Emsal Mahkeme Kararı Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/862 E. 2021/100 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO : 2018/862 Esas
KARAR NO : 2021/100

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin veri güvenliği, proje yönetimi, eğitim, danışmanlık, bil. data, arşiv sistemleri vb. konular hakkında hizmet verdiğini, yazılım sektöründe birçok kamu kurum ve kuruluşun son derece kritik veri güvenliği ve veri depolama işlerinin hizmet sağlayıcısı olduğunu, davalılar …’in ve …’nin müvekkil şirket nezdinde yazılım departmanında genişletilmiş yetkileriyle görev yapmış olduklarını, davalılardan …’in, uzun bir süre firmaların … ihtiyaçlarını karşılamak üzere … ile entegre çalışan web tabanlı bir … ürününü davacı şirkette … imkanlarını kullanarak geliştirdiğini, geliştirilen bu … sisteminde kullanılan muhasebe sistemine entegre; stok yönetimi, teklif, sipariş, fiyat araştırması ve finans gibi firmanın gizli kalması gereken bilgilerini de takip ettiğini, ilerleyen süreçte, davalı …’in, müvekkili şirket bünyesinde yazılım ekibinin takım lideri olarak görevlendirildiğini, bu görevlendirmeden sonra kendi geliştirdiği ve sorumluluğundaki … sistemine ek olarak diğer firma ürünlerinin geliştirilmesinde ve ilgili ekiplerden sorumlu olduğunu, konumu gereği firmada geliştirilen her türlü yazılım teknolojilerine hakim olmakla birlikte yapılan işlemlerin birçoğunun davalının onayından geçtiğini, davalılardan …’nin, firmanın … teknolojileri ile araç takip ve telemetri sistemleri geliştirmek üzere, işbaşı yaptığını, müvekkili şirket bünyesinde araç takip sisteminin ara yüzü ekranlarının yapımını yerine getirdiğini, şirketin imkânlarını kullanarak elde ettiği geliştirmelerin ara yüzlerinin kritik bölümlerini müvekkili şirkete aktarmadığını, davalılar …’nin ve …’in sebepsiz sorunlar çıkararak tutulan tutanaklara istinaden işyerini terk ettiklerini, işveren tarafından haricen öğrenilen bilgilerle diğer davalı …nin faaliyetlerinin araştırıldığını, şirkete ait web sayfasının giriş ekranında şüpheye yer bırakmayacak biçimde müvekkil şirket bünyesinde çıkarılan …’ların kullanıldığı ve şirket ile aynı faaliyet alanında çalıştıklarının tespit edildiğini, davalıların Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil ettirilen … bilişim şirketinin faaliyetlerinin ürün geliştirmenin ötesinde, müvekkil şirket nezdinde ortaya çıkarılan ürünlerin benzerlerinin ortaya çıkartılması niteliğinde olduğunu, müvekkil şirket ile davalılar arasında akdedilen iş sözleşmesi gereği bu durumun rekabet yasağına ve gizlilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini, aynı zamanda bu durumun dürüstlük kurallarına aykırı bir şekilde ekonomik rekabetin kötüye kullanılması ve sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına geldiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 547 vd. maddeleri uyarınca davalılar … ve …’nin birer tacir yardımcısı olduğu ve 553. madde belirtildiği üzere tacir yardımcılarının rekabet etmeme yasağı bulunduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nda hizmet sözleşmeleri üst başlığı altında düzenlenmiş olduğu işçinin sadakat yükümlülüğü 396. Maddesi işçinin özen ve sadakat yükümlülüğünü düzenlediğini, davalıların tescil ettirmiş oldukları söz konu şirkete ait web sayfasının arayüzünde “isteğe bağlı olarak kullanılan ticari programa entegre oluyoruz. Benzer alt yapı ile B2B uygulaması sunuyor, bayileriniz ile olan işlem masraflarını düşürüyoruz. Çok yakında düşük maliyetli bulut … uygulamamız ile herkesi ticari uygulama sahibi yapıyoruz” şeklinde reklam ve tanıtım içerikleri yayınladıklarını, söz konusu tanıtım davalıların haksız rekabete ilişkin ihlalin gerçekleşmesine delil niteliğinde olduğunu, davalıların davacı şirkette çalıştıkları süre boyunca bulut sistemleri, veri güvenliği ve … konularında birden fazla … edindiklerini, bunları kullanarak müvekkil şirkette çalıştıkları tarih aralıklarında tescil ettirmiş oldukları …’ne ait web sitesinde bulunan ana sayfada davalılardan …’in eline ait olduğu bilinen görüntüden anlaşılacağı üzere müvekkil şirket nezdinde geliştirilen …’ı müvekkil firmaya ait olan … sisteminin kaynak kodlarına yüksek derecede benzerlik gösterdiğini, davalıların, davacı şirket ve çalışanlarını maddi ve manevi olarak büyük bir sıkıntıya düşürdüğünü, haksız rekabetin önlenmesi ve müvekkil şirketin uğramış olduğu zarar karşılığında şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi zararın davalılardan tahsilinin hasıl olduğunu, beyanla, yukarıda izah edilen sebeplerle, davanın kabulü ile, zararların artmasını önlemek amacıyla davalı şirket faaliyetlerinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi, haksız rekabetin önlenmesi ve müvekkil şirketin uğramış olduğu zarar karşılığında şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hukuka, kanuna ve gerçeğe tamamen aykırı olduğunu, davalı …’in iş sözleşmesi haksız yere fesih edilene kadar işini eksiksiz, özenle ve sadakatle yerine getirdiğini, müvekkilinin davacı iş yerinde bilgisayar mühendis-yazılımcı olarak görev yapmış olduğunu, kendisine yazılım takım lideri denildiğini, bu unvan için müvekkile ayrıca bir ücret verilmediğini, davalı …’in davacı şirkette genişletilmiş yetkilerle donatılmadığını, şirketteki konumunun sadece bilgisayar mühendisi-yazılımcı olduğu, şirkette geliştirilen her türlü yazılım teknolojilerine her şirket çalışanı kadar hakim olduğu, bu işlemlerin …’in onayından geçmediğini, bu yetkinin şirket ortağı/yetkilisi …’da bulunduğunu, …’nin iş sözleşmesi haksız yere fesih edilene kadar işini eksiksiz, özenle ve sadakatle yerine getirdiğini, bilgisayar mühendisi-yazılımcı sıfatıyla çalıştığını, davacı şirkette genişletilmiş yetkilerle donatılmadığını, şirketteki konumunun sadece bilgisayar mühendisi-yazılımcı olduğunu, davacı şirketin, davalıların sebepsiz sorunlar çıkartarak işyerini terk ettikleri beyanının gerçeği yansıtmadığını, müvekkillerinin davacı şirkette çalıştıkları süre boyunca ve sonrasında haksız rekabet etmediğini, işlerini sadakat, özen, iyi niyet ve eksiksiz şekilde ifa ettiklerini, …’e şirket yetkilisi-ortağı … tarafından kabulü mümkün olmayan davranışlar, sinkaflı sözlerle birlikte aylarca mobbing uygulandığını, iş akdine davacı şirket tarafından haksız yere son verilmeden önce, şirketten kovulduğunu, buna ilişkin olarak sözleşmenin haksız fesih edildiğinin tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin … Mahkemesi … E. Sayılı davanın derdest olduğunu, …’nin de şirket yetkilisi-ortağı … tarafından kabulü mümkün olmayan davranışlar, sinkaflı sözler nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle fesih etmek mecburiyetinde kaldığını, buna ilişkin olarak sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği ve işçilik alacaklarına ilişkin Ankara …. îş Mahkemesi …. E. Sayılı davanın derdest olduğunu, davacı şirketin, …’e 19.10.2018 tarihli cevabi ihtarnamesinde, “… geçen sene tarafınızca haksız rekabete aykırı kurulduğu bilinen ancak tarafınızca herhangi bir iş yapmadığınız ve yapmayacağınızı beyan ettiğiniz., .daha önce müvekkil şirket yetkililerine yanlış beyanlarınıza iyi niyet ile güvenildiğinde hata edildiği anlaşılmıştır.” şeklindeki beyanları davacı şirketin davalı …tan kurulduğu tarihten beri haberdar olduklarının kanıtı olduğunu, Davacı şirket tarafından … üretimi gibi bir durum söz konusu olmadığını, …’nin …’dan temin edildiğini, davacı şirketin kendi ürettiği herhangi bir ürünü veya ticari sır niteliğinde ürettiği herhangi bir kod yazılımının da olmadığını, davacı şirketin sadece …’yi gerekli ihtiyaçları ve taleplere göre uyarladığını, davalıların pazarladığı, sattığı, kiraladığı dahası üzerinde çalıştığı dahi hiçbir ürün veya daha önceden hiç bir gerçek ve tüzel kişi tarafından kullanılmış, yazılmış bir kodlarının olmadığını, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarından ve ekte sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere sadece yazılım danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkillerinin, davacı yanın ürettiğini iddia ettiği ürünlerin benzerlerini bir yana, hiçbir ürün üretmediğini, böylelikle olmayan ürünlerden herhangi bir kazanç elde etmediklerini, …’in, davacı şirkette çalışmadan önce … kurumsal ve … yazılım evi şirketlerinde çalıştığını, bu şirketlerin … yazılım firmasının iş ve çözüm ortağı olduğunu, bu nedenlerden davacı şirket … ile ilgili gerekli bilgileri davacı şirket bünyesine girmeden bilmekte olduğunu, bu yüzden davacı tarafından işe alındığını, davacı yanın üretmediği, sadece herkesçe bilinen ve kullanılan …’yi uyarladığı düşünülünce ortada ticari bir sır mevcut olmadığını, davacı şirketin yapmış olduğu entegre işi … firmasının internet sitesinde nasıl yapılacağına dair kamuya açık şekilde kullanılmak üzere kod örnekleri, videolar ve çeşitli araçların mevcut olduğunu, müvekkilinin … sistemini isteselerdi çok kolay şekilde satıcı firma olan …’dan diğer her gerçek ve tüzel kişi gibi temin edebileceğini, Davacı şirket bünyesinde herhangi bir ticari sır, üretim sırrı veya gizli iş haiz bir iş yapılmadığını, sadece uyarlama işi yaptığını, bu uyarlamayı ise müvekkillerin işe girmeden önce bildiğini ve bu yüzden istihdam edildiklerini, senelerce okul içi ve dışı eğitim aldıkları, aksine bir düşünce TBK 445/2 bakımından ekonomik geleceklerini hakkaniyete aykırı olarak sınırlandırılmış, dahası Anayasa’ca tanınmış çalışma ve yaşama özgürlüklerine halel getireceğini, Davacı şirketin, davalı …a ait olan internet sitesine ilişkin iddialarının doğru olmadığını, söz konusu internet sitesinin davacı şirketin internet sitesiyle hiçbir işlevsel, kendi, know-howlarına ilişkin benzerliği olmadığını, bilgisayar işiyle ilgilenen her internet sitesindeki benzerliklerden farklı bir durum söz konusu olmadığını, söz konusu internet sitesinde yapıldığı söylenen uygulamalar yapılmadığını, üretilmediğini, hiç bir gerçek ve tüzel kişi ile olamayan ürünlerin pazarlamasının yapılmadığını ve para kazanılmadığını, Müvekkillerinin, davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi tacir yardımcısı olmadığını, TBK’nın rekabet yasağının sona ermesi başlıklı 447/2 maddesi kapsamında ve haklı nedenle fesih etmek mecburiyetinde kaldığından, ortada herhangi bir rekabet etmeme borcundan da söz edilemeyeceğini, dava dosyasında rekabete ilişkin bulunduğu iddia edilen kayıtın TBK 444/2 hükmü kapsamında geçerli olmadığını, davacı şirket bünyesinde herhangi bir ticari sır, üretim sırrı ve gizli haiz bir iş yürütülmediğini, müvekkillerin kanunun amir hükmüne uygun bir pozisyonda çalışmadıklarını, davalılar tarafından gerçekleşmiş ve gerçekleşebilecek bir zararın olmadığını, davacı ve davalı şirketlerin çok farklı alanlarda iş yapmak üzere kurulduklarını, haksız rekabetin oluşabilmesinin en önemli şartı olan işverenin/davacının korunmaya değer haklı bir menfaatinin bulunması gerektiğini, bu durumun işbu davada mevcut olmadığını, davacı şirketin, işbu davayı açmasının temel amacının, davalı müvekkillerin iş sözleşmelerinin son bulması ve işçilik alacaklarına karşı davacı yana açmış oldukları davaların haksız çıkarma çabası olduğunu belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini, yargılama gider ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, haksız rekabetin tespiti ile bu nedenle davacının uğramış olduğu iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini ile haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkindir.
… Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiş dosya, Uyap sistemi üzerinden dosyamıza kazandırılmıştır.
Patent Enstitü’süne müzekkere yazılarak davacı adına tescil edilmiş … veya ürününün lisans veya patentinin alınması için başvuru yapılıp yapılmadığı, bu hususta alınmış bir ürün olup olmadığı bilgisinin Mahkememize bildirilmesi istenilmiş, 14/10/2019 tarihli cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır. Müzekkere cevabında özetle; davacı … …Ltd. Şti.’ye ait tescilli markalarına ilişkin kullandıkları ürün ve hizmetlerinin; … sayıyla tescilli markalara ilişkin kullandıkları ürün ve hizmetleri olduğu, marka tescilleri halen geçerliliğini devam ettirdiği, söz konusu markalar üzerinde herhangi bir lisans kaydının olmadığı, 23/11/2007 tarih ve … sayılı, başvuru numaralı, “….” ibareli Nano kesici takımlar makina….marka sahibi, bu marka üzerindeki tüm hak ve yetkilerini, …’ye devrettiği tespitinin yapıldığı, ayrıca … adına patent, faydalı model ve tasarım kaydı bulunmadığı belirtilmiştir.

Dosyanın haksız rekabet konusunda uzman nitelikli hesap, bilgisayar bilişim uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmalarını karşılar, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktaları ile sınırlı olmak üzere dava konusu olayda haksız rekabetin oluşup oluşmadığı var ise davacı tarafın zararının tespitinin yapılması istenilmiş, 25/08/2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporunda Özetle ; taraflar arasında haksız rekabetin oluştuğunu gösteren somut verilerin veya delillerin olmadığı, davalıların davacı şirketten ayrıldıktan sonra bir takım ticari sırları davalı şirkete taşıdığı ve davalı şirketin de bundan haksız yarar sağladığı iddiasının açıkça belirlenemediği, davalının somut olarak hangi bilgiye ulaştığı ve davacının hangi ticari yararını engellediğinin ortaya konulmadığı, diğer bir ifadeyle haksız rekabetin varlığının ispatlanamadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarını karşılar ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, 11/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır. Ek Raporda, 25/08/2020 tarihli kök rapordaki tespit, değerlendirme ve kanaati değiştirmeyi gerektirecek yeni bir durum olmadığı belirtilmiştir.
Rekabet yasağı 6098 sayılı TBK’nın Genel Hizmet Sözleşmesi hükümleri içinde 444 ila 447. maddelerinde düzenlenmiştir. Bunun nedeni ise rekabet etmemenin sadakat borcunun bir gereği olmasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde 54 – (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların
menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız
ve hukuka aykırıdır.” şeklindedir.
TTK’ nın 56. Maddi uyarınca, iktisadi rekabetin objektif iyi niyet kurallarına aykırı her türlü suistimali haksız rekabettir.
TBK m. 396/4’e göre “İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırlan gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür”.
TBK rekabet yasağı başlıklı 444. maddesinde “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı … …Ltd. Şti. ile davalı … arasında 26.03.2018 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi yapıldığı, söz konusu sözleşme kapsamında davalı …’in davacı şirket …’de bilgisayar mühendisi unvanı ile 07.05.2015 tarihinde işe başladığı, 12.10.2018 tarihinde ilişkisinin kesildiği; davalı … ile davacı şirket … arasında bila tarihli iş sözleşmesi yapıldığı, söz konusu sözleşmeye göre davalının davacı şirkette yazılım geliştirici unvan 12.03.2015 tarihlinde işe başladığı, 19.10.2018 tarihinde ilişkisinin kesildiği görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “GİZLİ BİLGİLERİ İÇEREN MATERYALLERİN İADESİ” başlıklı 22. maddesinde “Gizli bilgiler içeren her türlü materyal, her türlü bilgi içerir belge ve bu belgelerin suretlerini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ya da iş bu sözleşmenin sona ermesi halinde işverenin yazılı ihtarına gerek olmaksızın en geç 3 iş gün içerisinde işverene iade edecek ve kendisinde başkaca belge kalmadığını yazılı olarak tasdik edecektir. Bu durumda dahi çalışan tüm sözleşme yükümlülükleri ile bağlı kalmaya devam edeceğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. Bu madde kapsamında çalışan sözleşme hükümlerine aykırı davranır ise ….işverenin uğradığı her türlü zarar ile bir de peşinen herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın cezai şartı da ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. ” hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme incelendiğinde; rekabet yasağı ile ilgili özel bir düzenlemenin olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı …’in davacı … …Ltd. Şti.’nin haricinde, benzer alanlarda ve çeşitli tarihilerde 3 farklı kamu kurumunda ve özel sektörde faaliyet gösteren 6 farklı şirkette çalıştığı; …’nin ise özel sektörde faaliyet gösteren 4 farklı şirkette çalıştığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı eski çalışanlarının yeni şirket kurduğunu ve rekabet yasağına aykırı davrandığını, TTK’nın haksız rekabet hükümlerine, TBK’nın işçinin özen ve sadakat borcu hükümlerine aykırı olarak kötüleme suretiyle müvekkili şirkete zarar verdiğini ve müşteri çevresinden menfaat sağlamak suretiyle haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davacı şirket ile davalı şirkete ilişkin kayıtlar incelendiğinde her iki şirketin iştigal alanı ve konusu benzerlik gösterse de, davalının rakip bir işyeri açmasının tek başına haksız rekabet olarak değerlendirilmesinin mümkün olamayacağı, dava konusu olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşmede rekabet yasağı ve aykırı davranış halinde cezai şart ödeneceği ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı, ticari sır niteliğinde olan unsurların dava konusu olayda şirket sırlarının herhangi bir şekilde menfaatleri doğrultusunda kullandıkları veya üçüncü kişilere ilettiklerine yönelik iddiaların somut delillerle belgelendirilmediği, T.C. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun cevabı yazısında davacı … …Ltd. Şti.’ye ait tescilli markalarına ilişkin tescilli markalara ilişkin kullandıkları ürün ve hizmetlerin olduğu, marka tescilleri halen geçerliliğini devam ettirdiği, söz konusu markalar üzerinde herhangi bir lisans kaydının olmadığının belirtildiği, davalıların geçmişte davacı şirket dışında benzer alanlarda farklı işlerinde çalıştığı, şirketten ilişiği kesilen çalışanların rakip bir firmada çalışmayacağı seklinde çalışma yasağı getirilmesinin Anayasa ile güvence altına çalışma özgürlüğünün ihlali niteliğinde olacağı, davalının davacının zararına olacak şekilde fiil ve eylemlerde bulunduğu ispat edilemediği ve zarar veya zarar tehlikesi koşulunun oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle
Davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine yönelik davanın reddine,
Maddi tazminat yönünden
-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan bedelin yatıran tarafa iadesine,
-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Manevi tazminat yönünden
-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu fazladan yatırılan harcın davacıya iadesine,
-Manevi tazminat yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imz