Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/951 E. 2021/120 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2018/951 Esas
KARAR NO : 2021/120

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde, davalı-borçlunun itirazları üzerine takip durdurulduğunu, davalı-borçluya karşı yapılan takibin konusu olan alacağın davacı şirket ile davalı arasında akdedilmiş olan 25.11.2014 tarihli proje danışmanlık hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişkiye dayanmakta olduğunu, davalının itirazında; borca ve tüm ferilere itiraz ettiğini, takibe yaptığı itirazn haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iptalinin gerektiğini, fazlaya ve sair konulara dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile davalı-borçlunun; takibe, borca, tüm ferilere, faize, faiz oranına, ödeme emrine itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalı-borçlu aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında aktedilen proje danışmanlık hizmet sözleşmesi uyarınca davacının bakiye alacağın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile icra inkar istemine ilişkindir.
… Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının celbi sağlanmış olup icra takip dosyası fiziki olarak dosyamız arasına alınmıştır. Takip dosyasını incelenmesinde davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 13/06/2016 tarihinde 25/11/2014 tarihli sözleşme dayanak gösterilerek takip başlatıldığı ve borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davacıya 25/11/2014 tarihli proje danışmanlık hizmet alım sözleşmesini, proje başvuru formu ve yatırım işletme planını sunması için 2 haftalık süre verilmiş olup 08/02/2019 tarihinde ilgili belgeler sunulmuştur.
Sinop Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından davalı tarafın Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programını (KKYDP) uyarınca hak kazındığı hibe işlemlerine dair proje ve dosyanın kül halinde mahkememize gönderilmesi istenilmiştir ve 25/09/2019 tarihli cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Sinop Nöbetçi ATM’ye talimat yazılarak davalı tarafa HMK. 222. maddesi gereğince akdi ilişkinin başından itibaren defter ve kayıtların talimat mahkemesine sunmaları yönünde 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde sunulmaması halinde karşı yan usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlara göre karar verileceği, defter ibrazından kaçılmış sayılacağının talimat mahkemesince davalıya çıkartılacak davetiyede belirtilmesine ve ihtarına karar verilmiş olup, Talimat Mahkemesince verilen cevapta; davalı tarafın ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Dosyanın konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere varsa davacının talep edeceği alacağın tespitinin yapılması istenilmiş, 07/02/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle; 328.640,00 TL Hibe Tutarının X%3=9.859,2 TL olacağı, davacının bu hizmetine karşılık 2 adet toplam da 9.859,19 TL KDV dahil tutarlı faturaları düzenlediği. düzenlenen faturalara karşılık 07/07/2015 tarihinde 30/11/2015 vadeli 5.000,00 TL çekin davacıya verildiği, ve bu tarihte davalının 70,41 TL alacaklı duruma geçtiği, davalı adına ikinci fatura Seri A Sıra No:196633 nolu faturanın 01/12/2015 tarihinde KDV dahil 4.929,97 TL olarak düzenlendiği, bu tarihte davalının davacıya bakiye borcun 4.859,19 TL olduğu, 13/06/2016 takip tarihinde davalının davacıya bakiye borcun 4.859,19 TL olduğu, 27/12/2018 dava tarihinde davacı talebinin asıl alacak yönünden 4.859,19 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi ek rapor için bilirkişiye tevdii edilerek davacının sunmuş olduğu sözleşme ve ekleri ile Sinop İl müdürlüğünden gelen müzekkere cevapları karşılaştırılarak davalının davacı tarafından verildiği iddia edilen danışmanlık hizmeti ile başvusunun gerçekleşip gerçekleşmediği sözleşme akdedilip akdedilmediğinin tespit edilmesi istenilmiş, 23/12/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Ek bilirkişi raporunda özetle; davalının davacı tarafından verildiği iddia edilen danışmanlık hizmeti ile başvurusunun gerçekleştiğini, sözleşmenin 05/06/2015 tarihinde davalı ile dava dışı Bakanlık adına Sinop İl Müdürlüğü arasında yapıldığını, talep edilen 328.100.00 TL hibe tutarının 28/12/2015 tarihinde ödemesinin yapıldığı belirtilmiştir.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri müddeasını ispata mecburdur. Bu hüküm,“bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesine göre;
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi gereğince usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtları sahibi lehine delil teşkil edebileceği gibi, aleyhine de delil teşkil edebilir. Buna göre davacı yan kendi iddiasını ispatlamak için kendi ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, ticari defterlerindeki kayıtlar kendisi aleyhine delil oluşturacak nitelikte olabilir.
Faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerekir ve öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının gözönünde tutulması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarındaki hizmet sözleşmesine dayalı bakiye alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlunun takip dosyasında borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu görülmüştür. Somut olayımızda gelen müzekkere cevapları ve bilirkişi raporunda davacı tarafından hizmet sözleşmesine istinaden edimin yerine getirildiğinin görüldüğü, davalının ihtaratlı davetiyeye rağmen defter ibrazında bulunmadığı, 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile değişen HMK 222. Maddesine göre taraflardan birinin defter ibraz etmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerin lehine delil kabul edileceği anlaşıldığından tarafların arasındaki hukuki ilişkinin varlığı ve hizmetin ifa edildiği davacı tarafından ispat edilmiştir. Davalı tarafından davaya konu bakiye borcun ödenmediği görülmüştür. Ödemeye yönelik ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlu bakiye borcun ödendiğine dair belge ibraz etmemiştir. Sunulan bilirkişi kök raporunun ve ek raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle söz konusu rapor hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından hizmet sözleşmesine dayalı başlatılan takipte, takibe konu 4.859,19 TL bedelin davalı tarafından ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile , takibin 4.859,19 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve alacak miktarının likid olduğu anlaşılmakla davacının tazminat talebinin yerinde olduğu görülerek hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KABULÜ ile davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile , takibin 4.859,19 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Hükmolunan 4.859,19 TL’nin %20’si olan 971,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 331,94-TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 58,69-TL harcın mahsubu ile kalan 273,25- TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 94,59-TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 174,6-TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 700- TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 874,6-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda dava konusu miktarı itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 09/02/2021
Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza