Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/966 E. 2021/97 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2018/966 Esas
KARAR NO : 2021/97

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının birlikte işlettikleri … Çocuk Gelişim ve Öğr. Ltd. Şti.’nden davalının %51 oranındaki hissesini davacıya devrederek ayrıldığını, ilgili hisse devir sözleşmesinin 15/03/2018 tarihinde akdedilğini, sözleşmede davalı, ailesinden yada yakınlarından birisinin 31/12/2018 tarihine kadar şirketten herhangi bir öğrenci ya da öğretmen götürmeyeceği, aksi takdirde 30.000 TL cezai şart ödeneceğinin düzenlendiğini, davalının 22 öğrenci ve … adlı öğretmeni beraberinde çalıştığı … adlı okula götürdüğünü, davalının taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesinin 3. maddesine göre okulun o dönem için uhdesinde bulunan öğretmen ve öğrencilerin davalının ilişkili olduğu başka bir kuruma yönlendirerek sözleşmenin cezai tazminat öngören 3. maddesini ihlal ettiğini, davacı zararlarının cezai tazminat kısmı ile sınırlı kalmadığını, davalının bilinçli ve kasıtlı eylemleri ile bu zararın artmasına neden olduğu; davalının haksız ticari faaliyetleri nedeniyle davacının 3. maddede belirlenen tazminat miktarını aşan maddi zararların doğduğunu belirterek 40.000 TL’ nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının Devir Sözleşmesine aykırı hiçbir eyleminin olmadığını; şu an çalışmakta bulunduğu … Anaokulu’nun … adlı kişiye ait olduğunu ve davalının orada bir çalışan olduğunu, … … Anaokulunun devir tarihinin 15.03.2018 olan sözleşme tarihi olmadığı; bunun yerine Noter Onay tarihi olan 20/03/2018 tarihi olduğu, dolayısıyla Noter Onay tarihi olarak kabul edilmesi gereken devir tarihinde … isimli öğretmenin … … Anaokulunun bir çalışanı olmadığı ve Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında yer almadığı, davalı Müvekkilenin … … Anaokulu ile ortaklığı bittikten sonra hiçbir veliye/öğrenciye veya öğretmene yönlendirme yapmadığını; bir öğretmen gelmesi ile 22 öğrenci/velinin davalının yeni işyerine kayıt yaptırmalarının tamamen kendi istek ve arzularıyla gerçekleştiğini, hiçbir veli/öğrenci veya öğretmen zorla bir kuruma götürülmediğini, devir sözleşmesinde yer alan “yönlendirme” veya “götürme” eylemlerinin kesinlikle gerçekleşmediğini devir sözleşmesinin 3. maddesinde yer alan cezai şartın koşullarının gerçekleşmediğini ve davacının iddia ettiği cezai şartı aşan zararlarının ortaya çıkmasında davalının herhangi bir sorumluluğunun ya da kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan hisse devri sözleşmesi ve taahhütnamesi uyarınca davalının sözleşme ve taahhütnameyi aykırı davranıp davranmadığı sözleşmeye aykırı davranma hali var ise cezai şart alacağı şartlarının oluşup oluşmadığı, cezai şart bedelini aşan bir zarar bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir.
MEB, Özel … …. anaokulu ile … anaokuluna( ….) müzekkere yazılarak 15/03/2018- 31/12/2018 dönemine ait kayıtlı öğrenci bilgilerinin kayıt ve ayrılma tarihleriyle birlikte mahkememize gönderilmesi istenilmiş cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyasında 3. ve 4. celselerinde taraf tanıkları dinlenmiş olup, taraf vekillerinin tanık beyanlarına karşı beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.(Her ne kadar 10/12/2019 tarihinde dinlenen tanıkların davacı tanığı olduğu belirtilmiş ise de sehven davacı tanığı olarak yazıldığı, dinlenen tanıkların davalı tanığı olduğu anlaşılmıştır.)
MEB ‘e, Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … … anaokula 2018 yılı tüm aylarına ait resmi aylık öğrenci ücret bilgilerinin Mahkememize bildirilmesi istenilmiş, gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları karşılar rapor tanzimi için dosya nitelikli hesap bilirkişiye tevdi edilmiştir. 29/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından Hisse Devir Sözleşmesinin 3/11. maddesinin bir öğretmen ve 22 öğrenci transferi sebebiyle 23 defa ihlal edildiği; ancak davacının rekabet yasakları ihlallerine istinaden öğretmen için bir ve öğrencilerin tamamı için de bir olmak üzere, sadece iki cezai şart tazminatı talebinin olması sebebiyle toplam cezai şart tazminatının toplam 60.000,00 TL olarak hesap edildiği; davacının cezai şart tazminatını aşan zararı olarak sektör ortalaması dikkate alınarak % 2,5 faaliyet karlılığı üzerinden hesaplanarak; toplam 6.366 TL ek zararın ortaya çıktığı; cezai şart alacağı ile bunu aşan zararların toplamı olan 66.366,00 TL tazminata ilişkin avans faizi olarak da 16.531,95 TL faiz hesap edildiği; netice itibarıyla sözleşmeden kaynaklı cezai şart tazminatı, bunu aşan zararlar ve bunlara yürütülecek avans faizleri olarak yapılan tüm hesaplamaların yürütülerek 82.897.95 TL olduğu belirtilmiştir. Taraf vekillerinin itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilerek 20/08/2020 tarihli ek bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Davacıda bulunupta davalıya geçen öğrencilerin ilgili işletmelerden ayrılmasaydı, davacının bu öğrencilerden var ise elde edeceği kar, işletmenin hacmi gözetildiğinde kararlaştırılan cezai şartın fahiş olup olmadığının tespiti ve taraf vekillerinin itirazlarını karşılar TBK 179. ve devamı maddelerini, dosya kapsamında alınan rapor ve ek raporu da irdeler rapor tanzimi için dosyanın nitelikli hesap ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdiine karar verilerek 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
2.Bilirkişi Raporunda Özetle; davacının, kendi işletmesinden ayrılarak davalıya geçen öğrencilerin ayrılmamış olması halinde, davacının bu öğrencilerden elde edeceği kar miktarının 7.866,62 TL olarak hesaplandığı, işletmenin hacmi gözetildiğinde kararlaştırılan cezai şart miktarının 30.000 TL olduğu ancak bunun fahiş olup olmadığı hususunun takdirinin Mahkemeye ait olduğu, TBK 179 ve devamı maddeleri, dosya kapsamında alınan rapor ve ek raporun da irdelenmesinde 29.05.2020 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmenin 3/2 madde hükmünde her bir öğrenci için ayrı ayn cezai şart öngörülmediği halde, ayrı ayrı cezai şart miktarı öngörülmüş gibi sözleşme yorumunun yanılgılı olduğu, bu konuda davalı vekilinin itirazlarının isabetli olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda isabetli olarak davacının 22 öğrenciden 2018 yılı sonu itibariyle ücret geri ödemeleri dahil brüt 314.665 TL gelir hesaplandığı, sektör faaliyet karlılık oranının %2,5 olduğu gözetildiğinde, davacıdan davalıya geçen öğrencilerin ilgili işletmelerden ayrılmasaydı, davacının bu öğrencilerden elde edeceği kar miktarının (314.665/100×2,5=) 7.866,62 TL olduğu, hesaplanan bu miktarın davacının kar kaybı ve geri ödemeden kaynaklanan zararı olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3/2 maddesi çerçevesinde B.K 180/11 maddesi göz önüne alındığında davacının bu öğrencilerden elde edeceği kar miktarı olan 7.866,62 TL, cezai şart miktarı olan 30.000 TL’yi aşmadığından davacının talep edebileceği nihai tazminat miktarının dava tarihi olan 28.12.2018 tarihi itibariyle 30.000 TL olduğu belirtilmiştir.
…. Çankaya-ANKARA adresinde kurulu bulunan … Çocuk Gelişim ve Eğitim Öğretim Ltd. Şti.nde bulunan …’e ait 204 pay karşılığı %51 şirket hisselerinin tamamı, 90.000,00 TL bedel karşılığında, şirketin diğer ortağı …’e devredilmiştir.
Taraflar arasında 15.03.2018 tarihinde imzalanan Hisse Devir Sözleşmesinin üçüncü maddesi ikinci fıkrası;“Devir tarihinde şirketin 36 adet kayıtlı öğrencisi ve 7 adet öğretmeni olup, Devir edenin kendisi, kendisi gibi ailesinden, yakınlarından, tanıdıklarından ve arkadaşlarından herhangi bir kişi 31.12.2018 tarihine kadar şirketten (anaokulundan) her hangi bir öğrenci veya öğretmen götüremeyecek ya da başka bir kurama yönlendirmeyecektir. Eğer devir eden 31.12.2018 tarihine kadar devredenin kendisi gibi ailesi, tanıdık veya yakınlarından herhangi birisinin Şirketten (okuldan) her hangi bir öğrenci veya öğretmeni götürmesi veya başka bir kuruma yönlendirmesi halinde devir eden devir alana 30.000- TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”şeklindedir.
Sözleşmede yer alan ceza koşulunun zararla ilişkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 180/2. maddesine göre: alacaklının uğradığı zarar, kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez. Davalının gerçekleştirdiği kabul edilen haksız rekabet esasen cezai şarta hükmedilmesinin de koşuludur. Yargıtay 11.H.D.nin 04/07/2014 tarih ve 2014/8593 E-12887 K. Sayılı kararı; “…(818 sayılı) Borçlar Kanunu’nun 158 nci maddesinde düzenlenmiş olan cezai şart hükümlerine göre, cezai şart, geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi durumunda borçlunun ödemesi gereken ve alacaklıya ispat yükü olmadan zararını alabilme imkanını sağlayan fer’i nitelikte bir edimdir. Anılan maddede üç farklı cezai şart düzenlenmiş olup bunlar; seçimlik cezai şart, ifaya eklenen cezai şart ve son olarak ifayı engelleyen cezai şart bir başka deyişle dönme cezasıdır. Borçlar Kanunu’nun 159. maddesinin birinci fıkrasında ise “alacaklı zarara düçar olmasa bile ceza lazım olur” denildikten sonra ikinci fıkrasında borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının uğradığı zarar, kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklının aradaki farkı da isteyebilmesi borçlunun kusurlu olduğunu kanıtlamasına bağlıdır denilmiştir. Davacının cezai şartı aşan bir zarar talebinde bulunabilmesi ancak BK’nun 159 maddesindeki şartlara bağlıdır… davacı tarafça cezai şartı aşan bir zararın varlığı iddia ve ispat olunamadığına göre mahkemece anılan yasa hükümleri nazara alınmadan cezai şart dışında ayrıca tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Borçlar Kanunun 179.maddesi; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi İfa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde İfa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da İsteyebilir.Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili oiduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Yargıtay kararında geçen 818 sayılı BK 158 ve 159..maddelerinin 6098 sayılı TBK’daki karşılığı yukarıda belirtilen 179 ve 180. maddeler olup aynı esasları ihtiva etmektedir. Rekabet yasağına aykırılık koşulları, haksız rekabet ile aynı mahiyette olduğundan, davacı firma cezai şartın bir unsuru olan haksız rekabetin gerçekleşmesi durumunda cezai şartı aşan bir zararın varlığı iddia ve ispat edilemediğine göre, sadece cezai şartı talep edebilir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında hisse devir sözleşmesi akdedildiğine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın davacının cezai şart bedeli ve aşan kısmı tazmini isteminin yerinde olup olmadığı, davalının hisse devir sözleşmesindeki cezai şart düzenlemesini ihlal edip etmediği, sözleşmede birden fazla cezai şarta hükmedilmesine ilişkin düzenlemenin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir. Usul ve yasaya uygun, hüküm kurmaya elverişli 11/12/2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Somut olayda gelen müzekkere cevapları tanık ifadelerine göre Hisse Devir Sözleşmesi tarihinden sonra … … Anaokulu’nun bir çalışanı ile 22 öğrencisinin Davalı’nın çalıştığı Kuruma geçtiği görülmüştür. Sözleşmenin cezai şartı düzenleyen 3. Maddesinde 30.000 TL olan tek bir cezai şartın belirlendiği ve bunun kişi sayısı arttıkça artmayacağı ve tek bir ihlalin söz konusu olduğu, davacı dava dilekçesinde hem ceza koşulu olan şimdilik 30.000 TL’yi hem de şimdilik 10.000 TL tazminat miktarı talebinde bulunmuş ise de; ilgili okuldan bir öğretmen ve 22 öğrencinin diğer okula geçişi ile ilgili kişiler gitmemiş olsaydı 7.866,62 TL kar elde edileceği, bu meblağın cezai şart miktarı olan 30.000 TL’yi aşmadığı, ilgili işletmenin hacmi gözetildiğinde kararlaştırılan cezai şart miktarının fahiş olmadığı anlaşıldığından 30.000 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 30.000 TL’nin dava tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 2.049,30-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 683,10-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.366,20-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 4.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 683,10-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 719,00TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 2.700,00-TL Bilirkişi ücreti, 161,30-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.861,30-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.145,98-TL lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalının yapmış olduğu 50-TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirlmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza