Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/890 E. 2021/33 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2018/890 Esas
KARAR NO : 2021/33

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: davacı şirketin davalı bankanın … kurumsal müşterisi olduğunu, davacı şirketin yetkilisi …’in, 19.09.2018 tarihinde http://www…com adresindeki internet sitesine girerek işlem yapmak istediğini ancak üye bilgilerini girdikten sonra internet sayfasının kendiliğinden kapandığını, sistemsel bir sorun olduğunu düşünen davacı şirket yetkilisinin, sahte bir siteye yönlendirildiğini fark etmediğini, daha sonra davacı şirketin hesabına bakıldığında şirket hesabından herhangi bir yetkilinin izni olmaksızın birçok mükerrer işlemin yapıldığının fark edildiğini, davacı şirkete ait … hesabının yetkisiz 3. şahısların eline geçtiğinin anlaşıldığını, söz konusu şirket hesabını ele geçiren dolandırıcılar tarafından hesaba derhal 25.000 TL ek para tanımlandığının görüldüğünü ve bu miktarın da birkaç farklı … hesabına gönderilmesi sureti ile davacı şirketin toplamda 25.020,00 TL borçlandırıldığının ve zarara uğratıldığının tespit edildiğini, bu işlemlerin toplamda 45 dakika sürdüğünü ve 139 kez aynı tutarda (180 TL) paranın bir hesaba aktarılması sırasında davalı banka tarafından davacı şirket yetkililerine hiçbir uyarı yapılmadığını, davacı şirket hesabındaki olağan dışı hareketlere rağmen davalı banka tarafından hiçbir tedbir alınmadığını, davacı şirket yetkilileri tarafından davalı bankaya IU4Z1RRY6D ve IM23426166 takip kodu ile yapılan başvurulara davalı banka yetkilileri tarafından verilmiş olan yanıtlara göre ise, aynı gün ek para tanımlanması işleminin tamamen tesadüf olduğunun belirtildiğini, davacı şirketin … hesabı yetkisiz 3. şahısların eline geçtiğini, bu hesabın yetkisiz 3. kişilerin eline geçmesi hususunda davalı banka tarafından gerekli tedbirlerin önceden alınmadığını, davacı şirkete ait hesabın yetkisiz 3. kişilerin eline geçmesinden sonra yapılan 25.000 TL tutarında ek para tanımlaması işleminin onaylanması için davacı şirket yetkililerine ulaşılmadığını, bu işlemin ardından yetkisiz 3. kişiler tarafından davacı şirket hesabından ardışık 139 kez yapılan 180 TL tutarındaki olağan dışı para transferleri ile ilgili olarak davalı banka tarafından müvekkili şirketin yetkililerinin uyarılmadığını, bu olağan dışı para trafiği ile ilgili olarak davalı banka tarafından hiçbir tedbir alınmadığını belirttiği; izah olunan sebeplerden ve dahi yargılama sırasında rastlanabilecek diğer sebeplerden dolayı, davacının uğramış olduğu zararın fazlaya dair haklar saklı olmak üzere şimdilik 25.000 TL tutarındaki kısmının tespitine ve bu kısmın davalıdan tahsiline, işbu davadan doğan tüm masrafların ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının olayın akışı, dosya içeriği, hukuk, yasa, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesinin içtihatlarına aykırı olduğunu, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, iddia olunan harcamalardan müvekkilinin kazanım elde etmediğini, huzurdaki davanın işbu eylemlerden fayda sağlayan şahıs/şahıslara yönetilmesi gerektiğini, bildirilen numaralara 180 TL ederinde kontör yüklemesi yapıldığını, müvekkilinin, davaya konu olayda zarar veren taraf olmadığı gibi kazanım sağlayan taraf da olmadığını, bu davanın aleyhine neticelenmesi halinde hat sahiplerine ve ilgili operatörlere husumet yöneltileceğinden huzurdaki davanın ilgililere ihbarını talep ettiğini, yapılacak yargılama sonucunda haksız ve hukuka aykırı talepler içeren huzurdaki davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava; bankacılık işlemleri nedeniyle doğduğu iddia edilen zararın tazminine yönelik alacak davasıdır.
Dosyanın konusunda uzman bilişim uzmanı bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere tespitinin yapılması istenilmiş, 24/12/2019 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle: Davacı … firmasının, davalı …Ş. nezdinde … Subesinde TR… IBAN numaralı vadesiz hesabı olduğunu, Davacı firma anılan hesabından bilgisi ve rızası dışında işlemlerin gerçekleştiğini belirttiği; 19.09.2018 tarihinde saat: 11:53:32 den 12:35:50 ‘ ye kadar toplamda 139 adet 180 TL telefon hatlarına TL (kontör) yüklemesi yapıldığı, toplam işlem tutarın :25.020,00 TL olduğu, toplamda 46 adet hatta yükleme yapıldığı, bazı hatlara birden fazla yükleme yapıldığını, yapılan işlemlerin davalı Bankanın … olarak bilinen internet bankacılığı sistemi üzerinden Faturasız Hat Yükleme kısmında yapıldığı, tahsilatın vadesiz hesaptan yapıldığı, hesabın borçlandırıldığı (-) eksiye düştüğü, krediden kullanıldığı görüldüğü, davacının bahsettiği aynı gün 25.000, 00 TL’ lik ek para tanımlama işlemi hakkında dosyada herhangi bir bilginin olmadığı, davaya konu işlemlerin İnternet Bankacılığı aracılığıyla yapıldığı, işlem yapılan IP numarasının 5.24.243.86 olduğu, IP numarasının kime ait olduğu konusunda dava dosyasında herhangi bir bilgi bulunmadığı anlaşıldığını, davaya konu işlemlerin internet bankacılığı ile yapıldığı, davalı bankanın internet şube girişinde davacıya tek kullanımlık şifre gönderdiğini dair herhangi bir belge sunmadığının görüldüğünü, davacının davalı Banka internet bankacılığına giriş yaptığını sanarak dolandırıcıların hazırladığı siteye giriş yaparak, davacının şifrelerin dolandırıcılar tarafından elde edildiğinin değerlendirildiğini, davalı bankanın davaya konu işlemlerde, davacıya öncelikle internet bankacılığına giriş için tek kullanımlık SMS (veya OTP) şifresi gönderdiğini ispatlayamadığını, telefonlara TL yükleme işlemlerinde ek teyit için SMS mesajı göndermediğini, telefon ile teyit gibi önleyici mekanizmasını işletmediğini, yükleme işlemini fark ederek gerekli güvenlik ve önleyici tedbirleri almadığı şüpheli işlemleri fark etmediğini belirtmiştir.
Dosyanın bilirkişiye yeniden tevdii edilerek,davalı vekilinin itirazlarını karşılar ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, 24/22/2020 tarihli bilirkişi 2. ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi 2.Ek Raporunda Özetle: Davacı … firmasının, davalı … A,Ş. nezdinde … Şubesinde TR7I 0011 1000 0000 0078 1177 92 IBAN numaralı vadesiz hesabı olduğu. Davacı firma anılan hesabından bilgisi ve rızası dışında aşağıdaki işlemlerin gerçekleştiğini belirttiği; 19.09.2018 tarihinde saat: 11:53:32 den 12:35:50 1 ye kadar toplamda 139 adet 180 TL aşağıdaki telefon hatlarına TL (kontör) yüklemesi yapıldığı, toplam işlem tutarın .25.020,00 TL olduğu, Toplamda 46 adet hatta yükleme yapıldığı, bazı hatlara birden fazla yükleme yapıldığı, yapılan işlemlerin davalı Bankanın … olarak bilinen internet bankacılığı sistemi üzerinden Faturasız Hat Yükleme kısmında yapıldığı, tahsilatın vadesiz hesaptan yapıldığı, hesabın borç)andınldığı (-) eksiye düştüğü, krediden kullanıldığı görüldüğü, Davacının bahsettiği aynı gün 25.000, 00 TL lik ek para tanımlama İşlemi hakkında dosyada herhangi bir bilginin olmadığı, Davaya konu işlemlerin İnternet Bankacılığı aracılığıyla yapıldığı, İşlem yapılan IP numarasının 5.24.243,86 olduğu, IP numarasının kime ait olduğu konusunda dava dosyasında herhangi bir bilgi bulunmadığı, Davaya konu işlemlerin internet bankacılığı ile yapıldığı, Da vah bankanın Internet şube girişi için 09:02 de davacıya tek kullanımlık şifre gönderdiği, bu şifre ile giriş yapılarak açılan bu oturumda davaya konu İşlemlerin yapıldığı, Dava konusu olay davacının eylemleri açısından irdelendiğinde; Davacının dolandıncılarca hazırlanan sahte web sitesine bankacılık bilgilerini ve şifrelerini gerekli kontrolleri yapmadan girerek bunların dolandırıcıların eline geçmesine neden olduğu, bu açıdan davacının bilgilerinin gizliliğini sağlayamadığı, Dava konusu olay davalının eylemleri açısından irdelendiğinde; Dava konusu olayda ise davalı bankanın 139 işlemde 46 adet farklı hatta kontör yükleme işlemi için ve hesabın eksi bakiyeye düşmesinden dolayı fraud (dolandırıcılık), sıra dışı işlem olarak algılayacak güvenlik uygulaması yapmadığı İçin alınabilecek tüm önlemleri almadığı, Davalı bankanın, davalıya olaya dair bilgilendirme ve işlem kendine ait değilse bankayı araması şeklinde alternatif kanallarla (e-posta/SMS) uyan yapmadığı, bu açıdan davalı bankanın alınabilecek tüm önlemleri almamış olduğu, Davacının internet bankacılığı üzerinden 139 defa ve 46 adet farklı cep telefonu hattına ve uzun sürede yapılması ve internet bankacılığının tek otunjmda çok uzun süre açık kalması hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemlerin olağandışı vc şüpheli olduğu, davalı banka tarafından da bu şekilde değerlendirilerek ilave güvenlik süteeı uygulaması mümkün iken davalı bankanın Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğin “Güvenlik kontrol sürecinin tesis edilmesi ve yönetilmesi” başlıklı 26’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Banka, internet bankacılığı faaliyetleri kapsamında gerçekleşen sıra dışı vc şüpheli işlemleri tespit etmek için takip mekanizmaları kurar,” hükmüne aykırı olarak bir güvenlik süreci işletmemiş olduğu, örneğin davacıyı arayarak veya başka bir yöntemle açık onayım almadan işlemleri gerçekleştirilmesine izin verdiği için davab bankanın soz konusu tebliğ hükmüne aykırı davrandığı, güvenlik sürecinde zafiyet olduğu, davalı bankanın abnabilccek tüm önlemleri almamış olduğu; Kusur ve tazminat hesabı açısından; Davacının dava konusu işlemler nedeniyle 25,020,00 TL zararı bulunduğu, işbu rapordaki teknik değerlendirmelerimiz ışığında Sayın Mahkemece takdir edilecek davalı kusur oranının davacının toplam zararı ile çarpımından elde edilecek tutarın davacı tarafından tazminat olarak davalıdan talep edilebileceği, Davacının faiz istemine ilişkin takdirin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan ve hem mudileri hem de üçüncü kişileri koruyucu tedbirler almak ile yükümlü kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumundadırlar. Bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir (Battal, Ahmet; Güven Kurumu Nitelendirmesi Işığında Bankaların Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2001, s. 106). O hâlde, bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2’nci maddesi gereğince; tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle birer itimat kurumu olan bankaların, aldıkları mevduatları ve açtıkları çek hesapları ile çek hamillerini sahtecilere karşı özenle koruma yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir (Yılmaz, Süleyman; Hukuki Açıdan İnternet Bankacılığı, Ankara, 2010,
Güvenli bir internet bankacılık hizmetinin sunulmasında, böyle bir hizmetin alınmasında, normal bankacılık işlemlerindeki yükümlülüklerin yanı sıra hem bankanın hem de müşterinin üzerine düşen bazı ek yükümlülükler vardır. Bu bağlamda, internet bankacılığı hizmetini müşterilerine bankalar sunduğuna göre, bankaların internet bankacılığı sisteminin güvenliğine yönelik tüm tedbirleri almaları ve sistem hatalarını ve eksikliklerini gidererek sistemi bilinen en son teknolojik gelişmeye uygun hâle getirmeleri büyük önem taşımaktadır. Müşterilerin internet bankacılığını kullanmakta olması bankaların mevduatı koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı gibi, sorumluluğunu da hafifletmeyecektir.
Buna karşılık, hiç kuşkusuz, internet bankacılığı işlemlerinde müşteriler de kendilerinden beklenen her türlü tedbiri almak ve her türlü dikkat ve özeni göstermek zorundadırlar. Bu sebeple bilgisayarlarına başkalarının ulaşmasına imkan tanıyan her türlü gerçek ve sanal saldırıyı önleyici tedbirleri almaları ve bu konuda azami özeni göstermeleri gerekmektedir. Müşterilerin, internet bankacılığında kullanılmak üzere kendilerine verilen özel bilgilerini, banka ve kredi kartlarında olduğu gibi, üçüncü kişilerden özenle koruma ve saklama yükümlülüğü mevcuttur. Bu yükümlülüklerin ihlal edilmesi hâlinde müşterinin kendi kusurundan kaynaklanan bu durumun sorumluluğuna kusuru oranında katlanması gerekmektedir.
Bu itibarla, müşterinin internet dolandırıcılığı eyleminin işlenmesinde ve kişisel bilgilerinin kötü niyetli üçüncü kişilerin eline geçmesinde kusuru var ise 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesi gereğince bu kusur, müterafik kusur olarak değerlendirilebilecektir. Bu durumda banka, sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirememesinde kusurlu olmadığını 6098 sayılı TBK’nın 112. maddesi gereğince ispat etmek durumunda olup, ayrıca müşterisinin müterafik kusurunu da ispat etmekle yükümlüdür (Yasaman, Hamdi; Banka Hukuku, İstanbul 2013, C. II, s.105).
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ nin 24/10/2019 tarih, 2018/1591 Esas, 2019/1280 Karar sayılı ilamı; “Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. ( 4491 Sayılı Kanun ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi ). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.” şeklindedir.
Tarafların arasındaki sözleşme ilişkisi çerçevesinde zamanaşımı süresi dolmadan iş bu davanın açıldığı anlaşıldığından davalı tarafın zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı bankada bulunan hesabından internet bankacılığı yoluyla bilgisi dışında havale yapıldığını belirterek uğradığı zararın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı banka tarafından davacıya işlemler öncesinde tek kullanımlık şifre gönderildiği, davacı tarafın güvenli olmayan internet bağlantısına katıldığı, yapılan işlemlerin uzun bir süreçte gerçekleştiği ancak davalı bankanın bu süreçte herhangi bir müdahalesinin bulunmadığı, davalı bankanın sorumluluğu yanında davacının da müterafık kusurunun bulunduğu, dava konusu olayda her iki tarafın da yarı yarıya sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 12.500 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 853,88-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 426,94-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 426,94-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL Başvuru Harcı, 426,94-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 462,84TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 600,00-TL Bilirkişi ücreti, 106,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 706,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 353,25-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza