, davacıların davacı …’a yönelik işgörememezlik ile bakıcı ücreti tazminatı ve manevi tazminatın “tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçe” kapsamında davalı … şirketinden talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Somut olayımızda davacı …’ın doğum öncesi ve sonrasında gerekli tetkiklerinin yapıldığı, ilgili tetkiklere dair bilgilendirildiği, küçük …’ın engel oranı sabit ise de; doktor tarafından yapılan ilk muayene tarihinin, gebeliğin başından itibaren olmadığı, muayene tarihinde gebeliğin 19 hafta 6 gün üzerinde olduğunun anlaşıldığı, bu tarihin, Down Sendromu tarama testinin yapılabileceği tarihten sonraki tarih olduğu, dava dışı hekimin dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, atfetilecek bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 335,85-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Maddi tazminat yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 1.000-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
4-Manevi tazminat yönünden Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
– Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza